CHP'li Özkan: Ege, Akdeniz, Marmara ölüyor, can çekişiyor; Nerede Çevre Bakanlığı? Nerede Devlet Su İşleri?

Görsel temsilidir

CHP Genel Başkan Başdanışmanı Tuncay Özkan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın denizleri koruma noktasında üzerine düşen sorumluğu yerine getirmediğini, ülke genelinde 2 bin 248 atık su arıtma tesisinden sadece 710'unun verilen yüzde 50'lik enerji desteği teşvikinden faydalandığını, geri kalan 1538 tesisin ise çalıştırılmadığını söyledi.

Özkan, "Ege, Akdeniz, Marmara ölüyor, can çekişiyor. Ege'nin kıyılarına kadar müsilaj geldi. Ne yapmak gerekiyor? İleri arıtma tesisi kurmak gerekiyormuş. Nerede İzmir'de ileri arıtma tesisi devletin? Nerede var? Hangisini yapmışlar? Hiçbirisini... 69 tane bildiğim kadarıyla İzmir'de ileri arıtma tesisi var. Bunların tamamı belediyenin. Nerede Çevre Bakanlığı? Nerede Devlet Su İşleri?" dedi.

CHP Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir milletvekili Tuncay Özkan, önceki gün İzmir'deki Karataş sahilinden yaptığı denizlerin kirliliği ve müsilaj konusundaki açıklamalarını ayrıntılandırdı. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Özkan, müsilajın Ege kıyılarına kadar ulaştığını belirtirken, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın denizleri koruma noktasında üzerine düşen sorumluğu yerine getirmediğini ileri sürdü.

"Arıtma tesislerinin tamamı belediyenin, devlet nerede?"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın verilerine göre, 2021 yılında ülke genelinde 2 bin 248 atık su arıtma tesisi bulunduğunu, bunlardan sadece 710'unun devletin verdiği yüzde 50'lik enerji desteği teşvikinden faydalandığını, geri kalan 1.538 tesisin ise çalıştırılmadığını vurgulayan Özkan, şunları söyledi:

“69 tane İzmir'de ileri arıtma tesisi var. Bunların tamamı belediyenin. Nerede çevre bakanlığı, devlet su işleri?”

"Türkiye'deki arıtma sorunu, atık su sorunu, öncelikle devletin sorunudur. Devlet bu sorunu gidermek zorundadır. TBMM müsilajla mücadele ile ilgili olarak bir araştırma komisyonu kurdu. Komisyon çalışmalarını sonlandırdı ve ilgili uzmanlıklardan topladığı görüşleri TBMM'ye sunacak. Bir önerisi var. Diyor ki 'ileri arıtma tesisi, her il kendi atık suyunu arıtacak şekilde, sayıda, düzeyde kurmak zorundadır'. Nerede devlet? Ege, Akdeniz, Marmara ölüyor, can çekişiyor. Ege'nin kıyılarına kadar müsilaj geldi. Ne yapmak gerekiyor? İleri arıtma tesisi kurmak gerekiyormuş. Nerede İzmir'de ileri arıtma tesisi devletin? Nerede var? Hangisini yapmışlar? Hiçbirisini... 69 tane bildiğim kadarıyla İzmir'de ileri arıtma tesisi var. Bunların tamamı belediyenin. Nerede Çevre Bakanlığı, nerede Devlet Su İşleri? Onun yerine milyarlarca liramızı Gördes Barajı'na gömdüler. Barajın tabanı su tutmuyor. Sürekli yama yapıyorlar ama tutmuyor. Neden? Yanlış yerde baraj yaptılar. Danışmadılar, akıl sormadılar. 'Biz yaptık oldu' dediler. Ne oldu, olmadı."

"Ya ayakta kalacağız ya yıkılıp gideceğiz, müsilajda boğulacağız"

Tuncay Özkan, eleştirilerine şöyle devam etti:

"Peki İzmir'in su sorunu ne olacak? Kaldı öyle. Peki İzmir'in kirlenen denizini, Körfez'i kim temizleyecek? Bunun temizliğinde belediyelerimiz elinden geleni yapıyor. Devlet nerede? Devlet sadece belediyelerimize gelen olanakları kesmede. Devlet sadece İzmir'in merkezi hükümet bütçesine sunduğu katkının yarısı kadar bile olsa bir pay alma çabasında engel olarak var. Nasıl baş edeceğiz bununla? Bununla bir tek baş etme yöntemi kaldı. Erken seçim veya zamanında yapılacak seçimde biz bu vicdansız anlayışı değiştireceğiz. Hizmette vatandaşlar arasında sıfır ayrım yapan, hiçbir şekilde ayrım yapmayan, kimseyi ötekileştirmeden yepyeni bir bakış açısıyla bütün ülkeyi kucaklayacağız. Biz ancak böyle ayakta kalacağız. Yoksa bunun sonu yıkılıp gideceğiz. Müsilajda boğulacağız. Bu siyasetin çürümüş kısmının bize yansımasıdır."

"Arıtma tesisi yerine demir parmaklık koymuşlar"

Bakanlığın kimyasal ve ileri biyolojik arıtma sistemleri kurmadığını belirten Özkan, "Türkiye denizlerini böyle hoyratça kullanırsa, atık sularını arıtmazsa bizim denizlerimiz olmayacak. Bizim sadece çürüyen ve her tarafa koku saçan siyasi anlayışımız olacak. Türkiye son 25 yılda bu siyasi anlayış tarafından çürütülmüştür. 'Arıtma tesisi yaptık' dediler Marmara'da. Kütüğü, taşı tutabilmek için sadece demir parmaklıklar yapmışlar. Arıtma tesisleri oymuş. Oysa kimyasal! İleri arıtma! Bunların hiçbirini uygulamamışlar. Bugün Marmara ölüyor. Ege ölüyor. Kıyılarımızın tamamına ulaşan bir kirlilik var. Ne yapacağız? Bu siyasi çürümeden kurtulacağız. Başka bir çaremiz yok" dedi.

"Her zaman yüzlerine söylüyoruz; çürümüş siyaseti terk edin diye"

Özkan, dereleri ve denizleri kirleten sanayi tesisleri için de yaptırım uygulanmadığını vurgularken şunları söyledi:

"Yıllardır Marmara'yı yok eden Ergene. Her seferinde 'Hallediyoruz' diyorlar, yalan. Siyasetin ana malzemesi yalan haline dönüşmüş. Bu siyasi anlayışı ortadan kaldıracağız. Komisyon, raporunu önümüzdeki hafta içerisinde TBMM'ye sunacak. Orada ileri arıtma tesis her ilin kendi atığını arıtarak sulara kazandırması konusunu birinci öncelikli tavsiye olarak sunuyor. Komisyon üyesi arkadaşlarımız var. Onlar zaten gerekli şeyleri söylüyorlar, konuşuyorlar. Biz her zaman onların yüzüne söylüyoruz. 'Yalanı, çürümüş siyaseti terk edin' diyoruz. Ne yazık ki doğaya, denizlerimize ve insanlarımıza karşı bu anlayışı sürdürüyorlar."