CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken ‘imam nikahıyla evlendirmesine’ yönelik dava için “Adalet Bakanı her konuda konuşamaz” diyen Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a tepki gösterdi. Özel, Bakan Bozdağ'a “Sedef Kabaş’la ilgili, Sezen Aksu’yla ilgili, Gülşen’le ilgili dakikasında, saniyesinde en sert tweetleri atan sen değil misin kardeşim? Madem karışıyorsan bugün karışacaksın kardeşim” yanıtını verdi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a seslenen Özel, “Manisa çocuk yuvasında 12 yaşında bir kız çocuğu cinsel saldırıya uğruyor. Daha sonra başına inanılmaz kötü olaylar geliyor. Pavyonlarda çalıştırıldığı, uyuşturucu komasına girdiği belirtiliyor. 12 gündür kayıp. Derya Yanık, işte senin bakanlığın, işte senin sorumluluk alanın” dedi.
Özel, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını da öngeren torba kanun teklifi için ise "‘Zeytinlikler kesilip altında maden aranmasın’ diyen herkese çağrımdır; tepki gösterin, sesinizi yükseltin" diye konuştu.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özel, özetle şunları söyledi:
“En önemli, yerleşik uygulamadır; Meclis, bütçe yaparken başka bir işle meşgul olmaz. Çok istisnai şartlarda komisyon toplantıları yapılır ama çok önemli gerekçelerinin olması lazım. Bu yerleşik uygulamanın da terk edildiğini gördük. Burada, kanuni bir engel yok, İç Tüzüksel bir engel yok. Bütçe çalışırken komisyonu toplantıya çağırırsınız. Ama teamül böyle değildir. Bunu yapmamanız lazım. Ama ne yaptılar? Beş ayrı komisyonda 22 ayrı kanun görüştüler, bütçe sırasında. Bu artık lakayıtlaşmanın, önemsizleşmenin ve plansızlığın bir göstergesi. Güya Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi’nde her şey planlı, programlı, hızlı olacaktı. Hiç böyle şeylere de gerek olmayacaktı.
Bir torba kanun var. 14 madde içeriyor. Ancak öyle bir torba kanun ki özelliği şu: Bugüne kadar Meclis’e yollanmış Anayasa’ya en aykırı torba kanun. Neden? Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği üç çok önemli, her birisi ne zaman Türkiye’nin gündemine gelse kıyametin kopacağı üç ayrı maddeyi aynı anda taşıyor. Anayasa’yı ihlal torbası yapmışlar. Aynı torbada hem zeytinlikleri maden aramaya açıyorlar. Yine aynı torbanın içinde, işçilerin sendikalaşma hakkının önüne anayasal ihlaller yapıyorlar ve işçilerin, Anayasa Mahkemesi yüzde 1’i fazla bulmuş iptal etmiş, onu yüzde 2’ye çıkarıyorlar. Yine aynı torbada, limanları ihalesiz bir şekilde şimdi işletenlere süreyi 49 yıla tamamlıyorlar. Yani ‘İktidardan gidiyoruz ama süreyi ihalesiz uzatıyoruz’ diyorlar. Bu üçüne de Anayasa Mahkemesi’nin istikrarlı kararları var.
Görünen şu; Muğla Akbelen’deki zeytinlikleri kesmek için, altından maden çıkarmak için özel gayret… Ama fırsat bu fırsat, aynı zamanda nerede zeytin varsa altında maden aramaya açacak bir adım… Buna AK Parti, istikrarlı olarak teşebbüs ediyor. Toplam altı kez farklı komisyonlarda, farklı kanunlarda, zeytinin korumasını kaldırıp maden aramak istediler. Ne zaman ki kamuoyu haberdar oldu, geri adım attılar. Buradan sesleniyorum; Muğla Akbelen’de yaşananlardan rahatsız olan herkese, ‘Yarın zeytinlikler kesilip altında maden aranmasın’ diyen herkese çağrımdır; tepki gösterin, sesinizi yükseltin. Sosyal medyada tepkinizi gösterin. Köşe yazarıysanız yazdığınız gazetelerden tepki gösterin. İktidar milletvekillerini arayarak tepkinizi gösterin. Zeytininize sahip çıkın. Zeytininize dokundurtmamak, ancak tepkinizin yükselmesiyle mümkün. Siz ‘Bunu yaparsanız, bir daha size oy vermem’ derseniz, bu adamlar geri adım atıyor.
İkinci husus: Bütün vatandaşlarımıza sesleniyoruz, hangi siyasi görüşten olursanız olun. Şöyle bir şey olur mu? Bir iktidar partisi sizden oy alacak, icraatını yapacak, sonuna gelecek, haziranda gidecek, bunu görmüş, diyor ki ‘Ben hazirandan sonra olmadığımda, benim dönemimde ihale edilmiş limanlar var, o limanların sözleşmeleri bitecek, bunlar dürüst ihaleler yaparlar, o zaman’ diyor, ‘benim yandaşlarım bu limanlarda kalamaz’. O yüzden, süresi bittiği günü 49 yıla tamamlıyor. Bunu yaptılar, Anayasa Mahkemesi ‘olmaz’ dedi.
Üçüncü günah da torba kanundaki, sendikalarla ilgili. Sendikalarla ilgili kanunda şöyle bir şey var. Memur sendikalarına üye olanlara üç ayda bir toplu sözleşme desteği veriliyor, 707 lira bir para. Bununla ilgili yüzde 1 sınırı koydular. Yani memurların yüzde 1’inde örgütlüler ve üzerinde olanlara bu para veriliyor. Bu, büyük bir yanlış. Şimdi bunu yüzde 2’ye çıkarıyorlar. Yapılmaya çalışılan, küçük sendikalardan kaçışı, büyük sendikaya toplanışı sağlamak. Sebep? Memur-Sen kan kaybediyor ya ‘Eğer üye sayısı az sendikalara gidersen üç ayda bir 707 lira zararın olsun’. Örgütlenme özgürlüğünün önünde çok büyük bir engel. Anayasa’ya çok açık aykırı.
Tüm Türkiye, bir haftadır, 6 yaşındaki bir çocuğun uğradığı cinsel istismarla sarsıldı. Bunu konuşuyor. Bunu ilk andan itibaren yazan çizen herkesi tebrik etmek lazım. 6 yaşındaki küçücük bir kız çocuğunun başına gelenleri duyurmak için bile bu ülkede artık muhalif medya olmak lazımmış. Muhalif medya olmasaymış kimsenin bundan haberi olmayacakmış. Haberi yapan gazeteci olayı öğrendi, uyku uyuyamadı, ülkeyi ayağa kaldırdı. Sen bakansın, biliyormuşsun iki yıldır, susuyormuşsun. İki yıldır bitmeyen soruşturma mı olur? 23 ay boyunca bir iddianame yazılmıyor. Böyle bir şey olabilir mi?
Adalet Bakanı çıkmış, ‘Efendim ben Adalet Bakanı’yım, her konuda konuşamam’. Ufak at da civcivler yesin. Her konuda konuşamayan Beyefendi’ye soruyorum. Sedef Kabaş’la ilgili, Sezen Aksu’yla ilgili, Gülşen’le ilgili dakikasında, saniyesinde en sert tweetleri atan sen değil misin kardeşim? Bu bahsettiklerin tutuklansın diye trollerin başlattığı operasyonlara destek verdiği bu kişilerin yatarı 1 yıl. Adam 72 yılla yargılanıyor, tutuksuz yargılanıyor. Her konuya lafın var. Madem karışıyorsan bugün karışacaksın kardeşim. ‘Tutuksuz yargılanmayı doğru bulmuyorum’ diyeceksin. HSK’ya başkanlık yapmakla övünüyorsun; toplayacaksın, disiplin soruşturması başlatacaksın. Kaçma şüphesi olmaz mı ya? Elime geçirsem kendime hakim olamam. Sözde bir baba var orada, 22 yılla yargılanacak adam, serbest. Olacak iş değil bunlar. Çocuk istismarı var, devletin çocuğu koruyamaması var. AK Parti’nin döneminde kemik yaşının büyütülmesi var, çocuğun defalarca susturulması var. Böyle bir şey olmaz. Ama dönüp dönüp o pisliği CHP’ye… Sorumlusunuz, bu sorumluluktan da kaçamayacaksınız.
Kısa Dalga Haber’de Hale Gönültaş imzalı bir haber okuduk. Seçim çevrem Manisa’da geçen ve Aile Bakanlığı’nı ilgilendiren bir olay. Derya Yanık’a diyoruz ki ‘Hale Gönültaş’ın yazısını okuyun’. ‘Bizim yurtlarımızda olmaz. Biz de her şey çok güzel, zaten duyduğumuzda da gereğini anında yapıyoruz’ diye söyleyen Derya Yanık’a söylüyoruz. Manisa çocuk yuvasında 12 yaşında bir kız çocuğu, cinsel saldırıya uğruyor. Daha sonra başına inanılmaz kötü olaylar geliyor. Pavyonlarda çalıştırıldığı, uyuşturucu komasına girdiği belirtiliyor. 12 gündür kayıp. Derya Yanık, işte senin bakanlığın, işte senin sorumluluk alanın. Bu konuda Derya Yanık’ın bu meselenin üzerine nasıl gideceğini ve bu yaşananların hesabını nasıl vereceğini de dikkatle takip edeceğiz.”