CHP İstanbul Milletvekili Avukat Sera Kadigil, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü vesilesiyle özel tiyatroların yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıdı. Özel tiyatroların kamusal hizmet alanı içinde tanımlanması gerektiğinin altını çizen Kadıgil, pandemi süreciyle birlikte yeterli desteği alamayan tiyatroların can çekiştiğine dikkat çekti. Kadıgil “Türkiye’de 10.000 civarı oyuncu, 20.000 civarında da özel tiyatro çalışanı can çekişiyor” dedi.
Kadıgil, araştırma önergesinde Tiyatro Kooperatifi raporlardan edinilen bilgiye göre, “Salgın sürecinde özel tiyatroların %63’ünün toplam geliri 500 TL’nin altına düşmüştür. Özel sektörden destek alabilen özel tiyatro oranı sadece %10’dur. Salgın sürecinde ek destek alamadıkları takdirde özel tiyatroların %50’si sahnelerini kapatmak zorunda kalacaktır. Küçük Tiyatro, Öykü Sahne, Toy Sahne ve büyükşehirler dışında var olmaya çalışan küçük-büyük, amatör-profesyonel bazı tiyatrolar salgında kaybedilmiştir” ifadelerine yer verdi.
Büyük çoğunluğu sigortasız çalışan tiyatrocuların pandemiyle birlikte tamamen işsiz ve güvencesiz kaldığını ifade eden Kadıgil, devletin yaşanan mağduriyetler karşısında yeterli desteği sağlamadığını vurguladı. Kadıgil, Tiyatro Üreticileri ve Yapımcıları Derneği tarafından alandan pek çok ismin katkısıyla hazırlanan “Tiyatro Yasası için; Ne Yapmalı? Nasıl Yapmalı?” başlıklı rapora atıfta bulunarak şunları kaydetti:
“Devlet bu alanda yaşanan sorunlara karşı bir çözüm üretme yoluna gidememiştir. Kamu sağlığı açısından kısıtlamalar doğru olarak değerlendirilebilmekle beraber, devletin değişik sektör ve alanlara tedbirleri daha çok ticari ve siyasi tercihlere göre düzenlemesi ve pek çok ülkede olduğu gibi tiyatrolara yönelik koşulsuz, geri ödemesiz, yeterli maddi desteği verememesi tiyatroları zor duruma sokmuş, yıllardır sahnesi açık olan, köklü tiyatrolardan kapanma haberleri gelmeye başlamıştır. 1 Haziran 2020 tarihi itibariyle kısıtlamaların esnetilmesi tiyatro üreticisi, oyuncusu ve sahne arkası çalışanlarının yaşamında bir değişiklik oluşturmamıştır. Yaz aylarında tiyatro sezonunun kapalı olması, sonrasında pandemi nedeniyle salonların %50 kapasiteyle çalıştırılması, alanın büyüklüğüne göre seyirci sınırlaması koşulu, halkın kapalı alanlarda bulunmayı tercih etmeyecek olması da tiyatro vb. etkinliklerde kısıtlamaların kalkmasını anlamsız hale getirmiştir."
Türkiye’de tiyatro alanının hem sanatsal nitelik hem de çalışanların özlük hakları bakımından sosyal devlet standartlarının oldukça gerisinde kaldığını ifade eden Kadıgil, iktidarların siyasi ve ideolojik tercihleri doğrultusunda yönlendirilmek istenen özel tiyatro desteklerinin ifade özgürlüğünü yok ettiğinin altını çizdi.
CHP’li Vekil, Kültür Ve Turizm Bakanlığı'na ayrılan bütçenin genel bütçenin sadece yüzde 4 olduğuna dikkat çekerek ivedi bir şekilde bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini ifade ederek “Bütçe sorunu ve kamusallık tartışmaları başlıca iki sorun olarak görülmekle beraber, esasen tiyatroların sıkıntılarına kalıcı çözümler bulunabilmesi, destek yönetmeliklerinin, vergilerin, NACE kodlarının, sigorta primlerinin, çalışanların özlük haklarının, sansürün, düşük fiyatlı elektrik/su/yakıt gibi teşviklerin incelenmesini gerektirecek pek çok farklı konuda yapılacak bir araştırma ve çözüm gerektirdiğinden, başta Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve hatta yerel yönetimler dahil edildiğinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere pek çok kurumun bir araya gelerek tüm paydaşların dinlenildiği bir çalışma yürütmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.