CHP'li Murat Bakan, AKP'nin 17 yılını değerlendirdi: Gerici politikaları hızla toplumu sardı, aklı Orta Çağ’a iade edilmiş bir siyasi taban yaratıldı

CHP'li Murat Bakan, AKP'nin 17 yılını değerlendirdi: Gerici politikaları hızla toplumu sardı, aklı Orta Çağ’a iade edilmiş bir siyasi taban yaratıldı

CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, AKP’nin 17. Yılı nedeniyle yaptığı açıklamada AKP’nin 17 yıllık süreçteki icraatları eleştirdi. “17 yıllık AKP iktidarını tek kelimeyle ifade etsem, ‘Yozlaşma’ derim” ifadesini kullanan Bakan “AKP’nin gerici politikaları hızla toplumu sardı, siyasal İslam’ın iktidarı altında demokrasiden, özgürlüklerden, kadın erkek eşitliğinden, hukuktan uzaklaşmış bir nevi aklı Orta Çağ’a iade edilmiş bir siyasi taban yaratıldı” sözlerini kullandı.

“Eğitimde, sağlıkta, akademide, TSK’da, bürokraside, yargıda ve ticarette el ele, siyasette totaliter, adalette otoriter, ekonomide yağmacı talancı, kültürde gerici yobaz hegemonya yarattılar. Aynı menzile birlikte yürüdükleri yol; Cumhuriyet’in ilke ve kazanımlarını yok ettikleri yoldu...” değerlendirmesinde bulunan Bakan’ın "Türkiye, uzun yıllar rehabilite edilmeye muhtaç bir ülke haline getirildi" dedi. Bakan'ın açıklaması şu şekilde:

“Ekonomik kriz ortamında, ekonomi ve insan haklarını odaklı söylemlerle iktidara gelen AKP, 17 yıllık iktidarını kutladığı bugün ekonomik kriz ve hakları ihlalleriyle cebelleşiyor.

‘Cebelleşiyor’, çünkü son günlerde başka gündemler sebebiyle yakıcılığı kamusal alanda sıkça dile getirilmeyen ekonomik krizin derinleştiği, baskısını vatandaşın nefesini kesecek kadar arttırdığı günlerden geçiyoruz…

‘Cebelleşiyor’, çünkü bir yandan hem yargı sistemindeki adaletsizlikler hem toplumsal alandaki sosyal adaletsizlikler toplumun güvenini ve toplumsal barışı zedeliyor, diğer yandan ise dış politikadaki hataların da etkisiyle uluslararası alandaki sıkışmışlıktan kurtulamıyor.

AKP’nin 17 yıllık iktidarının tartışmasız en büyük destekçisi, tarikat-siyaset-ticaret ilişkisi kurup 12 yıl boyunca iktidar/kar ortağı olan; terör örgütü Gülen Cemaatiydi…

Eğitimde, sağlıkta, akademide, TSK’da, bürokraside, yargıda ve ticarette el ele, siyasette totaliter, adalette otoriter, ekonomide yağmacı talancı, kültürde gerici yobaz hegemonya yarattılar. Aynı menzile birlikte yürüdükleri yol; Cumhuriyet’in ilke ve kazanımlarını yok ettikleri yoldu...

17 yıllık AKP iktidarını tek kelimeyle ifade etsem, ‘Yozlaşma’ derim sanırım.

AKP’nin gerici politikaları hızla toplumu sardı, siyasal İslam’ın iktidarı altında demokrasiden, özgürlüklerden, kadın erkek eşitliğinden, hukuktan uzaklaşmış bir nevi aklı Orta Çağ’a iade edilmiş bir siyasi taban yaratıldı.

Öte yandan ise, adım adım otokratik bir rejim inşa edildi. Bugün hiçkimsenin ve hiçbir kurumun, saraydan icazet almadan hareket edemediği yönetim organizasyonu iflas etti.

Ve Türkiye, uzun yıllar rehabilite edilmeye muhtaç bir ülke haline getirildi.

Ancak tam burada şunu da belirtmek gerekir ki; Cumhuriyet felsefesini, demokrasiyi, özgürlükleri ve tabii ki en önemlisi seküler yaşamı içselleştirmiş ve AKP iktidarının ülkeyi sürüklemeye çalıştığı Orta Çağ karanlığına izin vermeme konusunda tüm baskılara rağmen karşı duruş sergilemekten geri durmayan bizler, Gezi Direnişi’nde demokrasiye, özgürlüklere, gerekirse canı pahasına sokakta çatışmayı da göze alarak sahip çıkabileceğimizi açıkça gösterdik.

İzmir ise, 17 yıl boyunca kamu yatırımlarından hep en az payı alan, muktedire destek vermediği için cezalandırılan bir pozisyonda tutuldu. Bizler İzmir’in yağmalanmasını önlemeye çalıştıkça ve İzmirliler kendilerini ötekileştiren tüm söylem ve politikalara gereken cevabı verdikçe kamudan hak ettiği yatırımları alamamaya devam edecek. Yerel yönetimlerimiz elinden gelenin fazlasını yaptı, yapıyor ve yapmaya da devam edecek. Cumhuriyet’in ilke ve devrimlerine bağlı İzmirliler ise sarayın karşısında eğilmeyecek.

Kapitalizmin siyasal çıkmazı, tüm dünyada aşırı sağ, milliyetçi ve dinci anlayışlarla kendine yol bulmaya çalışıyor. Kin, nefret ve kutuplaşma tüm dünyada egemen… Çıkışımız ise; solun evrensel değerleri. Eşitlik, adalet, özgürlük, barış…”