Ankara kulislerinde AKP ile CHP arasında gizli koalisyon görüşmelerinin sürdürüldüğü iddiaları konuşulurken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimin hemen sonrasında açıkladığı 14 maddelik 'olmazsa olmaz' listesini partisinin bugünkü grup toplantısında yeniden okuyarak olası bir koalisyonda CHP'nin şartlarını açıkladı.
CHP'nin açıkladığı 14 madde şöyle:
1- Hukukun üstünlüğü tesis edilmeli, can ve mal güvenliği garanti altına alınmalı,
2- 12 Eylül hukuku ortadan kaldırılmalı,
3- Siyasi Ahlak Yasası en kısa zamanda çıkarılmalı,
4- Emeklilere dini bayramlarda iki maaş ikramiye ödenmesi, asgari ücretin bin 500 lira olması, taşeron uygulamasına son verilmesi, yoksulluğa karşı aile sigortası ve çiftçiye bir buçuk liraya mazot verilmesi sağlanmalı,
5- Cumhurbaşkanı anayasal sınırlara çekilmeli,
6-Örtülü ödeneği kişi kullanır, örtülü ödenek Başbakan'ın namusuna emanet edilmiştir, iki başlılık olmaz,
7-Yeni dış politika zorunludur, ekseni barış üzerine kurulu bir dış politika ihtiyacı ortadadır,
8- Gençlere her meydan özgür olmalı,
9- Yasaksız Türkiye,
10- Medya özgür olmalı,
11- Vergi denetimi adil olmalı,
12- TBMM'de Kesin Hesap Komisyonu kurulmalı,
13- Anayasa değişikliği öncelikle yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığını sağlayacak şekilde ele alınmalı,
14- Yolsuzlukların üzerine gidilmeli.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:
TBMM'nin yasama görevinin bütün aksaklıkları ve zorlukları aşarak görev yapmasını arzu ederim. Bu arzumuzu bütün Türkiye'ye duyurmak isteriz.
Eksikliklerimiz, hatalarımız olabilir ama bütün yurttaşlarımdan şu konuda emin olmalarını isterim. Elimizden geldiğince bu ülkenin insanlarının çıkarlarını korumaya özen göstereceğiz. Hiçbir zaman ne partimizin ne de bireysel olarak çıkarları savunmadık. Bizim için önemli olan Türkiye'dir. 24. dönemde 1814 yasa teklifi verdik, tamamı bu ülkenin sorunlarını yönelikti. 1747 araştırma önergesi verdik, faili meçhullerden kadınlara uygulanan şiddetlere kadar. 51 konuda genel görüşme istedik.
Değerli arkadaşlarım 25. dönemde çok sayıda arkadaşımız ilk kez parlamentoda yemin etti. Bu dönemde de ülkenin çıkarları için mücadele edeceğiz ve çaba göstereceğiz. TBMM'nin bir yasama organı olduğunu hepimiz biliyoruz. Çok kanun çıkarmak görevi yerine getirmek değildir. Yasama organı yasaları yaparken elbetteki yürütme organından gelen tasarıları değerlendirecektir ama yasama organına saygınlık kazandıran parlamentodan çıkan yasaların genel kabulüdür. Yasama,yargı ve yürütmenin yönetilmesi önemlidir.
Yasama organları, yürütme organlarının arka bahçesine dönüşmemeli. Eğer yasama organı, yürütme organının arka bahçesine dönüşüyorsa, gelen teklifler gözü kapalı kabul ediliyorsa yasama organı görevini yapmıyor demektir.
Elbette ki yasama organı yürütme organından gelen yasalara bakacak. Özgürce tartışacak. Yine komisyonlarda sivil toplum örgütlerinin yasa tasarısı ile ilgili görüşlerini alacağız. Yine aynı şekilde sağlıklı bir tartışma zemini sağlamalıyız.
TBMM Başkanlığına aday gösterdiğimiz kişi Deniz Baykal. Umuyoruz ve diliyoruz TBMM'nin itibarına gölge düşüren durumları Sayın Baykal'ın döneminde yaşamayız. Yürütmenin arka bahçesi haline dönüşmez, o nedenle bütün milletvekili arkadaşlarımın bu konuda duyarlı olduğunu düşünüyorum. Birazdan da oylarımızı kullanacağız.
Türkiye içeride ve dışarıda ciddi sorunlarla başbaşa. 6,5 milyon işsizimiz var, emeklinin durumunu hepimiz biliyoruz. Çiftçi ürettiğinin karşılığını alamıyor. Her 5 çocuğumuzdan biri malesef işsiz. Dolayısıyla yeni yasama döneminde ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz.
Sadece iç değil, dış politika da açmazlarımız var. Suriye konusu gündemde duruyor. Bizi dinleyen vatandaşlarımıza seslenmek istiyorum; En başından söyledik, Suriye politikası yanlış yapmayın dedik. Bize Esad'cısınız, Baasçısınız dediler. Yanlış Suriye politikası 2 milyon göçmenle fatura ödeyecek hale getirdi. 2 milyon Suriyeli göçmenimiz var. Bunun yansımalarını Cilvegözü'nde, Reyhanlı'da yaşadık. Bütün bu sorunları bizyaşadık. 2 milyon Suriyelinin nerede olduğunu kimse bilmiyor. Biz 2 milyon diyoruz ama belki 3 ya da 5 milyon. 5,5 milyar dolar para harcandı diyorlar kim nereye harcadı kimse bilmiyor. 2 milyon üstündeki Suriyeli göçmenlerin kendi yurtlarını terketmesinin sorumlusu kimdir acaba? İktidar sahiplerinin, bu topluma bu faturayı ödetmeye hakkı var mı? Israrla söyledik, yanlış yapıyorsunuz dedik. Önümüze farklı bir tablo kondu.
Eğer Ortadoğu'ya barış gelmezse bunun Türkiye'ye yükü çok ağır olacak. Nasıl yaşayacaklar, nasıl geçinecek bu insanlar. Yeraltı dünyasının en önemli aktörleri olursa hiç şaşmayın. Böyle bir tablonun halkın önüne konulması ne kadar doğru. Acaba Suriye'ye girelim mi girmeyelim mi? Tampon bölge oluşturalım, Sayın Davutoğlu'na seslenmek isterim; Senin adına başkaları konuşmamalı, önce sen konuşmalısın. Sen konuşacaksın ki senin başbakan olduğunun farkına varılsın. Kesinlikle bunlar doğru değil. Niye gireceğiz Suriye'ye hangi sebeple? Akan kan yetmedi mi, sıra Mehmetçiğe mi geldi? Binlerce insan öldü. Sizin yanlış politikalarınız nedeniyle terör örgütleri bizim komşularımız oldu. Daha önce de söyledim. Devlet akılla yönetilir. Kin ve öfkeyle devlet yönetilmez.
Koalisyon konusunda seçimlerde izlediğimiz stratejiyi izleyeceğiz. Hiçbir partiyi yok saymıyoruz. İlkelerden yola çıkalım diyoruz. Parti meclisinde bu ilkelerimizi belirledik. 13 yılda yaşanan tahribatın kesinlikle onarılması gerekiyor. 14 temel ilke belirledik.
Kurulacak hükümetin demokrasiyi onarma hükümeti olacağını söylemek isterim. 14 temel ilke belirledik. Vatandaşın can güvenliği, mal güvenliği, hukuk üstünlüğü, makul şüpheyle insanların hapse atıldığı bir düzeni kabul etmiyoruz. Yargının bağımsız olması... Şu anlayışa göre kurulan HSYK’yı kabul etmiyoruz AK Parti’den 12 kişi, cemaatten iki kişi, ülkücülerden 2 kişi... Böyle saçma bir şey olur mu? Siyasi görüşüne göre bir yere geliyorsa yargıçlık görevini yapamaz. 12 Eylül darbe hukukundan Türkiye’nin arınması lazım.
Darbe hukukunun karşısında duran tek parti CHP’dir. YÖK denilen bir belanın kalkması lazım. Lider suntasının kalkması lazım. Siyasi ahlak yasası…. Siyasetçi cebine çalışmayacak, yakınlarına çalışmayacak, halk için çalışacak. Siyaset temiz, düzgün adamların işi olmalıdır. Refahın tabana yayılması… 21. yüzyılın Türkiyesi’nde 17 milyon yoksulluğu kabul etmiyoruz. Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar. Kıyametin kopmayacağı bir süreci yaşatmak zorundayız. Emekliye Ramazan’da ve bayramda 2 maaş ikramiye olmazsa olmazımızdır. Asgari maaşın 1500 lira olması olmazsa olmazımızdır.
Defalarca söyledim yine söylüyorum. Bir cumhurbaşkanı az konuşur, öz konuşur sabah akşam konuşmaz. Benim meşrutiyetimi tartıştırmam diyorsan o zaman anayasal çerçevede kalacaksın. Anayasayı çiğneyeceksin, taraf tutacaksın sonra bana saygı göstereceksiniz diyeceksin. Biz o tür bir davranışla asla saygı göstermeyiz. Cumhurbaşkanın örtülü ödenek kullanma hakkı yoktur. Cumhurbaşkanı Başbakan'dan ne gizli iş yapacak da örtülü ödenek kullanacak?
Kabul etmiyoruz. Bu bir gece yarı önergesidir.
Bütün Ortadoğu ile aramızı düzeltmek zorundayız. Bu ülkenin gençliği siyasetçilerden çok çekti, bedel ödedi. Hala gençleri potansiyel suçlu olarak görüyorlar, kabul etmiyoruz. Gençler bizim geleceğimiz ve umudumuzdur. Anayasa başta olmak üzere önemli düzenlemeler getirmek zorundayız gençlerle ilgili. Meydanları yasaklayan anlayışı da kabul etmiyoruz. Gençler nerede enerjilerini atacaklar, nerede eğlenecekler. Gençlerin en temel özelliği dünyayı düşünmelidir. Yasakçı bir devlet anlayışını kabul etmiyoruz. İnterneti yasaklıyorsun, onu bunu yasaklıyorsun neden yasaklıyorsun? Hiç kimsenin inancı dolayısıyla suçlanmadığı bir Türkiye istiyoruz. Özgür medya istiyoruz. Gazeteci özgürce yazabilmeli. Tutuklu gazeteci istemiyoruz.
Siyasetçi de ondan ders almalı, onu dinlemeli. Medya özgür değilse o halk özgür değildir. Özgür medyayı savunuyoruz. Benim vergimle borazanlık yapan TRT’yi istemiyoruz ve kabul etmiyoruz. Güçlü bir medya istiyoruz, etik değerleri yüksek bir medya istiyoruz, ahlaklı medya istiyoruz. Hele hele havuz medyasının kaynağı kesilmelidir. Birilerini ayakta tutmak için devletin parası harcanmamalıdır.
İş dünyasına sesleniyorum. Ne kadar zorda olduğunuzu biliyorum. Vergi denetimi sopa olarak devletin elinde olmamalıdır. Hükümeti eleştirdi diye işadamının ensesinde boza pişirilmemelidir. Çocuk doğduğu andan itibaren vergi öder. Bizim vergi dairemizde kaydımız yok demeyin. Altına bez alırsınız vergi ödersiniz. Bir tek teneffüs ettiğiniz hava. Geri kalan her şey vergidir. Benim ödediğim vergileri nereye harcadın sen arkadaş? Bunu sormak gerekir
Kesin hesap komisyonu kurulacak. Bütçe paralarının nerelere harcandığının hesabı verilecek. Başkanı anamuhalefetten olacak. Şeffaf bir yönetim istiyoruz. Özgürlükçü bir anayasa… 12 Eylül’ün tortularını temizleyen bir anayasa istiyoruz. 60 madde üzerinde büyük bir uzlaşma sağlandı.