CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, TBMM Genel Kurulu’nda, çocuk istismarına ilişkin araştırma komisyonu kurulması ile görüşmeler sırasında; “Çocukların cinsel istismarı konusu, münferit vakaları değil, bir karanlık zihniyetin sistematikleşmiş ve olağanlaştırılmaya çalışılan suçlarını kapsıyor. Bunu, bu komisyonun nasıl bir işlevi olacağını görmeden önce söylüyorum. Bakalım gerçekten de amacınız bu konunun enine boyuna ortaya çıkarılabilmesi ve çözülebilmesi mi, yoksa meseleyi tekilleştirip bu sözde vakıf ve yapıları aklamak mı?” diye sordu.
TBMM Genel Kurulu’nda, bugün; İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucularından Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken Kadir İstekli ile evlendirdiğinin yıllar sonra ortaya çıkmasının ardından, her türlü çocuk istismarının engellenmesi için alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla verilen araştırma önergesi görüşüldü. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, önerge üzerine şunları belirtti:
“Her seferinde genel başkanınızdan bakanlara, milletvekillerinden yandaş gazetelerinize kadar, bu tür istismar vakaları duyulduğunda ‘münferit’ deyip olayı geçiştirmeye çalıştınız. Sivil toplum kuruluşlarının verilerine göre Türkiye çocuk istismarının en sık görüldüğü üçüncü ülke konumunda. Türkiye Psikiyatri Derneği yaptığı araştırmada, ülkemizde istismara uğramış çocuk oranını yüzde 33 olarak tespit etti. Dolayısıyla bu meselenin, sizin deyiminizle ‘münferit’ bir vaka olmadığının da altını özellikle çizmek gerektiğini düşünüyorum.
Gaziantep’te yine böyle bir yapının içinde kalmış 5 ve 6 yaşındaki kız çocukları cinsel istismara uğradı. Adıyaman’da yine sözde bir derneğin Erkek Öğrenci Yurdu’nda 9 ve 10 yaşlarındaki iki çocuk istismar edildi. Erzurum’da sözde bir vakıfta, yine iki erkek çocuk cinsel istismara maruz kaldı. İzmir’de yine sözde bir vakfın Çocuk Yurdu’nda, 9 ila 12 yaş arasındaki yedi çocuk istismar edildi. İstanbul’da bir başka sözde derneğin kursunda yatılı kalan çocuklar istismar edildi. Böyle uzuyor gidiyor. Ve bunlar maalesef, içim acıyarak söylüyorum, buzdağının görünen yüzü. Daha bugün bile bilmediğimiz yerlerde çocuklar istismara uğruyor. Peki, bunlara münferit vakalar diyebilir misiniz?
Bu yapıların elindeki çocuklarımız için neden endişelenmiyorsunuz? Çocukların kız erkek demeden sistematik olarak cinsel istismara uğradığı bu sözde dernek ve vakıflara neden göz yumuyorsunuz? Cevabı aslında hepimiz biliyoruz. Ama ben şunun altını kalınca çiziyorum. Çocukların cinsel istismarı konusu, münferit vakaları değil, bir karanlık zihniyetin sistematikleşmiş ve olağanlaştırılmaya çalışılan suçlarını kapsıyor. Bunu, bu komisyonun nasıl bir işlevi olacağını görmeden önce söylüyorum. Bakalım gerçekten de amacınız bu konunun enine boyuna ortaya çıkarılabilmesi ve çözülebilmesi mi, yoksa meseleyi tekilleştirip bu sözde vakıf ve yapıları aklamak mı? Çünkü biz bunu yaşadık.
Terk ettiğimiz Kadına Yönelik Şiddet Komisyonunu kadınların mevcut haklarının ve kadın-erkek eşitliğinin dahi tartışıldığı bir tiyatroya çevirmiştiniz. Bu komisyonun akıbeti de böyle mi olacak göreceğiz. O komisyonda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin dahi yürürlükten kaldırılması gerektiğini söyleyen kamu kurum temsilcilerini dinlettiniz. Bu komisyonda da çocukları koruyan Lanzorete Sözleşmesi’nden çıkmayı savunanları mı dinleteceksiniz göreceğiz. Bugün komisyonu kuracağız. Ama çocuklara yönelik cinsel istismar vakalarını önlemek adına adım atmak istiyorsanız eğer, bu komisyonun yapacağı toplantıları beklemenize gerek olmadığını da hatırlatmak isterim. Eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, Bakanlıklarınız bu sözde vakıflarla protokoller yapıp çocuklarımızı emanet etmeyi bırakacak.
Eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, Milli Eğitim Bakanlığı kendisi eğitim vermeyi bırakıp, okullara bu ne olduğu belli olmayan sözde vakıfları sokup çocuklarımızla karşı karşıya getirtmeyecek. Eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, ‘Bunlar siyasi meseleler değil’ diyen Bakanın yönettiği Aile Bakanlığı çocuk yurtlarına bu sözde vakıfları sokup çocukları bu yapılara emanet etmeyecek. Eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, bu sözde vakıflar istiyor diye, 37. maddesi, çocuğu kasten evliliğe zorlamanın cezalandırılmasını öngören İstanbul Sözleşmesi’nden birkaç oy uğruna çekilmeyeceksiniz.
Eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, cinsel istismar suçunda istismarcılara af için bir gece yarısı yasa teklifi getirmeyeceksiniz. Hele hele, Adalet Bakanı’nız bu rezil teklifi ‘küçüğün rızası’ diye savunmayacak. Ve eğer gerçekten istismarla mücadele etmek istiyorsanız, bu Meclis çatısı altında kurulmuş bir komisyonda, Devlet’in İnsan Hakları Kurumu Başkanı 15 yaşında evliliğin önünün açılmasını talep edemeyecek, çocuk haklarını koruyan Lanzorete Sözleşmesi de tartışmaya açamayacak.
Neden biliyor musunuz? Çünkü bu zihniyete güç veren işte bu yaptıklarınız. Bu zihniyete güç veren, bu sözde yapılar ne yaparlarsa yapsınlar sırtlarını sıvazlamanız. Bu söylediklerimi yapmaktan vazgeçerseniz, Türkiye’de çocuk istismarının önlenebilmesi için çok önemli bir yol alınır. Bir çocuğun istismar edilmesi ve bunun kamuoyunda gündem olmasını beklemenize de gerek kalmaz.” (ANKA)