CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Türkiye’de 12. Cumhurbaşkanına, Recep Tayyip Erdoğan’a, bugünkü cari Cumhurbaşkanı; o protestoyu yapamazsınız. Yaparsanız sizi alırlar, götürürler, orada kötü muamele yaparlar, içeri atar ve tutuklarlar. Buna itirazı olan bir AK Parti mensubu olan varsa, o protesto Recep Tayyip Erdoğan’a yapılabiliyor dersiniz, gelin konuşalım. Ama 13. Cumhurbaşkanına yapılabiliyor. Dünkü tutumumuz, geleceğe dair taahhüdümüzdür. Bizim dönemimizde, şiddet içermeyen her türlü tepki ve protesto özgürce, bundan öncenin Türkiye’sinde olduğu gibi olacak” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özel, şunları söyledi:
“Dün; Adıyaman ve Şanlıurfa başta olmak üzere, deprem bölgesindeki neredeyse bütün illerde yoğun yağıştan dolayı sel felaketleri yaşandı. Şanlıurfa’da ve Adıyaman’da, 12’si Şanlıurfa’da ikisi Adıyaman’da olmak üzere; 14 vatandaşımızı kaybettik. Daha önce de söylediğimiz gibi; felaket üstüne felaket, acı üstüne acı, kayıp üstüne kayıp yaşıyoruz.
Yedi milletvekilimizi bölgede görevlendirmiştik. Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Meral Akşener ve Sayın Ahmet Davutoğlu ile birlikte Şanlıurfa’daydılar. Ve orada yaptıkları temaslar ve tanıklıkları; hepimiz açısından ibret verici. 14 Mayıs’tan sonra nelerin yapılmaması gerektiğini ve devletin nasıl yönetilmesi, nasıl yönetilmemesi gerektiğini açıkça ortaya koyan tespitleri oldu. Şahitlikleri oldu. 14 Mayıs’tan sonra dün Şanlıurfa’yı ziyaret eden müstakbel kabine ortakları, Türkiye’yi Cumhurbaşkanımızla birlikte yönetecek olan Cumhurbaşkanı Yardımcılarının o süreçlerde Türkiye’de böyle acılar yaşanmasın, böyle acziyetler olmasın diye birlikte en etkin çalışmaları yapacağından milletimizin de, bizlerin de herhangi bir şüphesi yok.
Dün çadırlar sular altında kaldı. O çadırlarda evleri doğru yere yapılmayanlar, evleri zemin etüdü doğru yapılmamış, sağlam zeminlere değil de akışkan zeminlerin üzerine yapılmış ve bu yüzden evleri yıkılmış, oturulamaz hale gelmiş depremzedeler; bu sefer de yanlış yere kurulmuş çadırlarda sular altında kaldılar. Çamur altında kaldılar. Çünkü AFAD’ın başındakilerin depreme hazırlık, depremden korunma ile ilgili eksiklikleri gibi depremzedelerin barındırılacağı alanlarla ilgili de son derece özensiz, hazırlıksız oldukları, gerekli çalışmaları yapmadıkları görülüyor. Bir çadırkent kuracağınızda, nereye kurulacağının uluslararası standartları belli. Etrafında, üzerine sağlam da görülse yıkılacak yapının olmadığı bir yere kurmak lazım. Yani evin dibine çadır kurulmaz. Deprem bölgesinde de öyle tartışmalar oluyor, olmaz diyenler haklı. Deniz kenarına olmaz, bir sonraki depremde tsunami olur diye olmaz. Dere yatağına kurulmaz, sulak alanlara kurulmaz ama AFAD’ın bu konudan hiçbir haberi yok. Nasıl tsunami tehlikesi olduğunda denizin dibindeki çadırkentin Samandağ’da fotoğrafları hepimizi dehşete uğrattıysa, dün sular altında kalan her bir çadır, AFAD’ın bu konuda da nasıl yetersiz olduğunu gösteriyor.
Dün 13. Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde bir şey daha yaşandı. Orada daha sonradan AK Parti Gençlik Kolları mensubu olduğu bilinen birisi Genel Başkanımızı protesto etti. Çok önemli bir şey görüldü oradan. Türkiye’de 12. Cumhurbaşkanına, Recep Tayyip Erdoğan’a, bugünkü cari Cumhurbaşkanı’na; o protestoyu yapamazsınız. Yaparsanız sizi alırlar, götürürler, orada kötü muamele yaparlar, içeri atar ve tutuklarlar. Buna itirazı olan bir AK Parti mensubu olan varsa, o protesto Recep Tayyip Erdoğan’a yapılabiliyor dersiniz, gelin konuşalım. Ama 13. Cumhurbaşkanına yapılabiliyor. Dünkü tutumumuz, geleceğe dair taahhüdümüzdür. Bizim dönemimizde, şiddet içermeyen her türlü tepki ve protesto özgürce, bundan öncenin Türkiye’sinde olduğu gibi olacak. Faşizmde olmaz, tek adam rejimlerinde olmaz, kralları protesto edemezsiniz, padişahı ederseniz kellenizi vururlar. Ama demokratik yollardan ülkenin başına gelenler övülebildikleri gibi yerilebilirler, alkışlandıkları gibi protesto edilebilirler.
Yeter ki fiziki saldırı olmasın, nefret söylemi olmasın, yeter ki toplumu galeyana getirecek ve provokasyona varacak bir hamle olmasın. Protesto haktır kardeşim. 13. Cumhurbaşkanı protesto edilebilecek. Mevcut Cumhurbaşkanına o sözlerin 3’te 1’ini söyletmezler. Ağzını, burnunu kırar, arabaya koyar, gözaltına alır, tutuklar ve hapse koyarlar. Şu ana kadar olurdu bunların hepsi. Tweetini atanı sabah 5’te basıyorlar… Dünkü protesto girişiminden biz bir şey kaybetmedik. Demokrasimiz kazandı. Memleket canlı bir taahhüt gördü. Seçim Beyannamemizin bir sayfasını çevirdik.”
Özel, CHP iktidarında İçişleri Bakanı’nın protesto hakkı kullanılırken yapacağı şeyleri ise şöyle anlattı:
“CHP, Millet İttifakı’nın İçişleri Bakanı aynı bu İçişleri Bakanı gibi otobüsle polisleri yollayacak, 2 de boş otobüs yollayacak. Bununki gibi ite kaka değilse yine otobüse dolduracağız, Meclis’in önünde o protestoyu yaptırmayacağız, Cumhurbaşkanının önüne götüreceğiz. Yasamayı protesto edeceksen yeri burası, yürütmeyi edeceksen trafiği aksatmadan istediğin protestoyu Çankaya Köşkü’nün önünde yapabilirsin kardeşim. Varsa yazılı beyanın girip içeride kayda da sokabilirsin. Seçim beyannamemizin tepki ve protesto hakkı sayfasını dün canlı yayında izlediniz.”
Özel, Şanlıurfa’da açılışı yeni yapılan Abide Kavşağı’nın sular altında kalmasıyla ilgili İletişim Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Özel, İletişim Başkanlığı’nın kavşağın 3 Aralık 2022’de değil Nisan 2013’te açıldığı iddiasına şunları söyledi:
“3 yönlü rezaleti birlikte görelim. Herhalde Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ‘Açılışı çok güzel oldu’, Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül. ‘Yıllarca hizmet etsin memleketimize, bahtı da güzel olsun inşallah. Abide Kavşağı Şanlıurfa’mıza hayırlı olsun.’ 3 Aralık 2022. Belediye Başkanı burada, tweeti burada, açılış burada, Recep Tayyip Erdoğan burada. Hangisi yalan, hangisi doğru. Bir, yalanı doğru gibi gösteren bir rezalet. İki, kendi büyükşehir belediye başkanı ile çelişen ya da o doğru söylüyor da sanki onu yalanlayan bir rezalet. Ayrıca bir gerçek daha var, üçüncü rezalet. Hani deniyor ya bir kavşağı iki kere açıyorlar, bakın İletişim Başkanlığı buraya fotoğraf koymuş, ‘Biz o kavşağı 2022’e açmıştık’. Bu kavşağın bir kısmında çalışma yapmışlar, Tayyip Erdoğan’a açtırmışlar, tam Nisan 2013’te. Aynı kavşağı 2022’de bir daha açmışlar, bu da İletişim Başkanlığı’nın bir başka itirafı. Türkiye bildiğiniz Türkiye. Birbirlerini yalanlayanlar, yalanı doğru diye gösterenler, aynı kavşağı iki kere açanlar.”
Özel emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili mağduriyetin giderilmesi, emekçilerin promosyon ödemelerinin işçilerin kendilerine verilmesiyle ilgili düzenleme yapılması çağrısında bulundu. Özel, Anayasa Mahkemesi’nin 27 Aralık 2018’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bakanlar ve Cumhurbaşkanı Yardımcılarının maaşları bağlanınca emekli maaşlarını da alabilmesinin önünü açan kararını iptal ettiğini hatırlatarak, “Anayasa Mahkemesi’ne gittik, 4 yıl beklediler. 4 yıl beklenir mi, maaşları aldılar. Şimdi sıra geldi, bakanlar değişecek haklısınız deyip bu kararı iptal ettiler. Biz zaten tenezzül etmeyiz de 4 yıl boyunca Tayyip Beyin bakanları çift maaş alsın diye durup, bu kararı çıkarıp, bir de uygulama süresi var 9 ay. 9 ay sonraya diyor ki Anayasa Mahkemesi, mesela İrfan Fidan, boşuna yollamadılar oraya. İrfan Fidan gitmiş oraya, 4 yıl bizim bakanlar aldı, Bay Kemal’in bakanlar alamasın diye iptal ediyor. Böyle bir düzenleme yapılacaksa, zaten Meclis’te yapılır. Sözümüzün arkasındayız ama nelere, nasıl tenezzül ediyorlar” diye konuştu.
Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın AKP’den milletvekili adayı olmak için istifasını da değerlendiren Özel, şunları kaydetti:
“Numan Kurtulmuş Bey de çıkmış, dün tükürdüğünü bugün yalayan, dürüstlük timsali gibi pozlarla yürüyüp, her türlü olmadık işe bir kisve uydurma çabası içinde olan Numan Kurtulmuş, şimdi de çıkmış, ‘Efendim herkesin siyasete girme hakkı var, Hatay Valisi’nin de var filan’. Soru şu, Hatay Valisi kendini böyle bir göreve layık görüyorsa, kendini başarılı bir vali görüyorsa, sizin ona aferin diyeceğinizi düşünüyorsa, niye kişisel ikmal peşine koşuyor, Hatay’ı kendinden niye mahrum ediyor bu dar zamanda. İşini iyi yapıyorsa, Hatay’da devam etsin, ‘Yok kötü yapıyor, istifa etsin diye biz onun önünü açtık.’ Kardeşim görevden alsaydınız, galiba siz ona dokunulmazlık vermek istiyorsunuz. Bizim de sizin de bildiğiniz ve ortaya çıkmak için an kollayan gerçeklerin, ortaya çıktığında, örneğin iktidar değiştiğinde bu valinin dokunulmazlık altında olmasında fayda görüyorsunuz öyle mi? İktidar değişimine olan inancınızı taktir ediyorum ama bu davranış hiç hoş bir davranış değil.
Hulusi Akar ve Süleyman Soylu, bu arkadaşların milletvekili yapılacakları konuşuluyordu, gitgide somutlaşıyor. Neden, iktidar değişecek, görevi dönemindekilerle ilgili soruşturma komisyonları filan ama bu arkadaşların da dokunulmazlığa ihtiyacı var. Seçimi kazanacaklarına inansalar, bakanları neden milletvekili yapsınlar?”
Özel, Hüda- Par ile ilgili MHP’ye sorduğu sorulara yanıt alamadığını söyledi. MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın yanıt vermek yerine kendisine hakaret ettiğini belirtti. Özel, Kızılay’ın yazdığı stratejik planda ise intihal olduğunu ifade etti ve “Stratejik plan kadar intihal raporumuz var” dedi. Özel, intihale ilişkin hazırladığı görselleri göstererek, “Bu Kızılay 2021’den 2023’ kadar nasıl yönetilecek diye soran herkese böyle yönetilecek diye verilen stratejik plan yazım hatalarına kadar çeşitli kurumların stratejik planından kes, kopyala, yapıştır ile oluşturulmuş. Eğer AK Parti, Cumhur İttifakı’nı göreve devam ettirirseniz, onlar bundan sonraki afetleri, bir memurun kopyalayıp yapıştırdığı ve kimsenin okuyup incelemediği, CHP’nin okuduğunda yakaladığı, bu intihaller ve bu yalandan kitap ile yönetecek. Tayyip Erdoğan ve AK Parti iktidardaysa çok çadır bekleriz, enkaz başlarında. Çok çorba, battaniye bekleriz: Çünkü onlar kendi karınlarını doyurup, yandaşa peşkeş çekip, yalan siyaset yapamaya çalışan bir zihniyete dönüştüler” dedi. (ANKA)
TIKLAYIN | CHP'li Özgür Özel: Kılıçdaroğlu'nu Malatya'da protesto eden kişi eski MÜSİAD Şube Başkanı