CHP’li Tanrıkulu: Aradan 9 değil 90 yıl bile geçse Roboski Katliamı’nın sorumluları tarih önünde mahkûm olacak

CHP’li Tanrıkulu: Aradan 9 değil 90 yıl bile geçse Roboski Katliamı’nın sorumluları tarih önünde mahkûm olacak

CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, dokuzuncu yılında 34 kişinin öldüğü Roboski Katliamı’nın ardından yaşananlara ilişkin kronoloji hazırladı.

Tanrıkulu yazılı açıklamada, "Roboski Katliamı'nın üzerinden 9 yıl geçti. Sorumlular halen yargı önüne çıkarılmadı. 28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak'ın Uludere İlçesindeki Ortasu/Roboski ve Gülyazı/Bujeh köylerinde, 28'i aynı aileden 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldü." ifadesini kullandı. 

Tanrıkulu açıklamasında şunları kaydetti:

Kronoloji:

2011

28 Aralık: Televizyonlar, olayın üzerinden ancak 12 saat geçtikten sonra TSK'dan yapılan açıklamanın ardından haberi verebildi.

29 Aralık: Cenazeler defnedilirken dönemin Başbakanı, “40 kişilik bir grubun olması daha önce Gediktepe ve Hantepe baskınlarında silahlar katırlarla taşınmasını hatırlatıyor. O zaman da niye bunlara müdahale edilmemişti denmişti” dedi…

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ise “Uludere bir operasyon kazasıdır” dedi.

30 Aralık: Dönemin Başbakanı, “Genelkurmay Başkanı ve komuta kademesine bu konudaki hassasiyeti nedeniyle medyaya rağmen teşekkür ediyorum” dedi.

2012

3 Ocak: Bölgeye giden insan hakları savunucuları, sendikacılar, doktorlar ve avukatların hazırladığı raporda, katliamın ardından saatlerce yardım ulaşmadığı için donarak ölenler olmuştu.

9 Ocak: Soruşturmada Gülyazı Sınır Alay Komutan Vekili görevinden alındı. 17 muvazzaf askere de sınır kaçakçılığına göz yumdukları gerekçesiyle “görevi ihmal” gerekçesiyle soruşturma açıldı.

11 Ocak: TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Uludere Alt Komisyonu kuruldu.

16 Ocak: Bombardımandan sağ kurtulan Davut, Servet ve Hacı Encü Gülyazı Alay Komutanlığı'nda “pasaport kanununa muhalefet”, “sınırı yasadışı yollarla ihlal etme” ve “ülkeye sınırdan kaçak mal sokma” iddialarıyla ifade verdi.

26 Ocak: BDP, Roboski katliamını Uluslararası Ceza Mahkemesine taşıdı.

4/6 Şubat: Komisyon üyeleri Roboski'de incelemeler yaptı.

16 Şubat: Katliam öncesinde çekilen Heron görüntülerini izleyen komisyon üyeleri “Görüntüler çok net. Göz göre göre ölmüşler” dediler…

1 Mart: Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Uludere'de kasıt yok” dedi.

6 Mart: ASELSAN komisyona sunduğu raporunda “kasıt olmadığı” iddiası taşıdığı açıklandı.

5 Nisan: Milli Savunma Bakanlığı komisyona sunduğu raporda, Diyarbakır Özel Yetkili Savcılığın ve Uludere Sulh Ceza Mahkemesince konulan gizlilik kararını gerekçe göstererek sorulara yanıt vermedi. Komisyon üyesi, BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, raporda “elle tutulur hiçbir bilgi ve belge olmadığını” söyledi.

6 Nisan: Öldürülen 34 kişinin aileleri Meclis'te BDP, AKP, CHP ve MHP gruplarıyla görüştü.

30 Nisan: İçişleri Bakanlığı Raporunda “Ya ikinci bir Heron var ya F-16'lardan verilen koordinatlar girildi, ya da başka bir ülkeden görüntü desteği alındı” değerlendirmesini yaptı.

16 Mayıs: Wall Street Journal (WSJ) Roboski Katliamındaki hava bombardımanı öncesinde  insansız hava aracı Predatörden görüntü alındığını yazdı.

18 Mayıs: Genelkurmay Başkanlığının açıklamasında ise “Grubun ilk görüntü tespiti Türk Silahlı Kuvvetlerine ait insansız hava aracı tarafından yapılmıştır” dendi, haberin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi. Başbakanın da haberi yalanmasının ardından WSJ ikinci bir haberle, haberlerinin doğru olduğunu ve kaynaklarının ABD Savunma Bakanlığı olduğunu vurguladı.

21 Mayıs: Başbakanın yaptığı açıklamada, haberin “uydurma olduğunu” bir kez daha tekrarladı ve istihbaratın TSK'dan alındığını, WSJ'deki haberin ABD'deki seçimlerle ilgili olduğunu öne sürdü.

Genelkurmay Başkanlığı da konuyla ilgili adli ve idari soruşturma açıldığını açıkladı.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Roboski Katliamıyla ilgili Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.

23 Mayıs: İçişleri Bakanı bombardımanın emrini, “Ankara'da Hava Kuvvetleri'nde görüntüleri analiz eden komutanların verdiğini” söyledi.

25 Mayıs: Başbakan, Roboski katliamını gündemde tutanların “terör örgütü ve uzantıları olduğunu” söyledi.

27 Mayıs: Milli Savunma Bakanı konuyla ilgili ilk kez konuştu. Yargı sürecinin devam ettiğini söyleyen Bakan, sürecin etkilememesi veya bu yönde bir algı doğurmaması için bugüne kadar “Uludere olayı” konusunda Bakanlık tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını ifade etti.

28 Haziran: Sivil toplum örgütleri ile Roboski Katliamı'nın yaşandığı yere yürümek isteyen ailelere polis tazyikli suyla müdahale etti.

5 Ağustos: Roboski Katliamını araştıran Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, Wall Street Journal'ın haberini doğruladı, Predatörlerin de olaydan önce görüntü aldığını ve görüntülerde köylülerin seçildiğini açıkladı.

21 Ağustos: Asker taşıyan sivil araç Uludere'de şarampole yuvarlandı, dokuz asker ve minibüsün şoförü hayatını kaybetti. Kazada yaralanan askerlere, Roboski'de katledilen yurttaşların yakınları yardım etti.

16 Ağustos: Roboski Katliamında 11 akrabasını kaybeden Ferhat Encü, bir formalite yerine getirilmediği ve sistemde “aranıyor” göründüğü için de altıncı kez aynı sebeple gözaltına alındı.

12 Ekim: Aynı dosyadan altı kez gözaltına alınıp “yanlışlıkla oldu” diyerek bırakılan Encü'nün açtığı tazminat davası, “hakkınızda soruşturma var” denilerek reddedildi.

6 Aralık: Roboski Katliamının sorumlularının yargılanması ve hükümetin resmi özür dilemesi talepleriyle imza kampanyası başlatıldı.

26 Aralık: Meclis Uludere Alt Komisyon Başkanı AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener, 34 kişinin ölümüyle sonuçlanan olayda Genelkurmayın talimat vermiş olabileceğini açıkladı. Şener, olayda kasıt bulunmadığını ancak zincirleme hata olduğunu açıkladı.

Şener, soruşturma sırasında Genelkurmayın olayla ilgili tüm belgeleri komisyonla paylaşmadığını da belirtti.

2013

6 Mart: Uludere Alt Komisyonunun hazırladığı rapor taslağı, üç muhalefet oyuna karşı beş AKP’li üyenin oylarıyla kabul edildi.

Gizlilik kararı alınan raporu milletvekillerinin sadece okumasına izin verildi. Raporda, “Kasıt yok, sivil irade ile yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var” denildi.

27 Mart: Rapor İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’nda kabul edildi.

Roboskili Aileler raporun kabul edildiği gün Meclis’e gelerek, raporun olayı aydınlatmadığını, failleri göstermediğini anlattı. Roboskili ailelerin sözcüsü Ferhat Encü şöyle konuştu:

“Komisyon acılarımızı paylaşmaya geldiğinde çok mutluyduk. ‘Devlet katliamı açığa çıkarmaya çalışıyor’ dedik. Görüntüleri izlediler ve birlikte ağladık. Ancak 455 gün geçti ve halen açık, net, planlı bir katliamın sorumluları cezalandırılmadı.”

29 Nisan: Alt komisyonun raporuna karşı CHP’li üyelerin hazırladığı muhalefet şerhi kitapçık haline getirildi.

11 Haziran: “Taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle açılan soruşturmayı 1,5 yıldır yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, görevsizlik kararı verdi, dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderdi.

34 kişinin ailelerinin avukatları, dosyanın Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığına gönderilmesine tepki gösterdi…

20 Haziran: Roboskili Ailelerin avukatları, Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığının görevsizlik kararı vermesine ve dosyayı askeri savcılığa yollamasına itiraz etti.

Görevsizlik kararına ilişkin 10 sayfalık itiraz dilekçesinde, savcılığın bu kararının hukuksuz ve insan haklarına aykırı olduğu belirtilerek, kararın kaldırılması talebinde bulunuldu. Avukatlar, soruşturmadaki gizlilik kararının da kaldırılmasını istedi.

2014

7 Ocak: Genelkurmay Askeri Savcılığı, “takipsizlik” kararı verdi.

15 Ocak: Güvenlik yolu ve kalekol çalışmalarını denetlemek için valinin sınıra geleceğini haber alan Roboski ve Gülyazi Köylüleri, protesto için sınıra gitmek istediler. Köylülerin önünü kesen askerler, yoğun bir biçimde gaz ve gerçek mermi kullandılar. Olayda Serhan Çiya Encü, başına aldığı mermi ile ağır yaralandı.

19 Ocak: Sabah saat 05.00 de Gülyazi ve Roboski Köyüne baskın yapan askerler katliamdan sağ kurtulan Servet Encü de dahil 9 kişiyi göz altına aldı.

20 Haziran: Askeri Savcılığın 7 Ocak 2014 tarihli takipsizlik kararına avukatların itirazı reddedildi.

8 Temmuz: Genelkurmay Başkanının bir basın açıklamasında “ölenlerin arasında terör örgütü mensupları olduğunu” söylemesi nedeniyle yapılan suç duyurusu da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından “kovuşturmaya yer olmadığı” kararıyla sonuçlandırıldı.

18 Temmuz: Avukatların karara itirazının reddedilmesi üzerine dosya Anayasa Mahkemesine taşındı.

2015

16 Şubat: Milliyet gazetesi yazarı Kemal Göktaş’ın haberi… 2013 yılında Askeri Savcı tarafından ifadesi alınan 2. Ordu Komutanlığı İstihbarat Dairesi Başkanı Albay Aygün Eker, “Roboski’de sınırı geçen grubun kaçakçı olduğunu üstlerine bildirdiklerini ama dikkate almadığını söylediği” ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın Uludere’ye ilişkin takipsizlik kararında olayın “kaçınılmaz bir hata” olduğu savunulmuştu.

24 Şubat: Anayasa Mahkemesi, başvuru dilekçesi ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinde eksiklikler tespit etti. Başvuru, “eksikliğin süresinde giderilmemesi” nedeniyle reddedildi.

23 Mart: Uludere’de “kaçakçılıkta kullanıldığı” iddia edilen katırların askerler tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Kamuoyunda büyük tepki yaratan olay CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu tarafından bir soru önergesi ile TBMM gündemine getirildi.

14 Nisan: Olay nedeniyle hayvan hakları savunucuları, dernek ve platformlar hem askerlerin cezalandırılması için hem de katırların öldürülmesiyle ilgili suç duyurusunda bulundu.

15 Nisan: CHP İstanbul Milletvekili Melda Onur ile birlikte Şırnak'a giden HAYTAP üyeleri, Şırnak Valisi Ali İhsan Su ile görüştü.

29 Mayıs: Tanrıkulu’nun soru önergesi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker tarafından yanıtlandı. Bakanlık yazısında, Tanrıkulu’nun hiçbir sorusu doyurucu bir biçimde yanıtlanmadı.

2016

9 Mart: Katliamın üçüncü yılında yapılan anma sonrasında, anmada görev alan yedi köylüye soruşturma açıldı. Roboskililer, TCK’nın 262. maddesi uyarınca “kamu görevini yerine getirmekle” suçlanıyor.

Ferhat Encü bianet’e yaptığı açıklamada, suça konu olan olayın, “Roboski anmasında trafiği düzenleyerek anayolun kapanmaması için uğraşmak, köye gelen misafirleri karşılayarak araçlarını park etmek” olduğunu söyledi.

Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği (Roboski Der) Üyesi ve Roboski Katliamında yakınlarını kaybeden Sıddık Encü, Oktay Encü, Hacı Encü, Mesut Encü Gülyazı Karakoluna giderek suçlamalarla ilgili ifade verdi. İfade işlemlerinin tamamlanmasının ardından dosya savcılığa gönderilecek.

Encü, anma günü köyde trafiği düzenleyecek bir kamu görevlisi olmadığını, yolun kapanmaması ve araçların park edilebilmesi için Roboski Der üyelerinin gönüllü olduğunu anlattı.

23 Mart: Anayasa Mahkemesinin 24 Şubat 2015 tarihli kararın gerekçesi Resmi Gazetede yayınlandı.

Gerekçede gecikmeyle ilgili bölüm şöyle açıklandı:

“Başvurudaki eksikliğin giderilmesi bildirimiyle başvurucular vekiline, başvuru formunda başvurucuların temel bilgilerine yer verilmediği ve ayrıca başvuru evrakının kabul edilebilirlik kriterlerine uygun bir başvuru olup olmadığının değerlendirilebilmesi için zorunlu başvuru yollarının tüketildiğine dair Askeri Savcılık ve Mahkeme kararları ile başvurunun süresinde yapılıp yapılmadığının tespiti için kararların öğrenme tarihlerinin başvuru formu ve eklerinde olmadığı bildirilmiş ve eksikliklerin giderilmesi istenilmiştir.

Avukat, 21 Ağustos 2014 tarihli eksiklik giderim evrakında eksikliğin süresinde giderilmemesine yönelik herhangi bir mazeret bildirmemiştir. Eksikleri süresinde tamamlamadığı gibi eksiklik giderimini neden süresinde yapamadığına ilişkin mazeret dilekçesini de yaklaşık bir ay sonra Mahkememize sunmuştur.”

Mahkeme üyesi Osman Paksüt ise karara şerh düştü:

“Anayasa Mahkemesinin İkinci Bölümü tarafından 24 Şubat 2016’da yapılan toplantıda, dosyanın incelenebilmesi için gerekli ve temel nitelikteki belgelerin süresinde verilmediği ve geçerli bir mazeret de sunulmadığı gerekçesiyle başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin reddine oyçokluğuyla karar verilmiştir.

Başvurunun reddine ilişkin karara, sürenin geçirilmiş olmasının ve mazeretin kabulünün aşırı bir şekilcilikle incelenip incelenmediği noktasından tereddüt duyduğumdan katılmamaktayım.”

23 Ağustos: İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine Roboski’de öldürülen 34 kişinin yakını 281 kişi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bireysel başvuru yaptı.

HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, yaşam hakkı ihlalinin yanı sıra sorumluların tespit edilmemesi ve yargı önüne çıkarılmamasının başvurusu konusu yapıldığını söyledi.

“Roboski ailelerine yönelen temel hakların ihlalini içeren haksızlıklar, hukuksuzlukların hepsi başvuru dilekçesinde yer alıyor. Dün mahkemeye iletilen dilekçede 281 başvurucu var.”

Encü başvuruda ayrıca faillerin yargı önüne çıkarılmadığına da dikkat çekerek “Katliamdan sorumlu olanların yargı önüne çıkarılması yönünde bir karar verilmesini talep ettiklerini” de ifade etti, “Önceliğimiz faillerin bulunması” dedi.

31 Aralık: 34 kişinin ailelerinin kurduğu “Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği (Roboski-Der)”, İçişleri Bakanlığı kararıyla mühürlendi.

Roboski-Der Başkanı Veli Encü, “terör faaliyeti yürüttüğü” iddiasıyla kapatılmasının dikkat çekici olduğunu dile getirerek “Roboski-Der katliamın gerçek yüzünü kamuoyuna yansıtmak amacıyla bugüne kadar çalışmalarını yürüttü. Bugüne kadar failler cezalandırılmadığı gibi Roboskili aileler her zaman baskı ve gözaltılar ile karşı karşıya kaldı.

Derneğin kapatılması da faillerin yargılanmaması için yıllardır gösterilen çabanın bir devamıdır. Biz Roboskili aileler olarak, adalet talep etmeye devam edeceğiz. Roboski’ye adalet gelinceye kadar mücadelemiz sürecektir. İnsanlık suçlarının sorumluları cezalandırılınca Roboskili annelerin yüreğine su serpilecektir. Bu yol ve yöntemler ile bizleri sindiremeyecekler” dedi.

2017

10 Ocak: Roboski-Der’e jandarma eşliğinde giden Dernekler Şırnak İl Müdürlüğü görevlileri, derneğin malvarlığına el konuldu.

“Paramız olmadığı için yazıcı alamamıştık, bir arkadaşımızın ofisindeki yazıcıyı ödünç almıştık, ona de el koydular. Yazıcının demirbaş listesinde olmadığını, başkasına ait olduğunu söyledik ama dinlemediler. Bir de en önemlisi, katliamda ağabeyini kaybeden 8 ila 15 yaş arasında çocuklar için rehabilitasyon çalışması yapılıyordu. Çocuklar için boyama kitapları, boyalar alınmıştı. Hem bunlara hem de kendi emekleriyle yaptıkları resimlere el konuldu.”

12 Ocak: Faaliyeti durdurulan Roboski İçin Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği, 679 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatıldı.

Diyarbakır, Dicle Kent bulvarı üzerindeki bir parkta bulunan Roboski anıtı, dört gün önce yerinden kaldırıldı.

Ardından iki gün önce derneğin masa, sandalye ve bilgisayar gibi eşyalardan mütevellit “mal varlığına” el konuldu.

29 Eylül: Her ayın 28. günü Roboski Katliamını gündemde tutmak için basın açıklaması yapan Roboski İçin Adalet Girişimi, Cumhuriyet gazetesinde 20 Eylül günü başlayan ve dört gün süren yazı dizisinde ortaya çıkan yeni bilgi ve belgelere dikkat çekti.

* “Roboski Katliamı dosyasına giren ‘İHA’yı kullanan yüzbaşı ile İHA Filo Komutanı, Sınır Tümen Komutanı, Jandarma Komanda Tugay Komutanı, 2. Ordu İstihbarat Komutanına kadar birçok askerin, grubun kaçakçı olduğu yönünde üstlerini uyarmaya çalıştıkları, ancak bombardımana karar verilince kendilerinin bilmediği önemli bir bilginin Genelkurmay’da olduğunu düşündüklerini belirten’ asker ifadelerine ulaşıldı.”

* 2. İHA Filo Komutanlığı’nda “uçucu” olarak görev yapan ve olay günü İHA’yı kontrol eden Yüzbaşı Duran İspir baştan itibaren görüntülerdeki kişilerin kaçakçı olduğunu değerlendirdiğini söyledi. İspir, 27 Kasım 2013’te askeri savcılığa verdiği ifadede, görüntülerdeki kişilerin yol boyunca İHA alçak irtifada uçtuğundan sesini duymuş olmaları gerekirken düzenlerinde bir değişiklik olmadığını belirtmiş, yaklaşan gruba top atışı yapılmasına da “geçmişteki tecrübelerime binaen güvenilir olmadığı, kötü sonuçlar doğurabileceği” gerekçesiyle karşı çıktığını ve bunu Filo Komutanı Binbaşı Şahin’le de paylaştığını söyleyen İspir, “Nihayetinde bizden grubun lazerle işaretlenmesini istendi. İşaretlemeyi yaptım. Uçaklar taarruzlarını gerçekleştirdiler” dedi.

* “Dosyadaki en acı verici ifadelerden bir diğeri de ‘Grubun kaçakçı olduğunu düşünen İHA kullanıcısı subayın, savaş uçakları için hedefi lazerle işaretlemekle görevlendirildiğini’ anlatması oldu.”

* “Yeni ulaşılan ve adaletten kaçırılan bu tanık ve şüpheli ifadeleri de gösteriyor ki, Roboski Katliamının sorumluları bellidir ve adaletten kaçırılmaktadır. Başta Roboski Katliamı olmak üzere devlet; geçmişi ile yüzleşerek işlenen tüm katliamların sorumlularını yargı önüne çıkarıp, barış ve adaletin yeniden tesisi için kendisiyle birlikte yargılamalı ve cezalandırmalıdır.”

15 Kasım: 2015 yılında gerçekleştirilen katır katliamlarında emir veren ve katliamı gerçekleştiren askerlerin tespit edilerek cezalandırılması için Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) tarafından yapılan suç duyurusu “görevsizlik” kararıyla askeri savcılığa gönderildi.

Bu konuda Sezgin Tanrıkulu’nun yazılı soru önergesi Kasım Ayında Millî Savunma Bakanı Nurettin Canikli tarafından yanıtlandı. Yanıtta, konuyla ilgili olarak bakanlıkta herhangi bir bilgi ve belge olmadığı belirtildi.

21 Aralık: Roboski Katliamının ardından 34 yurttaşın aileleriyle dayanışmak için Roboski Köyüne yerleşen insan hakları aktivisti Yannis Vasilis Yaylalı, tutuklu bulunduğu Elazığ Cezaevinde bir haftalık açlık grevi eylemine başladı.

2018

17 Mayıs: AİHM, Roboskili Ailelerin başvurusunu reddetti.

Roboski Katliamının sorumluları kaybolmayacak kadar açıktadır, belirgindir. Aradan dokuz değil doksan yıl bile geçse, biz değil çocuklarımız, çocuklarımız değil torunlarımız, mutlaka Roboski Katliamının sorumlularını tarih önünde mahkum edecektir.

Bu vesileyle, Roboskili Ailelere adalet arayışlarında yanlarında olduğumuzu bildirmek isterim. Aileler sadece kendi çocukları için değil, hepimiz içi adalet arıyor. Onların yanında olmak hepimizin görevi!

Ne olmuştu?

28 Aralık 2011’de Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Roboski köyünde, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19'u çocuk 34 kişinin hayatını kaybetti.

Katliama ilişkin başlayan soruşturma kapsamında, 11 Haziran 2013'te Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, "taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı" dosya hakkında "görevsizlik" kararı vererek dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderdi. Genelkurmay Askeri Savcılığı, 7 Ocak 2014'te "takipsizlik" kararı verdi.

Mağdurların ailelerinin avukatlarının karara itirazı reddedildi. Dosya bunun üzerine 18 Temmuz 2014'te Anayasa Mahkemesi'ne (AYM) taşındı.

Dilekçe ve eklerinin idari yönden AYM’de yapılan ön incelemede, başvuruda eksiklikler tespit edildi, tamamlanması istendi. Ancak başvuru, "eksikliğin süresinde giderilmemesi" nedeniyle, 24 Şubat 2015 tarihli kararla reddedildi.

İç hukuk yollarının tükenmesi üzerine yaşamını yitiren 34 kişinin yakını olan 281 kişi adına Ağustos 2016'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) bireysel başvuru yapıldı. AİHM başvuruyu 17 Mayıs 2018'de reddetti.