CHP Meral’e sahip çıkmadı

CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, "Bayram Meral ile ilgili gerçekten yasadışı bir işlem varsa hükümetin derhal harekete geçmesi gerekir." dedi. Kılıçdaroğlu, hırsızın sağcısı veya solcusu olmayacağını söyledi. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi ve Parti MKYK üyesi Ali Kılıç'la birlikte parti genel merkezinde birlikte basın toplantısı düzenledi. Milletvekili Hamzaçebi, Almanya Deniz Feneri Derneği aracılığıyla toplanan paraların Türkiye'de bazı şirketlerin finansında kullanıldığını iddia etti. Almanya Deniz Feneri Derneği ile ilişkisi bulunan bazı şirketlerin de Türkiye'de incelenmesi gerektiğine işaret eden Hamzaçebi, "Bu görevi sadece savcılardan beklemek doğru değil. Sermaye Piyasası Kurulu ve İçişleri Bakanlığı'na düşen görevler vardır. Her iki kurum da harekete geçmelidir." dedi. Akman’a Almanya daveti Almanya'da ortaya konulan iddialarla ilgili olarak SPK uzmanlarınca 2007 yılı mart ayı içerisinde bazı incelemelerin yapıldığını hatırlatan Hamzaçebi, incelemelerde ileri gidilmesinin Kanal 7 yetkilileri tarafından engellendiğini öne sürdü. Hamzaçebi, bu konuda Cumhurbaşkını Gül'den Devlet denetleme Kurumu'nu devreye sokmasını istedi. CHP MYK üyesi Ali Kılıç da konuşmasında, RTÜK Başkanı Zahid Akman'ı Almanya'ya davet etti. Meral hakkında devlet harekete geçsin CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral'ın YOL-İş Sendikası'ndan aylık almasının nasıl değerlendirdiği yönündeki soruya ise Kılıçdaroğlu şu şekilde cevap verdi: "Bugün bir gazetemizde Kılıçdaroğlu suskun denmiş. Bana soru sorulmadıki bişey söyleyim. Soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. Biz CHP olarak hiçbir zaman ve hiç bir yerde, eğer toplu iğne ucu kadar suç unsuru varsa hükümetin derhal harekete geçmesini isteriz. Bunun adı A olur B olur bizim için hiç fark etmez. Herkes bu ülkede hesabını vermelidir. İşin özeti bu. Eğer sayın Bayram Meral ile ilgili gerçekten yasadışı bir işlem varsa hükümetin derhal harekete geçmesi gerekir. Hükümet bu konuda hiç bir çaba harcamasın. Cumhuriyet savcıları harekete geçsinler. Bakın biz Deniz Feneri için söylüyoruz, Kanal 7 için söylüyoruz. Diğer pek çok AKP için söylüyoruz, Şaban Dişli için söylüyoruz. Niçin söylüyoruz. Kişilerin A veya B partisi olmaz." “Hırsızın sağcısı solcusu olmaz” Hırsızın sağcısı ve solcusunun olmayacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: "İlk basın toplantısında şunu söylemiştim: Rahmetli Uğur Mumcu 'katil katildir, katilin sağcısı solcusu olmaz' demişti. Aynı şeyi değiştirerek söylüyorum. Hırsız hırsızdır. Hırsızın sağcısı, solcusu, ortacısı olmaz ortak payda yaratmalıyız. Parlamentonun ve bürokrasinin saygınlığını bu açıdan korumak zorundayız. Turan Erol SPK Başkanı, bana söylermisin üç tane SPK uzmanının hazırladığı raporu hangi mantıklı gerekçe ile cumhuriyet savcılarına göndermez. Bunun hesabını ona sormamız lazım. Özellikle sağcı gazeteler istirham ediyorum. Müslümanlığı gerçekten müslümanlık gibi kullanmak istiyorsanız. Müslümanlığı gerçekten özünde kullanmak istiyorsanız. Turan Erol'u, Zahit Akman'ı masaya yatırınız. İnsanların dini duygularını sömürmek her alanda, her ortamda günahtır. İster Budist, Hristiyon olun, ister ateist olun. İnançlarda bir şey çok önemli dürüstlük." Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın Kanal 7'nin hesaplarının yargıya gitmesini engeldiğini de öne sürdü ve şöyle devam etti: "Sayın Başbakan konuşsun. Kanal 7 ile ilgili konuşsun. Deniz Feneri ile ilgili konuşsun. Kendisine uzanacağını o da biliyor. Konuyu saptırmak istiyor bilinçli olarak. Bu Şaban Dişli olayından çok daha büyük bir olay. Çünkü orada bir kişi vardı. Burada kişiler var, AKP yöneticileri, Türkiye'deki bürokrasi var. Burda çalışmayan yargı var. Medyaya büyük görev düşüyor. Türkiye'yi temizlemeliyiz. Siyaseti, bürokrasiyi temizlemeliyiz. Türkiye'de etik değerlerin çıtaşını yukarıya çıkarmalıyız. "diye konuştu. "Arınç'ın açıklamalarını yeterli buldunuz mu?" sorusuna ise Kılıçdaroğlu, hem evet, hem hayır cevabını verdi: "Evet şöyle Sayın Arınc hukukun çalışmasını istiyor ama başbakanın suçlanamayacağını da söylüyor. Hukukun çalışması gerek. Çalıştıktan sonra o açıklamayı yapsaydı doğru olurdu diye düşünüyorum." Fırat’a sorusunu tekrarladı AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'a soru yöneltiğini ifede eden Kılıçdaroğlu, "Meclis'te yaptığım açıklamada Mir Mehmet Fırat'a bir soru yöneltmiştim. Acaba bu soruyu kendisi duymadı mı? Yoksa bir gazeteci arkadaşım kendisine sormadı mı? Sorumu yeniliyorum. Fırat'tan yanıt bekliyorum. Uyuşturucu konusunda bilgisine başvurmak istemiştik acaba o konuda söylecektir. Uyuşturucu kaçakçılığı ile ilgili kendisinin ortağı olduğu şirketle bağlantılı olarak bu soruyu sordum. Fırat'tan yanıtını bekliyorum. Niye suskun sayın Fırat? Siyasi partinin yöneticisi suskun kalarak kendisini koruyamaz, konuşmalıdır." dedi.