CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Merkez Bankası’nın 4,25 puanla tarihindeki en yüksek faiz indirimini yaptığını hatırlatarak, “Merkez Bankası’nın faiz düşürdüğü aynı günde reel kesim güven endeksi, sektörel güven endeksi, kapasite kullanım oranları dibe vurdu. Bankalardaki TL mevduatı düşüyor. Faiz inse de kredi verecek para yok, yatırım yapacak heves yok” dedi.
İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Merkez Bankası’nın 4,25 puanla tarihindeki en yüksek faiz indirimini yaptığını vurgularken, geçen yıl eylül ayında da tek seferde 6 puan birden faiz artırdığını anımsatarak, "Artık MB’nin bağımsız olmadığını, kararların Cumhurbaşkanı talimatıyla alındığını herkes biliyor" dedi.
4,25 puan birden faiz indirimine gidilmesi kimseyi şaşırtmadığını ifade eden Toptak sözlerine şöyle devam etti: "Nitekim Cumhurbaşkanı faiz indirimlerine devam edilmesi talimatını da AK Parti İl Başkanları Toplantısında verdi. Türkiye ekonomisi artık serbest piyasadan kumanda ekonomisine, kapalı ekonomi modeline geçmiş bulunuyor. Bu modelde ekonominin gerekleri ve gerçekleri değil, bir kişinin istekleri doğrultusunda kararlar alındığı için, kuyrukların, karaborsanın, dövizde, faizde resmi ve tezgâh altı olmak üzere çifte fiyatların ortaya çıkması kaçınılmazdır. Tıpkı üç ay önce soğan üreticilerinin terörist ilan edilip, depoların basılıp, valilere talimatla soğan, patates fiyatlarının düşürülmeye çalışılması, çadırlı tanzim satış şovları gibi, şimdi de talimatla faiz ve enflasyon kâğıt üzerinde indirilmektedir. TÜİK’in fiyat aldığı marketlere telefonla talimat verip fiyat indirterek enflasyonu düşük çıkartması ve MB’nin de bu enflasyonu gerekçe göstererek talimatla faiz indirmesi, örneği görülmemiş bir ekonomik tiyatrodur. MB’nin faiz indirimi kararıyla aynı gün açıkladığı Temmuz ayı reel kesim güven endeksinin 4,2 puan gerilemesi yanında, imalat sanayii kapasite kullanım oranının da düşüş göstermesi, ekonomik çöküşün örtülemez hale geldiğinin göstergesidir. Bankalardaki döviz mevduatı bir haftada 1,9 milyar dolar artarak 217 milyar dolara yükselirken, TL mevduatları bir haftada 6 milyar TL düştü. Yani tasarrufu olan parasını dövize yatırıyor, TL’den kaçıyor. Şimdi TL faizlerinin indirilmesiyle dövize kaçış daha da hızlanacaktır. Bankaların kredi hacmi uzun süredir artmadığı gibi eksidedir. Diğer deyişle bankalar zaten kredi verememektedir. Kaldı ki bankaların verdiği krediler, yurt dışından borçlanarak aldıkları döviz sendikasyon kredileridir. Devlet hazinesinin bile yüzde 7 faizle yurt dışından dolar borçlandığı bir ekonomi yönetiminin sadece faiz indirerek her şeyi çözeceğini, yatırım, üretim, istihdamı artıracağını sanması aldatmacadan ibarettir."
"Enflasyonun nedeninin faizden kaynaklandığını savunan iktidar yaklaşımıyla, şimdi faiz indiriminden sonra her şeyin ucuzlaması, fiyatların düşmesi, yatırımcıya oluk oluk kredi akması, işsizliğin yok olması, emeklinin, ücretlinin refah ve bolluğa kavuşması gerekiyor. Bunların olmayacağını, aksine birkaç ay sonra MB’nin yeniden faiz artışına gitmek zorunda kalacağını bugünden söylüyorum. İktidarı ve ekonomiyi yönetemeyenleri, halkı aldatmaya son vermeye, bir an evvel ekonominin gerçeklerine dönerek almaları gereken ivedi önlemleri almaya çağırıyorum.”
TIKLAYINIZ- Uzmanlar, yönetim değişikliği sonrası Merkez Bankası’nın ilk faiz kararını nasıl değerlendirdi?