CHP’nin sosyal politikalardan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yüksel Taşkın, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) açıklarının endişe verici bir düzeye ulaştığına dikkat çekerek, "SGK açıklarının yarattığı kara delik, insanca emeklilik hakkının ortadan kalkabileceği bir gelecek riski yaratıyor” dedi.
Taşkın SGK açıkları nedeniyle emeklilik sisteminin fiilen ortadan kalkabileceği tehlikesine işaret etti.
Taşkın yaptığı yazılı açıklamada, şunları ifade etti:
“Son dönemde kayıtlı çalışan sayısındaki artışın yavaşlaması, emekli sayısındaki yükseliş, Covid-19 pandemisi sırasında sağlık harcamalarında yaşanan fazladan artış gibi etkenler, Sosyal Güvenlik Kurumu açıklarının endişe verici düzeylere ulaşmasına neden oldu. Kapımızda duran bu krizin nedenini Covid-19 pandemisine bağlamak yanıltıcı olur. Kriz çok daha yapısal ve derin. İstihdam odaklı üretimin yükseltilememesi, bu krizin en temel nedenidir.
Kriz yapısal, çünkü ülkemizde çalışabilir nüfus 63,5 milyona ulaşmış olmasına rağmen işgücüne dahil olmayan nüfus 31,5 milyona yaklaşıyor. Bir başka ifadeyle işgücüne katılım yüzde 50,5’lerde tıkanmış durumda. Genç işsizliğinin yüzde 25’lerde seyretmesi de içerisine düştüğümüz kısır döngünün en çarpıcı göstergesi. Son beş yılda SGK primi ödeyenlerin sayısı sadece 1,2 milyon kişi artarken emekli maaşı alanların sayısının 1,9 milyon artmış olması, bahsettiğimiz yapısal dengesizliğin göstergesi.
Maalesef bahsettiğimiz konu ülkemizin en yakıcı meselelerinden birisi. Bu nedenle çözümlerimizin ne olduğunu ortaya koyacak serinkanlı, sahici tartışmalara ihtiyacımız var. Ne yazık ki ülkemizi çoraklaştıran kutuplaştırıcı siyaset, tam da bu meselelerimizi konuşmayalım diye var. Bu yakıcı meseleyi gelecek seçimlerin en önemli tartışmalarından birisi haline getirmemiz gerekiyor. Önce toplumun dikkatini bu konuya çekmeli ve çözüm önerilerimizi de paylaşmalıyız.
Bugün itibarıyla aldıkları maaş 150 euroyu aşamayan emeklilerimiz var. Bu olumsuz durumu bile mumla arayabileceğimiz günlerimiz olabilir. Gençlerin kayıtlı işgücüne dahil olamadıkları, kayıt dışı istihdamın 'herkesin bildiği bir sır' olarak kamu otoriteleri tarafından bile kabullenildiği, asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği bir ülkede gelecekte emekli olmak bir hayal haline gelebilir. Mevcut koşullar devam ederse bugünün gençleri, emeklilik hakkını geçmiş güzel günlere ait bir lüks olarak anımsamak zorunda kalabilirler.
Kayıtlı çalışarak prim ödeyenlerin sayısı neden önemli? Sosyal Güvenlik Kurumu, çalışanlardan elde ettiği primlerle emeklilerin maaş giderlerini ve vatandaşların sağlık giderlerini karşılamaktadır. Sağlıklı bir sosyal güvenlik sistemi bir üçgene benzetilebilir: En altta aktif çalışanlar, en üstte de pasif çalışanların (emekliler) olduğu bir yapıda taban ne kadar genişse sistem de o kadar güvenli ve sağlıklıdır. Bu nedenle sosyal güvenlik sisteminde sürdürülebilirlik açısından önemli bir gösterge, aktif-pasif oranıdır. İdeal durumda aktif-pasif oranının 4 olması, yani dört aktif çalışanın bir pasif çalışanı finanse etmesi gerekmektedir. 2’nin altına inilmesi ciddi bir kriz işaretidir. 1980’li yıllarda 3,3 çalışanın bir emekliyi finanse edebildiğini anımsamamız yeterlidir. Eğer koşulları değiştiremezsek yakın gelecekte bu sayı 1,50’ye düşebilir. Bu durumda prim gelirleriyle emekli maaşlarını ve sağlık harcamalarını karşılamaktan daha da uzaklaşacağız ve bütçeden yapılan transferler giderek büyüyen kara deliği kapatmaya yetmeyecek.
1995 yılında ülkede toplanan vergi gelirlerinin yüzde 10’u sosyal güvenlik açığına giderken bu oran 1996 yılında yüzde 14,9’a, 1997 yılında yüzde 16’ya, 1999 yılında yüzde 18,6’ya yükseldi. İstikrarlı artış sonucunda son yıllarda bu oran yüzde 25’lerin üzerine çıkmış durumda. Bütçeden sosyal güvenlik kurumlarına yapılan transferin GSYH oranı da 1995 yılında yüzde 1,01 seviyesindeyken 2020 yılında yüzde 4,93’e ulaştı.
Resmi verilere göre; Haziran 2021’de kayıt dışı olarak çalışanların sayısı 8,4 milyondur. Bugün aktif çalışan sayımız 20 milyon civarında değil de çalışabilir işgücümüz olan 63 milyonun yarısı bile olabilseydi, aktif-pasif çalışan oranımız daha sağlıklı olacak, emeklilerimiz biraz daha insanca maaşlar alabilecekti. Oysa çalışabilir işgücünün sadece üçte birinin prim ödediği bir ülkede emeklilik sistemi temel bir hak olmaktan çıkar, gücü olan emekli olabilirken güçsüzler ömür boyu ağır koşullarda çalışmak zorunda kalırlar. SGK açıklarının yarattığı kara delik, insanca emeklilik hakkının ortadan kalkabileceği bir gelecek riski yaratıyor.
CHP olarak tehlikenin farkındayız. İstihdam odaklı üretimin arttırılması için mevcut çözüm önerilerimizi yeni koşullara göre güncelliyoruz. Ekonomi Masamız sadece çözüm önerilerimizi anlatmıyor, üretici tüm sektör bileşenlerinden de öneriler derliyor, bunları uygulanabilir politikalara dönüştürüyor. Sosyal Politikalar Başkan Yardımcılığı olarak on bir farklı sektörde istihdam sorunları ve çözüm önerileri konulu çalıştaylar düzenliyoruz. Tarım, turizm, sanayi, gençlik, kadınlar, bilişim, engelliler gibi toplam on bir sektör ve alanın bileşenlerini dinleyerek istihdam odaklı üretimin arttırılmasını amaçlayan somut önerilerimizi raporlaştıracağız. Elbette farkındayız ki istihdam odaklı üretimi arttırmadan, ciddi bir emeklilik ve vergi reformu gerçekleştirmeden etkin ve kapsayıcı bir sosyal devleti inşa etmek de mümkün değildir." (ANKA)