CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, Bursa’da; AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir’in “Aylarca soğan ekmek yiyeceğiz, ama kimseye taviz vermeyeceğiz” yönündeki açıklaması ile ilgili olarak “Şimdi simit çay hesabıyla iktidara gelenler bugün diyorlar ki ‘biz soğan ekmek yemeye hazırız.’ Kusura bakmayın zaten vatandaşımız uzun zamandan beri soğan ekmek yiyor. Bu ülkede soğan ekmek yenecekse, siz yiyeceksiniz kardeşim, vatandaş yemeyecek. Bir eziyet çekilecekse, eziyeti sen çekeceksin. Vatandaşa fatura etmeye kalkmayacaksın” dedi.
CHP Bursa İl Başkanlığı’nın yenilenen hizmet binası düzenlenen törenle hizmete açıldı. Törene; CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP Bursa milletvekilleri Nurhayat Altaca Kayışoğlu ve Erkan Aydın, CHP Bursa İl Başkanı İsmet Karaca, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Mudanya Belediye Başkanı Hayri Türkyılmaz ve CHP Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey de katıldı.
Oğuz Kaan Salıcı, açılışta yaptığı konuşmada; 4 Aralık’ta Mersin’de yapılacak mitingin Cumhuriyet Meydanı’nda yapılması ile ilgili başvurunun reddedilmesi ile ilgili olarak; "Valilik bizim yapacağımız mitingden rahatsız olmuş. 2 ay önce Tayyip Erdoğan’a vermiş oldukları alanı miting alanını, CHP'ye vermekten imtina ediyorlar. O meydan 2 ay önce dolmayınca, CHP 4 Aralık'ta Mersin'de bırakın dolmayı, taşacak bir miting yapacak. Bundan çekindikleri için o meydanı bizden kaçırmaya çalışıyorlar" dedi.
Salıcı, özetle şunları söyledi:
"Adalet ve Kalkınma Partisi, 20 yıldır Türkiye'yi yönetiyor. Gelmiş olduğumuz nokta Türkiye'de geçen hafta ticaret neredeyse gerçekleşemedi. Fiyatlandırma yapılamadı. Mal alımı satımı durdu. Vadeli işlemler, çek-senet neredeyse tamamen ortadan kalktı. Sabah almış olduğunuz ürünün fiyatı ile öğleden sonra almış olduğunuz, eğer alabildiyseniz, ürünün fiyatı değişti. Bir esnafımız yazmış, demiş ki; ‘Fiyatlarımızın yükseldiğinden dolayı bizi suçlamayın, özür diliyoruz. Şu anda almış olduğunuz fiyatlar bir önceki haftaya göre pahalı olabilir ama gelecek haftaya göre çok ucuz’ demiş. O da görüyor ki Türkiye'de her geçen gün ekonomide, dış politikada, eğitimde, toplumsal barışta her açıdan Türkiye maalesef daha geriye doğru gidiyor."
"Biz şunu söylemiştik, ‘Başkanlık sistemine geçmeyin. Bu başkanlık sistemi Türkiye’ye hayır getirmez.’ Tayyip Erdoğan da demişti ki ‘Bu kardeşinize yetkiyi verin. Bakın bakalım enflasyon nasıl düşüyor, faizler nasıl düşüyor? O saatten sonra her şeyin sorumlusu benim’ demişti.
Şimdi diyorlar ki ‘Mandacı ekonomistler var, dış güçler var, ötekiler var, berikiler var.’ Sayın Tayyip Erdoğan, ben her şeyin sorumlusuyum diye miting meydanlarında sen oy istedin ya. Vatandaşımız da sana güvendi, oy verdi. Sen de başkan oldun. Şu anda Türkiye'nin içinde yaşamış olduğu sıkıntıdan, sorundan, açlıktan, yoksulluktan bizzat sen sorumlusun."
"Türkiye öyle bir noktaya geldi ki artık yarım simit satan simitçiler var. Taze ekmeğin fiyatını ayrı, bayat ekmeğin fiyatını ayrı fiyatlandıran fırınlarımız var. Ekmek fiyatının 3-4 liraya doğru gideceğini fırıncılar kendileri söylüyor. Dönüp bakıyoruz, çalışanların maaşında artış var mı, asgari ücretli nasıl geçinsin, esnaf sattığı malın yerine yeni malı aynı fiyattan koyamayacağını bile bile nasıl bu ülkede hayatını devam ettirsin? Bunların hiçbirinin cevabı yok.
Ama hamaset, küfür, insanlara hakaret diyorsanız, iktidar kanadında hepsi var. İktidara gelirken, bir simit çay hesabı vardı. Bir simidi alıyordu Tayyip Bey, sonra onun yanına bir çay fiyatını koyuyordu. Bunu 30 günde, bir aile için hesaplıyordu ve diyordu ki ‘asgari ücret buna yetmiyor."
"Şimdi simit çay hesabıyla iktidara gelenler bugün diyorlar ki biz soğan ekmek yemeye hazırız. Vallahi kusura bakmayın zaten vatandaşımız uzun zamandan beri soğan ekmek yiyor. Sizin sarayda oturanların, sarayın etrafında ballı ihaleler alanların, o ‘beşli çeteye’ iş güç verenlerin soğan ekmek yeme zamanı çoktan geldi de geçiyor. Bu ülkede soğan ekmek yenecekse, siz yiyeceksiniz kardeşim, vatandaş yemeyecek. Sen geçicisin, bu ülkenin vatandaşı, 83 milyonu; bu ülkenin gerçek sahibi. Bir eziyet çekilecekse, eziyeti sen çekeceksin. Vatandaşa fatura etmeye kalkmayacaksın. Ama tam tersini yapıyorlar. Artık bu ülkede Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yaratmış olduğu 20 yıllık zulmü, ortadan kaldırmanın vakti geldi.
2019 yerel seçimlerinde, partimiz Millet İttifakı ile beraber önemli bir başarı kazandı. İçimizde bir tane ukde var, Bursa’da yerel seçimleri kazanamadık. Ama emin olun; Bursa’yı kaybettik belki ama Türkiye’de 11 büyükşehri kazandık.
Türkiye'de şu anda her 2 vatandaşımızdan birisi bizim belediye başkanlarımızdan hizmet alıyor ve pandemi sürecinde devletin yapamadığını, iktidarın yapamadığını bizim belediye başkanlarımız yaptı.
Ne diyorlardı? ‘Cumhuriyet Halk Partililer, iktidara gelirse size sosyal yardımları keserler’ diyorlardı. Bizim belediye başkanlarımız, sosyal yardımları kesmeyi bir kenara bırakın, vatandaşa yardım elini uzatmak için özel bir çaba gösterdi ve o çabadan rahatsız olan iktidar; belediye başkanlarımızı engellemek için elinden geleni yaptı.
"Önümüz kış, doğal gaz fiyatları yükseliyor. Benzin fiyatları her gün yükseliyor. Kömür fiyatları da yükselmiş durumda, elektriğe de zam geliyor. Dolayısıyla vatandaşımız bu kış nasıl geçinecek, bu kış nasıl ısınacak belli değil.
Şimdiden diyoruz ki gelin bir ‘Kara kış fonu’ kurun. Biz elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Yeter ki vatandaşımız bu kışı rahat bir şekilde geçirirsin. Kulaklarını tıkıyorlar. Ekonomik kriz ilk geldiğinde de önerilerimizi sunduk. Bunları yapın, biz de size destek verelim dedik, duymazdan geldiler. Kriz buhrana dönüştü, buhrandan çıkış önerilerimizi sunduk. Yine duymazdan geldiler. Tekrar ediyoruz, önümüz kara kış. Bu kış maalesef zor geçecek. Vatandaşımıza sahip çıkmak için gelin iktidar olarak yardımcı olun. Biz de muhalefet olarak, Cumhuriyet Halk Partisi olarak size gereken desteği vermeye hazırız. Tekrardan uyarıyoruz, söylüyoruz; ama biz biliyoruz ki Adalet ve Kalkınma Partisi biz neyi söylersek söyleyelim, onlar kendi bildikleri yanlış işleri yapacaklar. Bizim belediyelerimiz sahip çıkacak yine. Bu kış zorda olan vatandaşımıza yine bizim belediyelerimiz sahip çıkacak."
"Bu yoksulluğun, bu artan sıkıntıların sonucu olarak Türkiye'nin seçime gitmesi gerektiğini söyledik, iktidarı da zorlamak için 4 Aralık'ta Mersin'de miting yapacağız. İktidara bir an önce o sandığı buraya getir, vatandaşın önüne getir demek için miting yapacağız. Ama görünen o ki iktidar, valilik bizim yapacağımız mitingden rahatsız olmuşlar. 2 ay önce Tayyip Erdoğan’a vermiş oldukları alanı miting alanını, Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanı olduğu Cumhuriyet Halk Partisi'ne vermekten imtina ediyorlar. Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı değil mi Tayyip Erdoğan? Bir parti genel başkanına siz Mersin Cumhuriyet Meydanı’nı veriyorsanız, Türkiye'nin kurucu partisi, Atatürk'ün partisi, geleceğin iktidarının partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı’na da aynı meydanı vermeniz lazım.
Çekiniyorlar, ben size neden çekindiklerini söyleyeyim. Aynı meydanı Tayyip Erdoğan 2 ay önce gitti. Miting yapmak için gitti. Açılışlar yapmak için gitti. O meydan 2 ay önce dolmadı. O meydan 2 ay önce dolmayınca, bugün biz o meydanı talep edince Cumhuriyet Halk Partisi 4 Aralık'ta Mersin'de bırakın dolmayı taşacak bir miting yapacak. Bundan çekindikleri için o meydanı bizden kaçırmaya çalışıyorlar.
Siz ne yaparsanız yapın, sizin vaktiniz doldu. Siz artık yoruldunuz. Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı önümüzdeki seçimlerde iktidar olacak, parlamento çoğunluğunu sağlayacak ve Millet İttifakı'nın belirlediği Cumhurbaşkanı adayı, bu ülkenin yeni Cumhurbaşkanı olacak. Ve bu ülkeyi güçlendirilmiş parlamenter sistem ile tanıştıracak. Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve Millet İttifakı'nın politikaları ile tanıştıracak. Vatandaşımızın açlıktan, yoksulluktan sıkıntı çekmesini engelleyecek bir düzen kuracak.
Ne yaparsanız yapın ne kadar elinizdeki olanakları kullanmaya çalışırsanız çalışın, ne kadar yalanlar üretirseniz üretin ne kadar hakaret ederseniz edin, biz soğukkanlı bir şekilde, kimseyi üzmeden, bütün vatandaşlarımızı kucaklayarak o sandığı vatandaşın önüne getireceğiz ve o sandıklar ilk seçimde Millet İttifakı’ndan gelecek olan oylarla beraber patlayacak arkadaşlar." (ANKA)