CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "İzmir işgal altında diyen" Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a yönelik olarak, "Hadsiz, İzmir’de nerede yönetimdeyiz biz? Büyükşehir’de, ilçe belediyelerinde, en az yüzde 60, 78, 80 oy aldığımız belediyeleri yönetiyoruz. Sen işgal altında diyorsun, yüzde 22 oyla iktidara gelmiş, yüzde 22 oyla İstanbul’u yönetmiş Recep Tayyip Erdoğan, o zaman işgal denmemiş de yüzde 80 oya deniyor. Nerede kaldı milli irade? Sen Tayyip Erdoğan’ın atanmışısın, sen seçilmiş birinin atadığı kapının dış mandalı, zurnanın en aşağıdaki deliğisin. Sen İzmir’e muhtar olamazsın Murat Kurum, hadsiz atanmış!" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İzmir İl Başkanlığı’nda bugün gündeme ilişkin basın toplantısı düzenledi. Özel, şunları söyledi:
“Bugün Recep Tayyip Erdoğan’ın MKYK toplantısında söylendiği belirtilen bazı ifadeler bir köşe yazarının köşesine taşınmış, oradan okuduk. Erdoğan diyor ki; ‘Keşke Esad, Özbekistan’a gelseydi görüşürdüm, yüzüne söylerdim ama o gelmez'. Bu cümleyi kullanmış olabilir ama bu cümleyi Hürriyet gazetesindeki bir köşeye taşıyan nedir MKYK toplantısında, dinlemenin mümkün olmadığı büyük bir gizlilik içinde toplantı yapılırken, toplantının en can alıcı cümlesi bir köşede. Bu servis edilmiş demek.
AKP’nin kurumsal olarak Erdoğan’ın bu cümlesini servis etmesi söz konusu. Tayyip Bey, hangi hal ve şartta olursa olsun Esad ile görüşmeyi kafaya koymuş ve bunun yolunu yapıyor. Hem Türkiye kamuoyunu hazırlıyor hem de Esad’a selektör yapıyor. Esad ile doğrudan arada aracı olmadan doğrudan görüşülmedir. Bunu Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu 2012 yılından beri 10 yıldır dilinde tüy bitene kadar söylüyor. O günden bugüne ne oldu ‘Katil Esad ile görüşmem, Esad’ın elinde kan var, artık o benim için Esad değil Esed…’ diyenler seçim senesine gelince bugün başka bir noktaya geldi. Erdoğan’ın bu U dönüşünü yapacağı zaten kaçınılmaz.
2012’den beri Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Diplomaside kavga olmaz, komşuyla diplomasiyi terk etmek olmaz’ dedi, sen ‘Görüşmeyeceğim’ dedin. Bugüne kadar ne oldu, 245 şehidimiz var, tam 10 yılda 245 polis, asker, kamu görevlisi. Bu inadın sonunda şehit evlatlarımız. 245 ağlayan ana, kahrolan baba, 245 ocağa ateş düştü, bugün gelmiş ‘Esad ile görüşmek isterim’. Çok geç kaldınız. Dün, ‘Bir gece ansızın gelebilirim’ diyordu; Kıbrıs Barış Harekatı’nda Türk askerlerin Kıbrıs tarafına söylediği şarkı bu. Oradan kendine kahramanlık devşiriyor ama meğerse o şarkıyı en naif şekilde Esad için söylüyormuş.
Şimdi cevap beklediği belli, görüşecek, görüşmesinde şaşılacak bir şey yok. Yine de görüşmesi gerektiğini söylüyoruz. Esad ile görüşerek, bütün komşularla görüşerek, BM’yi, AB’yi, Güvenlik Konseyi’ni bu işe dahil ederek Suriye’deki savaşı bitirecek, iç karışıklığı sonlandıracak, Türkiye’deki bütün sığınmacıların Suriye’ye geri gitmelerini sağlayacak yöntem, formül, irade CHP’dedir, bu irade millet ittifakındadır. Sorunun sebebi olanlar sorunun çözümü olamazlar. Bu sorunu Recep Tayyip Erdoğan başına bela etmiştir. Bunun altını çizmek gerekiyor. Seçim senesi olana kadar Birleşik Arap Emirlikleri’ne ‘darbe finansörü şerefsizler’ diyenler birkaç gün sonra 10-20 milyar dolar için şerefsiz dediklerine evlatlarına sarılır gibi sarıldılar.
Yarattığı düşmanlarla barışarak, dış politikada 'iyiye gidiş' göstermeye çalışıyor. Bu tamamen bir illüzyondur. Buna bu ülkedeki yaşayan insanların karnı toktur. Bu sorunların çözümünün tamamı Türkiye’nin geleneksel, barışçı, ilkeli ve dengeli tutumunu sürdürmesi, yeniden o dış politikayı inşa etmesiyle mümkündür. Suriye’de bütün komşularla da barışa kapı aralanabilir ama bu kapının aralanması seçimde sandığa giden seçmenin oyu kullandıktan sonra perdeyi aralayıp çıkıp oyunu sandığa atmasıyla başlayacak.
AKP Milletvekili Mücahit Arınç, bir televizyon programında SPK ve rüşvet iddialarıyla ilgili şöyle söylemiş; ‘İddialar ve bu iddiaların gerçekliği ile ilgili bir durum varsa mutlaka soruşturulmalı, gereğinin yapılması elzemdir, bu devletin malı gereğinin yapılmasını gerektirir'. Bir gerçek var bugüne kadar 2,5 hafta önce bir suç duyurusunda bulunduk. AKP’den, emniyetten, savcılardan ses yok Mücahit Arınç’tan ses var. Milletin beklediği ses savcılardan. Bu kadar kokuşmuş bir duruma, günü gelince biz kayıtsız kalmayacağız. Soruşturan soruşturur, soruşturmayan soruşturmaz, gün gelince bunlar zaten soruşturulur ama o gün bugün soruşturmayanlar da soruşturulur. Akıllarını başlarına alsınlar. Bu kadar pisliğe, kokuşmuşluğa bir şey yapamayan cumhuriyet savıcısı emin olun bir şey yapıyordur, bunu da tarih önünde emin olun gelecek dönemlerde kendisinden sorarlar.
Şehircilik Bakanı Murat Kurum, son bir haftadır en çok konuşan AKP’li siyasilerden bir tanesi, bir toplu konut projesi açıklandı. Dağ fare doğurdu ama toplu konut projesiyle ilgili CHP şunu söylüyor; Türkiye’yi sadece yoksulları değil, eskinin orta diğerini; memuru, emeklisi herkesi yoksullaştırıp orta direği çökerttiler. Bugün evi olmayan herkes kendi imkanlarıyla ev alamaz. Bugün takip edilen yöntem doğru değil. Sosyal konut projesine karşı değiliz, bu projede karşı olduğumuz dört şey var; yüksek ödemeler, peşinat istenmesi, altı ayda bir ödemelere zam gelecek olması, eve geçmeden de kira ödeme zorunluluğu.
1 Ekim’de kanun teklifimizi veriyoruz, gündeme alınmasını bekliyoruz. 5 bin 500 lira alan bir asgari ücretli yada polis, öğretmen, küçük esnaf kirayı mı ödeyecek bu parayı mı ödeyecek. Onun için diyoruz ki; başvursunlar, evler yapılsın, eve geçsinler kira ödemekten kurtulduğu ay kira ödemeye başlasın. 3 ayda eve taşınma masrafları için almayalım, 3 ay sonra ödeme başlasın. Bizim karşı olduğumuz budur. Bugün 60 bin lira peşinat istiyor, kim kaybetmiş de 60 bin lirayı evsiz, barksız, kirada oturan adam bulsun.
Şunu diyordu; ‘Ya borç alsın, borç almazsa fazla mesai alsın asgari ücretli yada ikinci bir işte çalışsın.’ Bir bakan günde 10 saat çalışan asgari ücretliye 'ek iş yap' der mi? Bir kere kanunen yasak. Bunlar bu kadar kötü adam. Bunların bir eli yağda bir eli balda, altlarında son model Mercedes, senin benim gibilerin paraları, çocukları yurt dışında okur, Recep Tayyip Erdoğan’ın dörtte dört. Sana geldi mi 'eve gitme, ek işe git'.
Kurum demiş ki; ‘İzmir, beceriksiz, liyakatsiz, işgal altındadır, İzmir’ yönetimi işgal altındadır. Hadsiz, İzmir’de nerede yönetimdeyiz biz? Büyükşehir’de, ilçe belediyelerinde, en az yüzde 60, 78, 80 oy aldığımız belediyeleri yönetiyoruz. Sen işgal altında diyorsun, yüzde 22 oyla iktidara gelmiş, yüzde 22 oyla İstanbul’u yönetmiş Recep Tayyip Erdoğan, o zaman işgal denmemiş de yüzde 80 oya deniyor. Nerede kaldı milli irade? Sen Tayyip Erdoğan’ın atanmışısın, sen seçilmiş birinin atadığı kapının dış mandalı, zurnanın en aşağıdaki deliğisin. Sen İzmir’e muhtar olamazsın Murat Kurum, hadsiz atanmış!
Barolar Birliği avukatlar spor oyunu yapıyor. Usulüne uygun başvurmuşlar, olur diye cevap almışlar. Her şey tamamlanmış, 8 Eylül’de başlayacak diyorlar ki, ‘Valilik bunu iptal etti'. Bugüne kadar Türkiye’de 18 festival ve büyük konser iptal edildi. Sonuncusu da bu; gerekçesi de yok. Meslek örgütünü cezalandıracaklar aynı görüşte değiller. İzmir’e 350 milyon lira zarar. Önce izin verip, sonra bunu iptal etmişler.
Bugün Fuat Oktay, Sivas’ta konuşmuş; ‘Muhalefet PKK ile FETÖ’nün arka bahçesine masa kurdu. Bir hadsiz atanmışlık örneği de burada. Şuursuz atanmışın tekidir. Fuat Oktay, bu lafları derhal geri alacaksın. O bütçe konuşasında o salona geldiğinde geçen seferden beter olursun. O bütçe sunumunu sana yaptırmazlar. Yalanın, iftiranın, hakaretin bir dozu var. CHP’ye ve millet masasına bu lafları söyleyebilmek senin ne hakkındır, ne haddindir, seni bundan men ederiz. Bir atanmış olarak haddinizi bileceksiniz, ona göre davranacaksınız.
KPSS 18 Eylül Pazar günü yapılacak. Biliyorsunuz 20 tane sorusu bir dershanenin kitapçığından çıkan sınav. Bu ilk rezalet değil. FETÖ döneminde soruların çalındığı, cemaate servis edildiği, belki örneğin kendi mesleğini yapamadığı için başka işler yapan, yüz binlerin hakkının yendiği AKP döneminin son rezaleti. Erdoğan, Devlet Denetleme Kurumu’nu faaliyete geçirdi, DDK savcılığı göreve çağırdı, ÖSYM Başkanı görevden alındı…O günden bugüne ne oldu? Kimseyi görmedik savcılıkta, bu soruları ÖSYM Başkanı mı basmış? Hiçbir şey yok? Burası Afrika’daki sahra altı devlet mi? Bir suç varsa suçluyu çıkaracaksın cezasını çekecek. Biliyor ki ipin ucunu çektikçe en tepelere kadar gidecek. Nereye kadar geleceğini bildiği için istifa etti konu kapandı, bu konu mahşere kadar kapanmaz.”
Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, “100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, delalet hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler” sözleriyle ilgili olarak İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in; “Aslında Atatürk’ün ‘Olabilirler’ sözünü hüküm cümlesi olarak kurmuş. Orada sorun var” sözlerinin hatırlatılması üzerine şu yanıtı verdi:
“Bir kez daha söyleyelim; Atatürk bunu ne için Kurtuluş Savaşı’nı yaptığını anlatmak için söylüyor, birileri de diyor ki; ‘Bunu söyleme bu doğru’ değil. Onlar o zaman Kurtuluş Savaşı’na, işgale direnmeye, Yunanı denize dökmeye mi karşı. Bunların çok sevdikleri hocası fesli deli Kadir; ‘keşke Yunan kazansaydı’ diyor. Millet ittifakında milli mücadele, kahramanlarına saygı, Atatürk’e saygı, Cumhuriyetin kazanımlarını sahiplenme noktasında en ufak bir çelişki, en ufak bir sorunumuz da yoktur.
Biz İyi Parti ile aynı parti değiliz, partiler arasında ittifakın bileşenleri arasında bir cümlede küçük farklar olabilir, bu millet ittifakının gücünü gösterir. Örneği Devlet Bahçeli; ‘Ekonomik pahalılık var, yok demek milletin aklıyla alay etmektir’ diyen bir üyesi ihraç ediyor. Neden? İttifak ortağımızda birazcık fark yaptım falan…Cumhur İttifakı birbirlerine her geçen gün benzeyen ve birbirinden ayrılamayan, millet ittifakı ise bazı farklı görüşlerini demokratik olarak savunan bir ittifak. Meral Hanım'ın cümlesinden kriz çıkarabilmek için çok büyük bir siyaset mühendisi olmak lazım. Meral Hanım, ‘Keşke kendi cümlesi gibi değil de Atatürk’ten alıntıladığını söyleseydi’ demiş, biz de Atatürk’ten alıntıladığını Nutuk’u açarak söyledik. Anneannem derdi ki; ‘Derdimiz olacaksa bu kadar olsun'. Millet ittifakı ile aramızda sorun olacaksa bu kadar olsun. Buradan millet ittifakına bir kriz çıkarmak mümkün değildir.” (ANKA)