CHP'li Seyit Torun: 'Türkiye kötü yönetiliyor' demiyorum, hiç yönetilmiyor ve her geçen gün de sorunlarımız artıyor

CHP'li Seyit Torun: 'Türkiye kötü yönetiliyor' demiyorum, hiç yönetilmiyor ve her geçen gün de sorunlarımız artıyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, "Her gün görüyorsunuz, izliyorsunuz, Türkiye savruluyor. 'Türkiye kötü yönetiliyor' demiyorum, hiç yönetilmiyor ve her geçen gün de sorunlarımız artıyor. Devlet teslim olmuş durumda şu anda. Devletin saygınlığı maalesef tartışılır hale gelmiş. Mafya ile ilişkiler" dedi.

Ordu'nun Ünye ilçesinde partililerle bir araya gelen Torun, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Çok zor ve önemli bir süreçten geçildiğini dile getiren Torun, "Her gün görüyorsunuz, izliyorsunuz, Türkiye savruluyor. 'Türkiye kötü yönetiliyor' demiyorum, hiç yönetilmiyor ve her geçen gün de sorunlarımız artıyor. Devlet teslim olmuş durumda şu anda. Devletin saygınlığı maalesef tartışılır hale gelmiş. Mafya ile ilişkiler. Artık dünyada dostumuz kalmamış" diye konuştu.

"Sadece kınayarak düşüncemizi belli ediyoruz"

Filistin konusunda sadece kınadıklarını belirten Torun, "Sadece kınayarak düşüncemizi belli ediyoruz ve yapabilecekleri bu ülkede artık olumlu hiçbir şey kalmadı. İnanın şu olağanüstü dönemde devletin o şefkatli elini görmek isterdik. Esnafımız da işsizimiz de memurumuz da emeklimiz de. Ama devletin bu süreç içinde sadece nasihatini gördük. Şimdi de helallik istiyorlar. Tabii o helalliği vatandaşa bırakıyoruz. Vatandaşta nasıl karşılık bulur, ona bakacağız" ifadesini kullandı.

Torun, şöyle devam etti:

"Bize düşen bir görev var, fotoğrafın bütününe bakacağız. O fotoğrafın bütünü de iktidar olmadan sorunlarımızı çözemeyiz. İktidar olmamız lazım. Bugün heba edilen kaynaklar, çarçur edilen kaynaklar bizim kaynaklarımız. Eğer onlar bizim yaşam standardımızı iyileştirmek üzere kullanılmış olsaydı, hiçbirimiz bu sorunları yaşamazdık. Düşünün, 4 milyona yakın Suriyeli Türkiye'ye gelmeseydi veya biz 50 milyar doları oraya harcamasaydık, o 50 milyar dolar esnafımıza gitseydi, emeklimize, işçimize gitseydi ne olurdu veya istihdama yönelik kullanılsaydı ne olurdu? Şimdi bakıyorsunuz, beyefendinin kışlık sarayı var, yazlık sarayı var, uçanı var, denizde var, havada var, her yerde var.

"Kuvvetler ayrılığını yeniden inşa edeceğiz"

"Yani Türkiye bu kadar israfın içinde olmasa ne olurdu bir düşünün ve bu ülkenin kaynakları beşli çeteye değil de halkın refahı için kullanılsaydı, dar gelirlinin refahı için kullanılsaydı ne olurdu? Çok güzel olurdu aslında. Halkın refahı için kullanılsa biz de şu anda yaşadığımız birçok sorunu da yaşamamış olurduk. İnşallah dostlarımızla birlikte güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistemi yeniden inşa edeceğiz. Denge denetlemeyi ve kuvvetler ayrılığını yeniden inşa edeceğiz. Demokrasiyi birinci sınıf demokrasi, evrensel hukuku ve özgürlük alanlarını genişleteceğiz ve bu ülkede barış içinde, refah içinde yaşayacağız. Bunu yapabilecek gücümüz var. Tek bir şeye ihtiyacımız var. O da iktidar olmaya. İktidar olmadan ne sizin, ne benim, ne arkadaşlarımızın hiçbirimizin sorununu çözemeyiz."

"Sahada olmak zorundayız"

İktidar olmak, çalışmak ve mücadele etmek zorunda olduklarını vurgulayan Torun, "Karşımızda bir parti devleti var artık ve tamamen devletin gücünü vatandaşa siyasi olarak kullanan, bizi ayrıştıran, ötekileştiren, senden benden diye bizi bölen bir yapı var. Bu yapıyı geldiği yere geri göndereceğiz. Demokratik yollarla onların artık görevine son vereceğiz ve halkın iktidarını dostlarımızla birlikte kurarak bu ülkeyi normalleştireceğiz. Bu süreç bizi önümüzdeki günlerde çok daha yoğun bir çalışmaya sevk edebilir. O anlamda sürekli sahada olmak zorundayız" diye konuştu.

"Dersimizi çalıştık, çözümü de biliyoruz"

Şimdi herkesin evinde olduğunu, bir şekilde durumu götürdüğünü ama sahaya çıktıklarında, artık normalleştiklerinde Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun çok daha net ortaya çıkacağını anlatan Torun, şunları kaydetti:

"Biz bütün sorunları çözmeye talibiz. Dersimize çalıştık, çözümü de biliyoruz. İnşallah iktidara geldiğimizde de o çözümü ortaya koyacağız. Bu ülkenin kaynakları bu ülkenin sorunlarını çözmeye yeter. Yeter ki siz tercihinizi vatandaştan yana kullanın, halktan yana kullanın. Sorunu olan insanın sorununu çözmekten yana kullanın. İnanın çözülemeyecek gibi düşündüğünüz, kaderimizmiş gibi gelen sorunların nasıl çözüldüğünü de hep beraber göreceksiniz. Bir beş yıla ihtiyacımız var. O beş yıl içinde Türkiye’de nelerin değişeceğini hep beraber göreceğiz inşallah."