CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, askerin ve kolluk kuvvetlerinin yangın söndürme çalışmalarına katılması için Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüştüklerini açıkladı. Özkoç, “Askerlerimiz niye alanda değil? Köylüler elleriyle yangını söndürmeye çalışırken; eğitim almış askerlerimiz, neden onların yanında yok. Rize’de sel felaketinde askerlerimiz orada. Aynı askerimiz neden Ege bölgesindeki bu felaket içinde milletimizle yan yana değil” dedi. Özkoç, “Gerek görmemeleri içimizi acıtıyor” diye konuştu.
Muğla’daki yangın bölgesindeki koordinasyon 6 gündür koordinasyon çalışmalarına katılan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, açıklamalarda bulundu.
“Böyle zamanlarda felaket tellallığı yapmak istemiyoruz. İktidara sesleniyoruz, diyoruz ki; ‘biz birlik ve beraberlik içerisinde bu felaketlerin üzerine gidelim.’ 11 tane büyükşehir belediyemizin gücü ile birlikte, ilçe belediyelerimizin güçleri ile birlikte, itfaiyelerimiz ile birlikte yangını söndürmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz.
İtfaiyelerin orman bölgesine girmesi kanunen yasak. Orada yangın söndürme çalışmalarını yapacak olan Orman Bakanlığı, orman bölge müdürlüğü. Fakat yetersiz kalınan yerler var. Sizlerden rica ediyoruz. Bunu kompleks haline getirmeyin. Bunu bir acziyet olarak görmeyin. Bu ülkeyi birlikte yönetiyoruz. Birlikte afetlerle mücadele edelim. Bunun üzerinden bile birbirimizle ilgili karşıtlık yaratmayalım.
Bugüne kadar tedbir almadınız. Yangın uçakları yok, büyük bir sıkıntı var; ormanlar yanıyor, canlılar ölüyor, insanlar ölüyor. Bununla ilgili bir kere daha sesleniyoruz. Uçak için ne lazımsa; para ise para, maddiyat ise maddiyat… Bu millet bunca yıldan beri vergi ödüyor. Belediyeler kendi güçleri ile elimizden gelen yapacağız diyorlar. Açın bu belediyenin önünü. 11 tane büyükşehir belediyesinin önünü açın. Onların yardımları sağlayabilmesi için siz de gerekli desteği verin. Beraber, birbirimizi ayrıştırarak değil. Bu yangınları bir an önce söndürelim.
Köylüler feryat ediyorlar. Vatan ve millet için birlik, böyle zamanlarda gözle görülür olmalı. Askerlerimiz niye alanda değil? Köylüler elleriyle yangını söndürmeye çalışırken; eğitim almış askerlerimiz, neden onların yanında yok. TOMA’ları toplumsal olaylarda kullanıyorsunuz. Su sıkıyorsunuz. İtfaiye ile beraber onlar, hiç olmazsa, yangının yolu geçip de yerleşim alanlarına gelmemesi için moral, motivasyon için neden milletimizle, belediyelerimizle birlikte değiller?
Rize’de sel felaketinde askerlerimiz orada, orada moral veriyor; onlarla birlikte oluyor. Aynı askerimiz neden Ege bölgesindeki bu felaket içinde milletimizle yan yana değil.
Sizlerle yaptığımız görüşmelerimiz kayıt altında. Sizlerle yaptığımız her konuşmayı, her şeyi milletimizle paylaşabiliriz. Ama biz bunu bir devlet ciddiyeti içerisinde sürdürmek istiyoruz. Bizde bunlar. Ne cevap veriyorsunuz, ne yapıyorsunuz biliyoruz.
Belediye başkanlarını, büyükşehir belediye başkanını kriz komitesine çağırmamak; bir valinin hangi aklıya hareket ediyor olması gerekiyor. Ne demektir bu? Bir vali, büyükşehir belediye başkanını neden kriz komitesine çağırmaz. ‘Onun ekipleri burada.’ Onun ekiplerine sen yönlendirme, koordine etme yetkisine sahip değilsin. Sen başkanını çağır, ekipler de orada olsun, birlikte hareket edin.
Birlikte hareket edelim, diyoruz. Neden milleti böyle bir zamanda ayrıştırmaya çalışıyorsunuz. Felaket tellallığı yapmıyoruz. Ama size söylüyorum. Bu kaybettiklerimiz tekrar yerine konacak. Buralar tekrar yeşillenecek. Oralarda tekrar canlılar dolaşmaya başlayacak. Ama yaşadıklarımız bugünleri, bize yaşattırdıklarınızı asla unutmayacağız.
Milli Savunma Bakanı ile İçişleri Bakanı ile görüştük. Sorularımızı onlara yönelttik. Milletvekili arkadaşlarımızı aradık, görüşün dedik. Onlara sorun dedik. Bizim birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerekiyor. Neden onlar sahada değiller diye sorun, dedik. Aldığımız cevaplar içimizi acıtıyor. Gerek görmemeleri içimizi acıtıyor. Milletimizle beraber kol kola olmamalı içimizi acıtıyor. Söylenecek çok şey var. Bugün susuyoruz. Ama bu yaşananları yaşatmaya hakkınız olmadığını bir kere daha söylüyorum.”