CHP’nin kamu ihalelerindeki yolsuzluk ve rüşvetle mücadele için atılacak adımların belirlenmesi önerisi, TBMM’de AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, "T26 Tüneli yapılırken imalat hatası yüzünden tünelin tepesinde göçükler oluyor ve AK Parti dünyada bir ilki başarıyor, üstü açık demir yolu tüneli yapıyor ve tünel bitmiyor, yeni bir ihale yapılıyor. İhale, T26 Tüneli'nin tamamlanması işini, bin 20 metreyi hatalı yapan şirketlere pazarlık usulüyle adrese teslim şekilde yine veriliyor. Yani Cengiz, IC İçtaş ve bu kez de Belen İnşaat bu projeyi alıyor, tutarı 219 milyon dolar" dedi.
CHP Grubu, TBMM Genel Kurulu'nda bugün, 'kamu ihalelerine yönelik rüşvet ve usulsüzlüğün önüne geçebilmek için alınacak önlemlerin belirlenmesi, bu tür iddiaların etkin soruşturulmasının önündeki engellerin kaldırılması, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele için atılacak adımların tespit edilmesi' amacıyla 2 Kasım 2022 tarihinde Meclis Başkanlığı'na verdiği Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak bugün görüşülmesini önerdi.
Öneri üzerine CHP Grubu adına ilk sözü Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz aldı. Yavuzyılmaz, "Devlet Demiryolları Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporu ve Sayıştay raporlarına göre Ankara-İstanbul Demir Yolu Hattı 2'nci Etap Rehabilitasyon İşi İhalesi, yıl 2006, ihalenin tutarı 610 milyon dolar, ihaleyi alan şirketler Cengiz, IC İçtaş ve 2 de Çinli şirket, dönemin Devlet Demiryolları Genel Müdürü kim? Sayın Süleyman Karaman. Altyapı işinin resmi taşeronu kim? Belen İnşaat. Belen İnşaat'ın 2007 yılındaki sermayesi sadece 5 bin lira, buna rağmen 610 milyon dolarlık işin altyapı kısmının resmi taşeronu oluyor, sihirli bir durum" dedi.
Belen İnşaat'ın benzer bir iş deneyiminin olmadığını söyleyen Yavuzyılmaz, "Buna rağmen Devlet Demiryolları tarafından resmi taşeron olarak onaylanıyor. Genel Müdür kim? Süleyman Karaman. 730 günde bitirilmesi gereken iş bitirilemiyor, bin 922 gün daha ilave süre veriliyor. Bakanlar Kurulu tarafından ayrıca şirkete işi tamamlaması şartıyla 244 milyon dolar daha ek ödenek veriliyor ve şirkete ödenen toplam tutar 847 milyon dolar oluyor. Ancak iş yine tamamlanamıyor ve şirketler bir kurnazlık yapıyor, diyor ki 'İşin bitirilmesi şartıyla ek ödenek de aldık; iş bitmedi, ne yapalım?' İşin kapsamından 200 milyon dolarlık iş kısmını çıkarıyor ve böylelikle 200 milyon dolarlık aslında parasını aldıkları, yapmayıp proje kapsamı dışına çıkardıkları tutarla ilgili devasa bir yolsuzluğa imza atılmış oluyor. Dönemin Genel Müdürü kim? Süleyman Karaman" eleştirisini yaptı.
Yavuzyılmaz, işin maliyetinin arttığını ve süresinin uzadığını ifade ederken şunları söyledi:
"Çünkü yüklenici hatası nedeniyle 'T26 Tüneli' adı verilen bir tünelin bin 20 metresi hatalı olarak deliniyor ve bu nedenle de bir baypas hattı yapılmak zorunda kalınıyor. Bunun için de devasa tutarda bir harcama yapılıyor. T26 Tüneli yapılırken imalat hatası yüzünden tünelin tepesinde göçükler oluyor ve AK Parti dünyada bir ilki başarıyor, üstü açık demir yolu tüneli yapıyor ve tünel bitmiyor, yeni bir ihale yapılıyor. İhale, T26 Tüneli'nin tamamlanması işini, bin 20 metreyi hatalı yapan şirketlere pazarlık usulüyle adrese teslim şekilde yine veriliyor. Yani Cengiz, IC İçtaş ve bu kez de Belen İnşaat bu projeyi alıyor; tutarı 219 milyon dolar.
Bu 219 milyon doların yüzde 15'inin nasıl komisyon adı altında transfer edildiğiyle ilgili basında yer alan haberlere gelelim. Bakın, bu elimde gördüğünüz taahhütname Belen İnşaat'ın ortağının, Belen İnşaat'a verdiği, ortağı olduğu Belen İnşaat Taahhüt Ticaret Turizm Anonim Şirketi, Ankara-İstanbul Arası Hızlı Tren Projesi kapsamında Cengiz, İçtaş, Belen adi ortaklığı çerçevesinde ihale komisyonu olarak Sayın Süleyman Karaman'a ödenmesi gereken ve şahsıma düşen payın 5 milyon dolarını ödemeyi taahhüt ettiğini söylediği evrak. Peki bu evrak sahte mi? Evrakın sahipleri bunu kriminal büroya göndermiş ve kriminal büro detaylı bir tetkik yapıyor ve diyor ki 'Çok kuvvetle muhtemel bu imza Belen İnşaat'ın ortağına aittir’.
Bu rakam, Belen İnşaat'ın bir ortağının ödemeyi taahhüt ettiği rakam. Diğer ortağı, 2 ortaklı, 5 milyon dolar da muhtemelen oradan, 10 milyon dolar. 2 şirket daha var, 10'ar milyon dolar daha oradan, toplam 30 milyon dolarlık bir havuz, komisyon havuzu oluşmuş olma ihtimali belgelerle görünüyor. Şimdi Sayın Süleyman Karaman'ın buraya gelip buradaki araştırma komisyonu teklifimize 'Ben kendime güveniyorum, güvendiğim için de evet, araştırma komisyonu kurulsun, 2'nci etap T-26 Tüneli'ndeki yolsuzluklar, bu komisyon alma iddiaları soruşturulsun' demesini bekliyorum. Aksi takdirde aritmetik çoğunlukla bu araştırma önergesinin reddedilmesi, zımnen bu iddianın kabulü anlamına gelir."
İyi Parti Grubu adına öneri üzerine söz alan İstanbul Milletvekili Hayrettin Nuhoğlu, "AKP, yirmi yıl önce iktidara gelirken verdiği en önemli sözlerden biri yolsuzlukla mücadele olmasına rağmen bugün yolsuzluk batağında boğulmak üzeredir. İktidar olarak kupon araziler üzerindeki iştahlarıyla Türk siyasi tarihine iz bırakacakları bellidir ama asıl konu, İhale Kanunu'nda her istedikleri engeli aşabilmek için yapılan onlarca değişiklikle yandaş zenginler meydana getirmeleridir. Öyle ki kamu-özel iş birliği yöntemiyle çok büyük vurgunların yapıldığı kamuoyunda açıkça konuşulmaktadır. Yapılan yolsuzlukları, soygunları, vurgunları saymakla bitiremeyiz" dedi.
CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın konuşmasında söz ettiği AKP Erzincan Milletvekili Süleyman Karaman, 'sataşma' olduğunu ifade ederek söz aldı. Karaman, "Siz hızlı treni de durduramayacaksınız, TOGG'u da durduramayacaksınız, Marmaray'ı da durduramadınız, hiçbir şeyi durduramayacaksınız. Boşuna, iftiralarla bir şey olmuş gibi göstermeye çalışmayın. Onun için, burada herhangi bir problem yoktur. Ben kendime güveniyorum, Meclis karar verirse bunların hepsini de ifade edebilirim. Dönemimde herhangi bir sıkıntı yaşanmamıştır" diye konuştu.
HDP Grubu adına söz alan Batman Milletvekili Necdet İpekyüz, "4. Murat döneminde Koçi Bey, 4. Murat'a şöyle bir şey söylüyor risalesinde, 'Rüşvet herhangi bir devlette meydana çıkar, aşikâr olursa o devlet harap olur, yıkılır, tarihi ters döner.' Yıl 2002, AKP seçimlere giderken '3Y' diye tanımladığı; 'Yolsuzluk olmayacak, yasak olmayacak, yoksulluk olmayacak.' Yıl 2022, TÜGVA'nın kongresinde AKP Genel Başkanı konuşuyor, yirmi yıl geçmiş ve ne diyor? 'Yolsuzlukların olmadığı, rüşvetin olmadığı, yoksulluğun olmayacağı bir ülkeyi hallederiz; şu an itibarıyla bunun hazırlığı içerisindeyiz.' Yirmi yıldır ne yapıyordunuz? Yirmi yıldır bitirdiniz, tükettiniz ve yolsuzluğu yola dönüştürdünüz. Yolsuzluk yola dönüştü. Neden? Ya şimdi, bakıyorsunuz uluslararası kurumlara, Uluslararası Şeffaflık Örgütü diyor ki 'Türkiye giderek yolsuzlukta birinci sıraya yükseliyor.' Neden? Türkiye artık giderek demokrasiden, insan haklarından uzaklaştıkça, krizi arttıkça yolsuzluğu artıyor. Peki herhangi bir soruşturma var mı? Yok" dedi.
AKP Grubu adına söz alan Malatya Milletvekili Bülent Tüfenkci de şunları söyledi:
"Türkiye Cumhuriyeti, demokratik hukuk devletidir. Devletin kurumları vardır. Devletin kurumların, kişilerin eylemleri de hukukla sınırlıdır, hukuka bağlıdır, hukuki denetime de tabidir. Ortada bir suç varsa yasalarımızda bunun nasıl soruşturulacağı da belirtilmiştir. Bu konularda Türk Ceza Kanunu'nda da Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nda da vergi kanunlarımızda da Kamu İhale Kanunu'nda da ve çeşitli kanunlarda da yolsuzluk, rüşvet ve benzeri suçlarla ilgili düzenlemeler, cezalar belirtilmiştir. Hatta OECD'nin istediği doğrultuda, ticaret ve vergi kanunlarında da düzenlemeleri hep beraber bu Meclis yapmıştır. Meclis araştırılması istenilen ve iddia aşamasında olunan konularla ilgili yargı kararını beklemek lazım. Yalanlarla, iftiralarla yüce Meclis’i yıpratmamak lazım."
CHP'nin önerisi, Genel Kurul’da AKP ve MHP milletvekillerin oylarıyla reddedildi. (ANKA)