CHP'li Erol: Sayın Cumhurbaşkanı bugün bu ülkede hala cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sayesinde

CHP'li Erol: Sayın Cumhurbaşkanı bugün bu ülkede hala cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sayesinde

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol TBMM Genel Kurulu’nda, “Sayın cumhurbaşkanımız büyükşehir belediye başkanlığı döneminde faşist, baskıcı zihniyetin yönlendirmesiyle siyasi yasak aldı. Peki siyasi yasağını kim kaldırdı? Cumhuriyet Halk Partisi kaldırdı. Eğer sayın cumhurbaşkanı hala bugün bu ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sayesinde. Geldiğimiz noktada İstanbul’da bir ağır ceza mahkemesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ilgili, kullanılan bir ifadeyle ilgili siyasi yasak getirdi. Ne oldu sizin Türkiye’de yasakların kaldırılmasıyla ilgili sözlerinize? Niye bu noktaya geldiniz? Çünkü AK Parti kurulduğu zihniyette değil. Saadet zincirine dönüştü. AK Parti artık Türkiye'de insanların sorunlarıyla, yurttaşlık haklarıyla, yolsuzluklarla, yolsuzluklara ve yasaklarla uğraşan bir parti değil. Tam tersine bunları kendisine kalkan eden ama diğer taraftan da kendi iç dünyasında saadet zinciri kuran bir parti” dedi.

TBMM Genel Kurulunda bugün 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi’nin maddeleri üzerine görüşmelerinin tamamlanmasının ardından, 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi maddeleri üzerine görüşmeler başladı. 5’inci madde üzerine söz alan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol şunları söyledi:

"Önemli olan büyük bütçeler yönetmek değil, önemli olan her yurttaşımızın yasal haklarının teminatı olmak"

“Önemli olan büyük bütçeler yönetmek değil, önemli olan büyük projelere imza atmak değil. Önemli olan yurttaşlarınızın anayasal yurttaşlık haklarını korumak, özgürlük alanlarını aşmak, her yurttaşımızın yasal haklarının teminatı olmak. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, 2001 yılında partisini kurarken özellikle yasaklar, yokluk ve yolsuzluk ile ilgili Türkiye’ye bir çıkış yaptı. Vatandaşta inandı oyunu verdi. O günden bugüne kadarda ülkemizin başında dönem dönem başbakan, dönem dönem cumhurbaşkanı olarak görev yapmakta.

"Sayın Cumhurbaşkanı hala bugün bu ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sayesinde"

Geldiğimiz noktada aynı yerde misiniz? Sayın cumhurbaşkanımız büyükşehir belediye başkanlığı döneminde faşist, baskıcı zihniyetin yönlendirmesiyle siyasi yasak aldı. Peki siyasi yasağını kim kaldırdı? Cumhuriyet Halk Partisi kaldırdı. O günlerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı Deniz Baykal, ‘bir siyasi partinin genel başkanı kendi adıyla oy pusulasında seçime girmiş ve Türkiye’de birinci parti olmuşsa siz onun başbakanlık hakkını elinden alamazsınız, siz onun seçme ve seçilme hakkını elinden alamazsınız’ dedi ve bu parlamento sayın cumhurbaşkanının siyasi yasağını kaldırdı. Bu kürsülerde bugün oturuyorsanız, eğer sayın cumhurbaşkanı hala bugün bu ülkede cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyorsa Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sayesinde. Biz insanların yurttaşlık haklarına ve anayasal haklarına önem veririz.

"AK Parti kurulduğu zihniyette değil"

Geldiğimiz noktada İstanbul’da bir ağır ceza mahkemesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu ilgili, kullanılan bir ifadeyle ilgili siyasi yasak getirdi. Ne oldu sizin Türkiye’de yasakların kaldırılmasıyla ilgili sözlerinize? Niye bu noktaya geldiniz? Çünkü AK Parti kurulduğu zihniyette değil. Saadet zincirine dönüştü. AK Parti artık Türkiye'de insanların sorunlarıyla, yurttaşlık haklarıyla, yolsuzluklarla, yolsuzluklara ve yasaklarla uğraşan bir parti değil. Tam tersine bunları kendisine kalkan eden ama diğer taraftan da kendi iç dünyasında saadet zinciri kuran bir parti.

1 Mart Tezkeresi’nde şanlı, şerefli askerlerimizin başına çuval geçirildiği halde nota bile veremedik. İşte o günler anlatılacak bu kürsülerde. 2004 yılında sayın cumhurbaşkanımız Yahudi madalyasını aldı. Yine 2004 yılında Büyük Orta Doğu Eş Başkanlık unvanını aldı. 2008 yılında Ergenekon, Balyoz davalarının savcısı oldu. 2009 yılında çözüm sürecinde Habur Sınır Kapısı’na terör örgütü üyelerinin ayağına Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemeleri götürüldü ve çadır mahkemeler kuruldu. 2010 yılında Mavi Marmara’da 10 tane vatandaşımız şehit oldu, ağzımızı dahi açamadık. En kötüsü 2015 yılında Süleyman Şah Türbesi’nin, türbesini kaçırdık. Orada yatan Süleyman Şah’ın mezarını taşımak zorunda kaldık. Türkiye Cumhuriyeti’nin bayrağı dünya üzerinde hangi noktada şanla şerefle asılırsa gerekirse orada on binlerce askerimizi şehit etmesini göze alır o bayrağın orada dalgalanmasını sağlarsanız.

"Bunlar tarih boyunca konuşulacak"

Önemli olan bu ülkede darbeye sebebiyet ve gerekçe oluşturarak müdahale etmek değildir. Bu yönetimdeki aczinizdir. Önemli olan ülkeyi bu noktaya getirmemektir. Darbe yapılacak aşamaya getirmemektir. Ne oldu Cemal Kaşıkçı olayına? Rahip Brunson meselesine ne oldu? Rest çekmiştik. Bunlar da tarih boyunca konuşulacak. Siyasi partiler gelip geçicidir. Devlet kalıcıdır. Birinci parti olarak buradasınız, biz ikinci parti olarak yanınızdayız. 2023 yılında yapılacak ilk seçimde biz birinci parti olacağız, siz bizim yanımızda ikinci parti olarak olacaksınız. Seçimden sonra haliniz ne olur onu bilmiyorum. Biz bütçe görüşmelerinde sizin muhalefet partilerinin milletvekillerine davrandığınız gibi davranmayacağız. Sizi dinleyeceğiz.” (ANKA)