CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “TL şu anda en zayıf durumda, gideceği yer yok” açıklamasına tepki gösterdi. Öztrak, “FED Başkanı Jerome Powell açıklama yapıyor, 25 puanlık faiz artışlarını daha da attırabilirim diyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş her geçen gün tırmanıyor. Dünyaya sirayet edecekmiş gibi izlenim var. Bütün bunlara rağmen Hazine ve Maliye Bakanı ‘Bu iş dibe vurdu, bundan sonra iyileşecek’ diyor. Bunun çok daha dibi var burada söylemiş olayım” dedi.
Sosyal Demokrasi Derneği’nin (SDD) “Türkiye’de Ekonominin Durumu- Krizde Buhrana” başlıklı çalıştayı Ankara’da bir otelde yapıldı. Çalıştayın moderatörlüğünü CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın yaptığı ikinci oturumuna, gazeteci- yazar Erdal Sağlam ve Prof. Dr. Kamil Yılmaz konuşmacı olarak katıldı. “10 yıldır bu ekonomi patinaj yapıyor. Bir dönem 2023 hedefleri vardı ama 2023 hedeflerinin çok gerisine düştük” diyen Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu iktidar millete belli hedefleri taahhüt etti. 'Milli geliri 2 trilyon dolar yapacağım' dedi. Şimdi 925 milyar dolarda kalacak. Sapma yüzde 53. Kişi başına gelir 25 bin dolardı, '10 bin dolarda kalacak' diyorlar. Sapma yüzde 57. İhracat 500 milyar dolar olacaktı, şimdi diyorlar ki 'ancak 242 milyar dolar olacak'. Sapma yüzde 51. 'İşsizliği yüzde 5’e düşüreceğiz' diyorlardı, şimdi '11,4 olacak' diyorlar. Sapma yüzde 128. Bu rakamlar iyi idare edilmediğini ortaya koyuyor. Üç büyük krizi aynı anda yaşadık. İki tanesi bizden, biri dışarıdan geldi. Şimdi dördüncüsü de dışarıdan geliyor.
Türkiye sıcak parayla ekonomiyi şişirme modelini benimsedi. Dünya konjonktürü elverişliydi, dışarıdan sıcak para geldi. 2007’den sonra bize benzeyen ekonomilerden ayrışmışız, 2013’ten sonra bize benzeyen ekonomilerden hızla uzaklaşmışız.
Ekonomik krize devlette yönetim krizi eklendi. 2020’de küresel salgın geldi. Salgını çok kötü yönettiler. Ekonomi kısmında bütün dünya kendi yurttaşına bütçeden destek verdi, bizdeki hükümet milleti borca batırdı. Bu dönemin sonunda ekonomi ve devlet yönetimindeki krizle buhran vardı. Bu buhran sonucunda ekonomimiz dışarından gelecek ters dalgalara karşı savunmasız kalmıştı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte Türk ekonomisi bir kez daha kendine benzeyen ekonomilerden ciddi şekilde ayrıştı.
En son Merkez Bankası değişikliğinden sonra ‘Faiz sebep enflasyon sonuç’ lafı birden yeniden çıkıverdi. Politika faizi düşürüldü, ülkenin risk primi yukarı doğru fırlayıverdi. Paramız pul oldu. Para politikası son derece kötü yönetilmeye başlandı… Türk lirası geçen yıl ağustos ayından bu yana yüzde 41,5 değer kaybetti. Bulgar levasına karşı ne kadar değer kaybetti, yüzde 62,5. İran riyaline karşı yüzde 53,5 değer kaybetti. Bu iş şunu gösteriyor. Nur topu gibi bu iş bizden, dışarıdan filan değil.
Gıda enflasyonunda OECD birincisiyiz, enerji enflasyonunda da OECD birincisiyiz… Şu anda hem TÜFE bazlı endekse hem ÜFE bazlı endekse baktığımızda kazanılan rekabet gücünü yitiriyoruz. 2022’de dış ticaret açığı 58 milyar dolara kadar çıktı.
Kamu özel işbirliği projelerine verilen garantiler 153 milyar dolar. Kucağımızda 153 milyar dolarlık vergi borcu var. Kimin üzerine, bizim çoluğumuzun, çocuğumuzun üzerine.
‘Türk lirası en düşük değerine gelmiştir’. Nereden en düşük değerine gelmiştir. Şu verilere baktığınızda, önümüzdeki risklere bakarsanız. FED Başkanı Jerome Powell açıklama yapıyor, 25 puanlık faiz artışlarını daha da attırabilirim diyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki savaş her geçen gün tırmanıyor. Dünyaya sirayet edecekmiş gibi izlenim var. Bütün bunlara rağmen Hazine ve Maliye Bakanı ‘Bu iş dibe vurdu, bundan sonra iyileşecek’ diyor. Bunun çok daha dibi var burada söylemiş olayım.
22 Şubat’ta savaş çıkmış. Bize benzeyen ülkelerin kredi risk primlerini sıralamışlar. Rusya’dan sonra biz ikinciyiz. Döviz kurlarına bakmışlar, savaşta olan Rusya'dan sonra ikinci ülke biziz. Devlet faizlerine bakmışlar, bu ülkeler arasında devlet tahvil faizleri en fazla artan ülke biziz. Rusya bizden sonra. Dış borçlanma maliyetlerimiz rekor kırdı. Faiz ile kur arasındaki ilişkiyi kopardık. Türkiye beş yıllık vadede yüzde 8,6 faiz ile borçlandı. 2 milyar dolar için beş yılda bir milyar dolar faiz ödeyeceğiz. ABD’nin ödediği faizin dört, İngiltere’nin ödediği faizin yedi katı.”
Öztrak, Türkiye’nin kötü tablodan çıkabileceğini ifade ederek, “Avrupa üretim tesislerini Balkanlar ve Türkiye’ye çekebilecek. İşbirliklerinin aynı değerlere sahip ülkeler arasında yapılmasını öngörüyor. Bu doğu bloku. Batı blokunda insan haklarına ve özgürlüklere saygılı ülkelerin bir araya getirdiği bloklardan bahsediliyor. Türkiye’nin bunu yapması lazım, ama bu işleri yapabilecek bir hükümet yok. Biz eğer gelişmeleri doğru okursak orta gelir tuzağından çıkarız… Avrupa Birliği’nin de bölgedeki en büyük üssü oluruz” diye konuştu.
Öztrak, “Yeni kurumlar, yeni kurallar, yeni kadrolar” başlıklarıyla yapılması gerekenleri anlattı.