CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” sözlerini değerlendirerek, "Erdoğan İmralı’ya kendisi mi gidip görüşmüş, yoksa bilgi mi gelmiş?" dedi.
Independent Türkçe'den Veysi Polat'ın haberine göre Tanrıkulu, iktidarın Kürt sorununa bakışını eleştirerek,"Erdoğan’ın bu arayışlarının sonuçlarını biz İstanbul’daki yerel seçimlerde gördük. Kürtler bu tür manipülasyonlara kanmadılar. Erdoğan’ın yönelmesi gereken yer demokratik siyasettir ve Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda adım atmaktır." ifadelerini kullandı.
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde yerel ve ulusal basın temsilcileriyle kahvaltıda bir araya gelen CHP’li Tanrıkulu, “İmralı’da bir tecrit var. Öcalan, görüşmesi gereken avukatları ve ailesi ile görüşemiyor. Bu bilgiye Sayın Erdoğan nereden sahip, ona sormak lazım. Kendisi mi gidip görüşmüş yoksa kendisine böyle bir bilgi mi gelmiş” diye sordu.
Tanrıkulu, şunları söyledi:
"Erdoğan’ın bu arayışlarının sonuçlarını biz İstanbul’daki yerel seçimlerde gördük. Kürtler bu tür manipülasyonlara kanmadılar. Erdoğan’ın yönelmesi gereken yer demokratik siyasettir ve Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda adım atmaktır. Halen bu polemikler üzerinden siyaset yapması nasıl bir çıkmazın içinde olduğunu da gösteriyor. Kendisine sormak lazım nereden bu bilgiye sahipsin? Bir de sana nesi? Seni ne ilgilendiriyor. Neyin hesabını soruyorsun? Ya da kim neyin hesabını verecek? Eğer senin muhatapların değillerse. Erdoğan’ın bu tuzağına kimse düşmez."
Diyarbakır’ın Kırklar Dağı bölgesinde yapılacak ormanlık alana Devlet Bahçeli isminin verilmesi ile ilgili tartışmalara da değinen Tanrıkulu şunları söyledi:
"Son zamanlarda bütün ağır insan hakları ihlali işleyenler, ranta bulaşanlar, kendi yaptıklarının görünmemesini isteyenler bir vesileyle hükümetin sahibi olarak gördükleri Devlet Bahçeli’nin arkasına sığınıyorlar. Onun sahiplenmesini kendilerinden istiyorlar. Bu sahiplenme üzerinden bir polemik yaratıp, özellikle rantla ilgili yaşanılanların görünmemesini istiyorlar. Bu nedenle bu konunun gündeme taşındığını düşünüyorum. Sayın Bahçeli’nin bu konudan haberdar olması durumunda böylesi bir tartışmanın içerisinde yer alacağını düşünmüyorum. Gündeminde Diyarbakır’ın olduğunu sanmıyorum. Ülke genelinde bu kadar kutuplaşma varken Diyarbakır üzerinden böylesi bir kavgayı yaratmanın bir anlamı yok."
“Kürtlerin son 5 yılda yaşadığı zulüm son 40 yılın toplamı kadardır” ifadesini kullanan Tanrıkulu, şöyle konuştu:
"Bunların yaptıkları zulüm 12 Eylül darbecilerinin aklına gelmeyen zulümlerdir. 1970’lerde Diyarbakır’da bağımsız belediye başkanları vardı. 80’de darbe oldu, bu başkanlar tutuklandı. Şimdi son 5-6 yıldır bu bölgede seçilmiş hiç kimse yok. Atanmış memurlar var. Diyarbakır’daki belediyelerde meclis yok. Hiçbir denetim yok. Bütün rant, atanmış bir kaymakamın elinde. Ve bütün bölgeyi talan ediyorlar. Diyarbakır sahipsiz değil, kayyumlar da Diyarbakır’ın sahibi değil. Sahibi halktır, sahibi Diyarbakır’dır. Atanmış bir memur nasıl Diyarbakır’ın sahibi olabilir? Biz nasıl hesap soracağız? Elimde belgeler var, hepsini TBMM’de açıklayacağım. Elimde resmi yazılar var, nerede hangi rantın döndüğü konusunda. Bir imar değişikliği yapılıyor, ardından kimlerin bu arsalara çöktüğünü biliyoruz. Demokratik siyaset olsa bütün bunlar olabilir mi?"