CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin, “Enflasyonun yabancıların kültürel olarak anlayamayacağı sebepten yükseldiğini” söylediği iddiaları ile ilgili “Sayın Nebati şakalaşmaya devam ediyor… Dönüp de vatandaşı suçlamaya başladı ki bu sadece onların kültürlerinde var. ‘Aslında enflasyon yükselmeyecek bizimkiler kendiliklerinden zam yapıyor ve bu bizim kültürel kodlarımızda var’ diyor. Bu cümleyi tamamen reddediyoruz” dedi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen CHP Grup Başkanvekili Özel'in açıklamaları şöyle:
Haberlere göre, elektrikte alt sınır 150 kilovattan 210’a çıkmıştı. Şimdi ise 230’a çıkarılacak. CHP varsa, herkes için var diye boşuna söylemiyoruz. Üç aydır dilimizde tüy bitti. Bir ailenin ortalama tüketimi 230 kilovatın üzerindeyse, en düşük başlaması gereken limitin 230 kilovat olması gerektiğini ifade etmiştik. Önce 150’de ısrar ettiler, sonra 210’a çıkardılar, aylardır söylediğimiz 230 kilovata çıkarılması ile ilgili bugünden itibaren çalışma yapılacağı gazete haberlerine yansımış durumda. Burada yapılacak düzenlemenin de yaraya merhem olmayacağını da bilelim. Şöyle bir iletişim stratejisi yapıyorlar. Sanki 210 kilovat 230’a çıktığı zaman yapılan zamlar geri alınacakmış gibi… Aralık ayındaki fatura 210 liraydı, ocak ayında 370 lira geldi. Yapılan düzenlemeden sonra bu fatura yine 330 gelecek. 210 liralık faturanın 330’a çıkacak olmasını, zammın vatandaşın sırtında önemli bir kısmının kalacak olmasını gizleyemezler. Bu kadar yüksek bir artış vatandaşın taşıyabileceği bir artış değildir. Bu tarifelerin tekrar 2021 yılı tarifelerine döndürülmesi gerekmektedir. Bir sosyal tarife önerdik. Yapılan zam, 230 kilovat için yapılan zam geri alınmalıdır. Kış aylarında, KDV ve yapılan diğer kesintiler sıfırlanmalıdır. Aksi taktirde vatandaşımızın belini büken bu faturalar, gelmeye devam edecektir. Kimse sokağa böyle bir yakıcı sorun olmazsa dökülmez. Bazı kulaklar tarafından bir an önce duyulmalıdır.
(TBMM Başkanvekili, AKP milletvekili) Sadi Bilgiç, Isparta’daki kendi kusurlarını örtmek için İstanbul ile ilgili gerçek dışı ifadeler söylüyor... Eğer İstanbul’a azıcık yağdıysa, havalimanının kargo bölümünün çatısı neden çöktü. Sayın Sadi Bilgiç çabaladıkça batmaktadır. Isparta’daki rezillik için amasız fakatsız özür dilenmesi gerekmektedir. Yaşanan tüm facialar ve facialar sırasında yaşanan tüm aksiliklerin tüm yetkililer tarafından not edilmesi ve eksiklik varsa ders çıkarılması beklenirken; her şeyin başka taraflara çekilmeye çalışılmasını doğru bulmadığımızı ifade etmek isteriz. Projektörler, elektriğe ve özelleştirmeye döndü. Tüm özelleştirme sürecinde Elektrik Mühendisleri Odası’nın endişe, uyarı ve riskleri dikkatle takip etmiş, dile getirmiş ve eleştirmiş bir parti olarak karşınızda duruyoruz. AKP, Elektrik Mühendisleri Odası’nı da TMMOB’u da siyaset yapmakla, kendilerini eleştirmek için bunları söylemekle suçlamışlar. Elektrik piyasalarının daha iyi yönetileceğini, söylemişlerdi. Kim haklı çıktı? Elbette aldıkları bilimsel eğitimi hem üyeleri hem kamunun menfaati için özgürce söyleyen odalar ve onların birlikleri haklı çıktı. Biz de haklı çıktık. AK Parti haksız çıktı. Bugün fahiş elektrik faturalarını sebebi de kesintilerin sebebi de beceriksizce yönetim, düşünmeden, peşkeş çekilmeye mantığı ile yapılmış ve denetim alanı boşaltılmış özelleştirmeler ve özel şirketlerdir.
Sayıştay’ın 2019 EPDK raporundan okumuştum. Bu şirketlere 3.8 milyar TL ceza kesmiş, denetimleri sonucunda. Bu cezaların yüzde 96’sı tahsis edilmemiş. Ben buradan soruyorum, Türkiye’nin 81 ilindeki vatandaşımıza. Siz devletin bir cezayı kesip de tahsil etmediğini, gördünüz mü? Ya çatır çatır ödersiniz. Gecikirseniz faiz ödersiniz. Yoksa hacze gelirler, neyiniz varsa alır götürürler. Ama ‘beşli çete’denseniz, 3.8 milyar TL ceza kesiliyor ama bu paranın 3.6 milyarı hiç tahsil edilmemiş, ‘beşli çete’den, enerji şirketlerinden. Bu Sayıştay raporunda yazıyor. Bir Allah’ın kulu çıksın, ‘doğru değil’ desin. Bu cezaların tahsil edilmesi lazım, vatandaşın lehine kullanılması lazım.
Rakamlardan çırak çıkarılan emeklilerin ve çalışanların durumuna dönüp bir bakmak gerekiyor. Kamu çalışanlarına ve kamu işçilerine yılbaşında geçen yılın enflasyon farkı ve yüzde 7 buçuk zam yapıldı. Ocak ayında, tüketici fiyatları yüzde 11,1 arttı. Daha yılın ilk ayında kamu çalışanı ve kamu emeklilerin yüzde 3.6; işçi ve BAĞ-KUR emeklilerinin yüzde 11,1 enflasyon farkı alma hakları doğdu. Alabilecekler mi? Hayır. Enflasyon temmuzda uygulanacak ve temmuz sonrası maaşlarına uygulanacak. Kamu çalışanları ve emekliler; şubat, mart, nisan, mayıs ve haziran aylarında bu enflasyona yenik düşecekler. Bu farkı maaşlarına yansıtması kaçamayacakları bir sorumluluktur. ‘Biz emeklilerimizi enflasyonu ezdirmedik’ lafı yalandı bu dönem kuyruklu yalana dönüşecek.
Benzindeki enflasyon yüzde 100’ün üstüne çıktı. Motorin; 7,23 liraydı, 15,54 lira oldu. Oysa; sadece uluslararası piyasalardaki fiyat yansıtılsaydı, o zaman yüzde 20 zam gelecekti, olsun olsun 9 buçuk lira olacaktı. Bugün geldiğimiz nokta 15 lirayı geçmiş olan benzin ve motorin fiyatıdır. Bu sadece benzini kullananı değil, taşımada ve üretimde kullanıldığı için hepimizin tükettiği her malın fiyatını artırmaktır. Bu, bu kadar nettir. ‘Petrol dışarıda da pahalanıyor’, yalandır. 74 dolar olan petrol 89 dolara çıkmış ama burada benzin ve motorin fiyatı tam iki katına çıkmıştır.
Gerçek anlamda iki kişi kaldı. ‘Benim dalım ekonomi, en iyisini ben bilirim, faizi düşürürüm, dolar çıksın, ihracatın gelirini artırır, cari açık azalır, enflasyon düşer’ diyor bir kişi. İki kişi tasdik etmeye devam ediyor. Birisi Nureddin Nebati. Ondan önceki Bakan ‘olmaz öyle şey’ dedi diye grup toplantısında hepimizin gözü önünde görevden aldılar. Bir de Fahrettin Altun. O da dün çıkmış. ‘Enflasyon düşecek’ demiş. Bu eleştiriler çok güzeldi şimdi Fahrettin Altun’un adını kullanarak Anadolu Ajansı’ndan (AA) metni dışarı çıkarmış olduk. Bahçeli eleştirilir, AA kısaltarak verir, Recep Tayyip Erdoğan eleştirilir AA suya sabuna dokunulmasa da verir, Fahrettin Altun eleştirilirse o paragrafı yutarlar. Haberleştiremedikleri tek kişi Fahrettin Altun. Sonra bu metinleri AA, bize yollamaz ona yollar. Görünce de televizyona bakıp sinir krizi geçirirmiş beyefendi. Fahrettin Altun, Nebati dışında bu modele inanan tek kişi olarak kalmıştır. Ama maalesef tablolar öyle değil. Türkiye tarihinin en büyük dış ticaret açığını vermiş durumda. Faizi düşürürken enflasyon düşer, dedi. Enflasyonun tırmandığı bir süreçte, faizleri emir komuta zinciri içinde, düşürdüler faizi, emir komuta zinciri içinde, bakın enflasyon ne olmuş. Hiç lafı dolandırmaya gerek yok. Erdoğan’ın dediği yapıldığında, enflasyon bildiğini okumaktadır. Dediğimi değil, gereğini yap deseydin, enflasyon bildiğini değil piyasa şartlarının gereğini yerine getirerek düşerdi.
Sayın Nebati orada, şakalaşmaya devam ediyor ve ‘enflasyonun niçin yükseldiğini yabancıların anlayamayacağı bir kültürel sebepten olduğunu’ söylemiş. Diyormuş ki ‘Türkiye’deki bazı kültürel durumlar var o yüzden siz bu enflasyonun niçin arttığını bilemezsiniz, sizin anlayamayacağınız kültürel sebeplerden yükseliyor.’ Hoş bununla ilgili ‘yok demedik’ dediler. Ama haberi geçen haber ajansı haberini geri çekmedi. Dünyanın ekonomi alanındaki ekonomi ajansı, haberinin arkasında duruyor. Twitter’da Nebati’nin bu ifadeleri çalkalandıkça ‘yok öyle bir şey’ diye yalandan bir yalanlama yapıyorlar. Ne kastettiğini kimse anlamamış, ama bizim anladığımızı diyorsa… Dönüp de vatandaşı suçlamaya başladı ki, bu sadece onların kültüründe var. Sadece kendi kusurlarını esnafa, vatandaşa yüklemek onların kültürlerinde var. ‘Aslında enflasyon yükselmeyecek, esnaf fırsatçı’ diyor. ‘Aslında enflasyon yükselmeyecek, bizimkiler kendiliklerinden zam yapıyor ve bu bizim kültürel kodlarımızda var’ diyor. Bu cümleyi tamamen reddediyoruz. ‘Gittik orada Türkiye modelini anlattık’ diyor. Hangi Türkiye modeli? Fahrettin Altun’un dün gevelediğini mi söylediniz, milletvekillerinizin bütçe başlarken sunumda dinlediğini mi söylediniz, bütçe başlarken komisyonda söylediğini mi söylediniz, Genel Kurul aşamasında söylediğini mi söylediniz? Üçü birbirine taban tabana zıt. Ülkemizi de zor duruma düşüren, deli saçması modellerdir. Dolar çıkarken ‘bilerek çıkartıyoruz’, düşünce ‘belini kırdık’ diyorlar.
Milli Savunma Bakanı yardımcıları var. Kaç yardımcısı var, dört. Dörtte dört, fire yok. Üçü FETÖ’cü, biri ajan iddiası var. Bu konuda bir soruşturma yok. Her şeyi bırakın tek kelime açıklama yok. Devlet dairesinde kaloriferi yakan işçi olduğunda paldır kültür hapse. Bakan yardımcısı olunca herkes sus pus. Eğer kişiler kardeşlerinin tercihlerinde dolayı ihraç oluyorlarsa MSB Bakan Yardımcısı’nın iki kardeşi KHK ile ihraç ve kendisinin ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilmiş. Ama görevine devam ediyor. Kimin Hulusi Akar’ın. En tepeye kadar otobanda ilerleyen Hulusi Akar’ın. ‘Su uyur Hulusi Akar’ diye arkadaşlarının lakap taktığı Hulusi Akar’ın. Bu konuda AKP’nin tüm grup başkanvekillerine, sözcüsüne, Milli Savunma Bakanına ve Genel Başkanına açıktan ve cevap vermeleri talebiyle sataşıyorum. Buna daha ne kadar sessiz kalacaksınız? Hal bu kadar ciddi iken bu işe bir açıklık getiren olmayacak mı? Bütün tercihler bu kadar net mi olur, bu kadar tesadüf mü olur? Milli Savunma Bakanlığı nasıl, ne şekilde, kimler tarafından kuşatılmış. Beş Grup Başkanvekili. Özür dilerim. CHP olarak Akbaşoğlu’nu muhatap kabul etmeyeceğimizi ifade etmiştim. Akbaşoğlu cevaplamasın. O kendisine dua edenlere küfretmeye devam etsin. Dört Grup Başkanvekillerine, sözcülerine, Recep Tayyip Erdoğan’a soruyoruz. Biz bunu millet adına size soruyoruz.
Bir başka vaka. Meclis’in uzman çavuşu Ulvi Yönter. Fotoşoplu fotoğraf koymuş ‘buradayız’ diye. Gelirken baktım. Meclis salonu kapalı. Ulvi Yönter tatilde. Diyoruz ki ‘tatildesiniz buradayız diye kendisine uzman çavuş kıyafeti giydirmiş, kürsüden fotoşoplu fotoğraf koyuyor.’ Bu kadar da olur mu? Bir de diyor ki ‘sen neredesin, Kandil’de misin’ Ben canlı yayındayım, Meclis’teyim, görevimin başındayım. Ben tatile el kaldırmadım, CHP kaldırmadı. Tatile gidip, bu kadar sorun ortada duruyorken, bu Meclis’i tatile sokacaksın sonra da fotoşoplu görüntü koyacaksın. Meclis’te değil, bir saat toplantıyı erteledik. Haftaya geldiğinde önergeni verip de komisyonu toplantıya çağırsana.”
Özel, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.
Sedat Peker’in iddialarıyla gündeme gelen Halil Falyalı’nın KKTC’de silahlı saldırıyla öldürülmesine ilişkin soruya Özel şu yanıtı verdi:
“Bu konuya ilişkin ismi geçenlerden bu üçüncü cinayet. Bu konuya ilişkin cumhuriyet savcılarının kapsamlı şekilde araştırma yapması ve bu gidişatın öngörülüp bu konuda gerekli tedbirlerin alınması ve soruşturmanın cesaretli sürdürülmesi lazım. Birbiriyle bağlantılı cinayetler işeniyor. O süreci takip etmiş herkes görüyor. Yazılıyor çiziliyor. Bir bütün organize bir şekilde bir sürecin bir yerinde olduğu fark edilmezse, buna göz yumuluyorsa, üç maymun oynanırsa, bu işin devamı gelir. Ülkeyi yönetenlerin de yargıda görev yapanların da bu konuda önemli sorumlulukları var. Biz de dikkatli takip etmeye devam ediyoruz. Durum son derece kaygı vericidir.”