Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Vahap Seçer, kentte yaşayan Suriyelilerin, vatandaşları ekonomik, sosyal ve kültürel birçok sorun ile karşı karşıya bıraktıklarını dile getirerek, belediye bütçesinden yardımda bulunmayacağını söyledi.
Büyükşehir Belediye meclisi haziran ayı toplantısı ikinci birleşimi, Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi. Kongre ve Sergi Sarayı'nda yapılan toplantıda komisyon raporlarına ait 22 ve idare tekliflerine ait 5 gündem dışı olmak üzere toplam 27 madde görüşüldü. Kentte yaşayan Suriyelilerin, vatandaşları ekonomik, sosyal ve kültürel birçok sorun ile karşı karşıya bıraktıklarını dile getiren Belediye Başkanı Seçer, "Suriyeli konusu, önemli bir konu. Suriyeli misafirler terimini bilerek kullanıyoruz, çünkü hukuki olarak mülteci veya sığınmacı diyemiyoruz. Sayıları resmi kayıtlarda 200 bin. Gayri resmi 300 binin üzerinde. Mersin nüfusunun 1 milyon 800 bin olduğunu düşünürsek, yaklaşık olarak onlarla beraber 2,2 milyona çıkıyor. Her 5 kişiden biri Suriyeli misafir. Birçok ekonomik, sosyal, kültürel sorunlarla bizleri karşı karşıya bırakıyorlar. Bunları nasıl çözebiliriz, üstesinden gelebiliriz, eminim ki onlar da böyle bir durumla karşılaşmak istemezdi. Kimse vatanından uzak kalmayı, savaş çıkmasını, çoluk çocuk topraklarını, vatanlarını, evlerini terk etmeyi istemez. Bu olayın iki boyutu var. Bir sorunlar bütünü olarak bakmak lazım. Ekonomik, sosyal ve siyasal olarak. Diğer taraftan insani boyutu var" dedi.
Suriyelilerle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, "Bu konuda beş düşünüp bir konuşmak lazım. Çünkü bu kentte, bir vatandaşın tırnağına taş değse, sorumluların başında ben gelirim. Böyle bir şeyi asla arzu etmeyiz. Burada bizim için esas olan huzur. Belediyemizin Suriyeli misafirlerle ilgili bir yardım kalemi yok. Benim öyle bir çalışmam da yok. Bundan sonra da olmayacak. Ben bütçemden Suriyeli misafirlerle ilgili yardım yapmam. Benim vatandaşlarım için kıt kanaat bütçe içerisinden onlara sunduğum hizmet ancak onlar için spesifik bazı özel çalışmalar olabilir. Burada benim sıkıntım şu, Ankara'dan gelen hakkım 1 milyon 800 bin nüfus üzerinden geliyor. Oysa ben 2,2 milyon kişiye hizmet olarak sunuyorum" diye konuştu.
Arapça tabelaların da görüntü kirliliğine neden olduğunu kaydeden Başkan Seçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Göç idaresi bu kenti tabela açısından düzene koyalım demiş. Bana ileti geldiği andan itibaren yetkili arkadaşlarımı çağırdım, hemen bir komisyon kurduk. Kentin kimliğini oluşturalım dedik. Herkes her yere tabela asmayacak. Büyükşehir'in bir standardı olacak. Rengi, ebadı, boyutu, nereye asılacağı, sokak tabelaları, her şey bu kent kimliğine uygun olacak. Onun dışına kimse çıkmayacak. Benim onun gelirinde falan derdim yok. Oradan alacağımız 3 kuruş reklam ve tabela vergisi değil. Her taraf, Arapça tabelalar. Kardeşim Türkçem var, Türkçe'yi kullan. Kendi vatandaşının anlayacağı dil ile yaz. Gidin Avrupa'ya binlerce Türk yaşıyor. Öyle çok Türkçe tabela göremezsiniz. Almanya'da Almanca, gidin Londra'ya İngilizce ya da Hollanda'da Flemenkçe tabelalar var. Biz 'saldım çayıra Mevlam kayıra.' İstediği yere, istediği tabelayı, istediği dil ile asıyor. Bu görsel kirliliği ve kültürel karmaşayı ortadan kaldıracağız."
Belediye olarak herhangi bir zümre ile alakalı özel bir tasarrufta bulunamayacaklarını kaydeden Başkan Seçer, şunları söyledi:
"Bazı belediyeler Suriyeli misafirleri plajlara sokmuyor diyorlar. Böyle bir karar alamayız. İnsani olarak da doğru değil. Böyle yasak getirme gibi gayri insani bir tutum içerisinde olamayız. Ama bir standarda oturtup, denetim yapabiliriz. Bana 'Suriyeli sorununu nasıl çözeceksin' diye soruyorlar. Bu sorunu ben çözemem. Bu sorunu çözecekse, Ankara'nın içinde bulunduğu Orta Doğu'ya şekil veren ülkeler çözecek. Ben belediye başkanı olarak görev ve yetkilerim dâhilinde o misafirlerin burada burnunun kanamaması için ve o misafirlerin de ev sahibini rahatsız etmemesi için her türlü tedbiri alırım. Umut ediyorum, bu sorun en kısa sürede çözülür." (DHA)