T24'TEN DÜZELTME VE ÖZÜR: Bu haberin ilk yayımlanmış hâlinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İran'da düşürülen uçak konusunda "İran: Uçağın düşürüldüğü iddiası Tahran'a karşı psikolojik bir savaştır" ifadelerini kullandığı yer almıştı. Kılıçdaroğlu'nun Haber Global yayınındaki açıklamalarında bu ifadeler yer almamaktadır. T24 ekibi canlı yayından aktarım sırasında editoryal bir hata sonucu İran Hükûmet Sözcüsü'nün açıklamalarını Kılıçdaroğlu'na atfen haberde yer vermiş, hatanın fark edilmesinin ardından haber içeriği düzeltilmiştir. Yanlış aktarım nedeniyle CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve okurlarımızdan özür dileriz. |
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Haber Global Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın konuğu oldu. Eşit Ağırlık Özel programına katılan Kemal Kılıçdaroğlu canlı yayında gündeme dair soruları yanıtladı.
ABD-İran geriliminden Libya meselesine, dış politikadan Kanal İstanbul'a kadar çeşitli gündem maddelerine değinen Kılıçdaroğlu, "Bölgeye barışın gelmesi için aktif rol üstlenmesi gereken Türkiye ve İran'dır" dedi.
"Kanal İstanbul, Tayyip Erdoğan'ın rant projesidir" diyen Kılıçdaroğlu, Man Adası hesaplarına ve Tank Palet Fabrikası tartışmasına değinerek, "Hesabını veremediğiniz mal varlığına sahipseniz, egemen güçlerin tutsağı olursunuz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun öne çıkan açıklamaları şöyle:
"Bu olay aslında Ortadoğu'da vekalet savaşlarının getirdiği noktayı gösteriyor. Aslında yapılması gereken CHP olarak OBİT dediğimiz bölgeye barışın gelmesi. Vekalet Savaşlarında Orta Doğu'nun kurtarılması lazım. Burada aktif olması gereken ülke Türkiye ve İran'dır.
"Koalisyon döneminden beri söylediğimiz bir şey var Türkiye'nin dış politikasını değiştirmesi lazım. Bu dış politika Türkiye'ye çok zararlar getirdi. Dış politika Milli olması gerekir. Ülke çıkarlarını uluslararası arenada da savunmamız gerekiyor. Yanlış, kişisel çıkarlar üzerinden geldi. Nasıl iktidarımı korurum mantığıyla dış politika olmaz. Doğu Akdeniz'e gemi gönderdik ne oldu? Ama onlar gönderdi biz bulduk paylaşacağız diyorlar. Ben bunu söyleyince bana kızıyorlar. Ama gerçek bu, yapamadılar. Sonra ne oldu Libya'ya asker gönderelim dedik biz de destek verdik. Neden asker gönderiyoruz? Fizan çöllerinde bizim askerimizin ne işi var? Bizim askerimizin kanının Libya çöllerinde dökülmesini istemem.
Son 10 yılda dış politikada verilen zararı başka hiç bir hükümet bize bu kadar derin zarar vermedi.
"2 Ekim 2012 tarihli bir haber Kaddafi'nin verdiği 250 bin doları Erdoğan aldı, hiçbir yere de bağışlanmadı.
"Erdoğan beni eleştiriyor ama benim söylediğime geliyor. Ben arabuluculuk çağrısında bulundum, Erdoğan beni hedef aldı. Sonra Putin geldi, beraber basın açıklaması yapıyor. Putin'den ders alıyorsunuz ben söyleyince laf söylüyorsunuz. Putin gelince aynısını o söylüyor yüz seksen derece dönüyor Putin'i destekliyor. O daha Türkiye Cumhuriyeti devletinin gücünün farkında değil. Putin'den, yabancı bir ülkenin liderinden telkin alıyor.
"Türkiye'nin başına gelen hiçbir yönetim dış politikada bu kadar zarar vermemiştir. Hafter kalktı Türkiye'yi düşman ilan etti.
"Yapılan işin, Türkiye'ye maliyetinin farkında mı bunlar? Devlet yönetmeyi bilmiyorlar. Bu bir il yönetmeye benzemiyor. Uluslararası arenada bir ülkenin çıkarlarını konuşmak zorundasınız."
"Eğer siz dış politikanızı kişisel çıkarlarınız, partinizin çıkarları üzerine tesis etmeye kalkarsanız, gelir İhvan'ı nasıl desteklerim diye bakarsanız, duvara çakılırsınız.
"Bunlar yüzünden Mavi Vatan'ı kaybedeceğiz. Mavi Vatan'da benim de hakkım var, neden dışlanıyorum? İzlediğim yanlış dış politikalardan.
"Libya'da Hafter'i BM tanımıyor, Mutabakat Hükümeti'ni tanıyor, biz onunla işbirliği içindeyiz" diyor. Peki Rusya'da Beşar Esad'ı BM tanımıyor mu? Mısır'daki hükümeti BM tanımıyor mu? Tanıyor. Ama biz onlarla kanlı bıçaklıyız.
Kanal İstanbul devlet projesi değildir, Tayyip Erdoğan'ın çıkar projesi, rant projesidir. Kaldı ki bu proje gerçekleşmeyecek. Bu ülkede olan bitenleri ört bas etmek için bunu ortaya attılar. Yap-İşlet-Devret'le yapacaklarmış. CHP'nin iktidar olduğu zamanda bu proje için tek kuruş verilmeyecek. Bu Kanal İstanbul lüzumsuz bir tartışma.
"'Ben Kanal İstanbul'u yapacağım, bu çılgın projedir'. Devleti çılgın insanlar yönetirse felaket getirirler. Devlet çılgın insanlar değil hesap verebilir insanlar yönetir. Devleti çılgın insanlar değil, kendi ülkesinin çıkarlarını savunan insanlar yönetir. Çılgın projeymiş, e buyur yap o zaman.
"Yol yaptılar. Biz niye yaptık demedik ki... Kaça yaptın diye sorduk. Vatandaştan niye gizli? Ben herhangi bir işadamının maliyetini sormuyorum. Ama bu devletin işi, benim vergimle yapılıyor. Ben bunu sorduğum zaman 'vay efendim, siz herşeye karşısınız'. Türkiye'nin çıkarınaysa 'evet', değilse 'hayır' diyoruz.
"Biz hiçbir zaman karşı olmadık. Türkiye bunu yapabilir, neden yapmasın? Hacettepe Üniversitesi yaptı, kimse onları dikkate bile almadı. Şov başka bir şey, bir şey yapmak başka bir şey. Bizim istediğimiz dünya standartlarına uygun bir otomobil yapsınlar. Daha önce biz bunları yaptık, olmadı. Bu işler planlı olur. Bir fizibilite raporu çıksaydı biz de bunu görürdük. Ama öyle bir rapor yok
"2019'da da Türkiye'nin yapacağı uçak uçacaktı, 60 kişi uçacaktı. Nerede o uçak? Söylemek başka bir şey. Bizim Devlet Planlama Teşkilatımız gibi bir teşkilatımız vardı. De bizim ülkemizin planı yok doğru dürüst.
"Erdoğan'a ısrarla şunu söyledim. Daire başkanıyken her şeyi tartışırdık Binali bey oradan hemen siyasiler tartışır diye atladı. Elbette tartışır. Erdoğan'a 'işler kötü gidiyor' diyecek kişi kalmadı. Liyakatı bitirdiler. Devletin organlarını dışladılar. Böyle bir tablo çıkardılar ortaya. O tablo da Türkiye'yi bu noktaya getirdi.
"İstediği her şeyi yapabiliyor. Neden Türkiye'de 673 liranın altında geliri olan 8 milyon kişi var. Ve hala milyonlarca kişi çöp konteynerinden geçiniyor. 17 yılın sonu bu. Tek adam dedi tek adam oldu. Satmadığın fabrika kalmadı.
"Tayyip Erdoğan, 'Tan Palet'i 25 yıllığına kiraladık' dedi, Ethem Sancak 'kira falan vermiyoruz' dedi. Düşünün Cumhurbaşkanı değil Ethem Sancak doğruları söylüyor. Sonra bizi televizyon programına çağırdılar. Ethem Sancak da gelecekti. Karşılıklı sorularımızı soracaktık. Ama kaçtı. Bir ülke bedel almadan Katar ordusuna peşkeş çekiyorsa bu vatana ihanettir.
"O Fırtına Obüslerinin yapıldığı tüm o sırları aradaki protokol uyarınca Katar ordusuna teslim etmek zorundasınız. Şimdi beni mahkemeye verdi Tayyip Erdoğan. O protokollerin hepsini isteyeceğiz.
"Ben üretiyorum. Ethem Sancak ile Katar ordusuna 'gelin bana satın' diyorum. Benim zaten."
"Benim mal varlığım belli, ailemin belli. Benim mal varlığımı araştırılsın her defasında da bunu söyledim. Ama kendisi dünyaya meydan okumakla meşgul. Araştırılamıyor. Ama mal varlığınızın hesabını veremezseniz egemen güçlerin tutsağı olursun. E ağır mektubu sineye çekmek zorunda kalırsın. Ben içime sindiremiyorum, beyefendi içine sindirdi. Ben itiraz ediyorum, o itiraz edemiyor. Ben onun için değil, o makam için itiraz ediyorum. O makamın arkasında Türkiye Cumhuriyeti'nin forsu var. Bu benim gücüme gidiyor.
"Gariban olanlar içeride kaldı. FETÖ ile mücadele AK Parti'nin dünya görüşü çerçevesinde oluyor. Parası olanlar, sırtını Erdoğan ya da ailesine dayananlar hapse girmediler, haklarında soruşturma bile açılmadı. İsim olarak belirledim. 17/25'ten sonra Pensylvania'ya giden, Bank Asya'ya para yatıran var. Buna rağmen Fettah Tamince AKP sıralarında yer aldı. Hap okulu öğrencilerine müebbet verdiler, diğerleri ellerini sallaya sallaya geziyor. Ceza vereceksen öğrenciye değil, ona emri veren komutana vereceksin.
"Biz bunların hepsini biliyoruz. Onun için sayın Bahçeli'den 15 Temmuz darbesinin perde arkasını çıkaralım. Bahçeli açıklamalarında samimiyse meclis araştırma önergesi versinler.
"Adil Öksüz'ün Türkiye'den kaçışı ve bağlantıları hakkında elimizde bilgiler var ama belge yok. Onun için söyleyeceğim yalan diyecekler o yüzden açıklamayacağım. Ama hepsini biliyoruz.
"Devlet içinde paralel yapılanmayı kim yaptı bunlar. Hala yapılanma var. Bakanlar ayrı Saray ayrı. Darbe dönemlerinde çıkarılan bütün demokrasiye aykırı olanları çıkarmamız lazım. Bu ülke 3. sınıf demokrasiyi hak etmiyor. Bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok.
"Bizim erken seçim isteme gücümüz var mı? Yok. Erken seçim gücü Ak Parti ve MHP'de. Onlar da tek kişinin ağzına bakıyor.
"Son 10 yılda çok değişti. Devletten alacağını alamadığı için borcunu ödeyemiyor. Sorumlu buradaki esnaf değil, devlet. Ekonomik bir kriz var. İntiharlar, işsizlik, sanayi dünyası umutsuz. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Akif Hamzaçebi çek yasasıyla ilgili kanun teklifi verdi.
"Belediye başkanı arkadaşlarımıza bir çok zorluk çıkartıyorlar.Enkaz edebiyatı yapmıyoruz. Bütün sıkıntılar rağmen güzel iş yapıyorlar. Belediye başkanlarımızın performanslarını ara ara ölçüyoruz. Şu an gayet iyi gidiyorlar.
"AK Parti'nin 2002'de var olan duruşuyla bugünkü duruşuyla aradaki farkın olduğunu gördüler. Demokrasiden uzaklaşıldığını görünce de parti kendi içinde hesaplaşmaya gitti.Rahatsız olanlar partiden ayrıldı. Sayın Babacan ve Davutoğlu da yargının denetlenmesinden yana. Bunu ileride göreceğiz tabi. Mevcut yönetimin Türkiye'ye hiçbir yarar getirmediğini fanatik olanlar hariç görüyor. Belli kişiler çok varlıklı oldu fatura vatandaşa kesildi.
CHP'nin stratejisi
"Düşünce özgürlüğü ve medyanın rahat olması lazım. Yeni tanımımız demokrasiden yana olanlar ve otoriter rejimden yana olanlar. Herkesle işbirliği yapılarak seçime gideceğiz
Çalışan Gazeteciler Günü mesajı
"Son yıllarda gazetecilerin ağır bedeller ödediğini görüyorum. Çalışan gazetecilerine emeklerini kutsamak zorundayız."
T24'ten düzeltme ve özür: Bu haberin ilk yayımlanmış hâlinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İran'da düşürülen uçak konusunda "İran: Uçağın düşürüldüğü iddiası Tahran'a karşı psikolojik bir savaştır" ifadelerini kullandığı yer almıştı. Kılıçdaroğlu'nun Haber Global yayınındaki açıklamalarında bu ifadeler yer almamaktadır. T24 ekibi canlı yayından aktarım sırasında editoryal bir hata sonucu İran Hükûmet Sözcüsü'nün açıklamalarını Kılıçdaroğlu'na atfen haberde yer vermiş, hatanın fark edilmesinin ardından haber içeriği düzeltilmiştir. Yanlış aktarım nedeniyle CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve okurlarımızdan özür dileriz.