CHP, o vaadlerin kaynağını açıkladı: Vergileri, örtülü ödenekleri...

CHP, o vaadlerin kaynağını açıkladı: Vergileri, örtülü ödenekleri...

CHP'nin emeklilere iki maaş ikramiye verilmesini, asgari ücretin 1500 liraya çıkarılmasını öngören seçim beyannamesi, gerçekçi olmadığı gerekçesiyle eleştirilere maruz kaldı.  Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan seçim vaatlerinin 150 milyar lira kaynak gerektirdiğini iddia etti. İddialara CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak yanıt verdi. Öztrak “Bunların hepsi gerçekçi. İlk 100 günde yapılacak sözlerimiz için, emekliye iki maaş ikramiye, çiftçiye 1.5 liradan mazot ve aile sigortası, gereken kaynak 57 milyar 236 milyon. İhtişamlı sarayı, örtülü ödenekleri, taşıt saltanatını, kamunun bina kiralamalarına son verirseniz, kaynak zaten ortaya çıkıyor” diye konuştu.

 

‘Yanlış hesap yapmışlar’

 

Hürriyet’in sorularını yanıtlayan eski Hazine Müsteşarı Öztrak, üç gündür CHP’nin seçim sözlerinin kaynağı var, yok tartışmalarına Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, 2011 yılında Kanal İstanbul projesinin maliyeti sorulduğunda yaptığı açıklamayla yanıt verdi:

“Şimşek, kendisine Kanal İstanbul’un maliyetini soranlara kaynak Türkiye, kaynak bizim insanımız, yanıtını vermişti. Hükümetin 12 yıllık Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç da israfı halledemedik onu halletseydik vergi almaya bile gerek kalmazdı, dedi. Şimdi çıkmışlar maliyet bizim projelerimizin maliyetine ilişkin hiç de doğru olmayan hesap yapmışlar. 150 milyar lira, diyorlar.  Oysa bizim projelerimiz, kısa, orta ve uzun vadeli projeler.”

 

57 milyar 236 milyon lira

 

Faik Öztrak, “Bizim kısa vadeli olan yani iktidarımızın ilk 100 gününde yapacağımız vaatlerimizin toplam maliyeti, vergi etkisini de düşersek, 57 milyar 236 milyon lira. Bunun içinde emekliye iki ikramiye, asgari ücretten verginin kaldırılması, çiftçiye mazotun 1.5 liradan verilmesi ve aile sigortası var” dedi. Öztrak, asgari ücretin 1500 liraya çıkarılmasının devlete bir maliyeti olmayacağını çünkü devlette asgari ücretle çalışan kimsenin bulunmadığını söyledi.

 

800 bin taşeron işçi kadroya alınırsa 30 milyar mı gerekir?

 

Maliye Bakanı’nın, kamuda çalışan 800 bin taşeron işçisinin kadroya alınmasına ilişkin maliyeti 30 milyar olarak açıkladığını belirten Öztrak, “Bu da yanlış bir hesap. Çünkü şuanda taşeronda çalışan işçilere devlet para vermiyor mu? Onlar asgari ücretten çalışıyorlar. Hatta biz bunları kadroya aldığımız zaman ilk yıl, taşerona verdiğimiz kardan da devlet tasarruf edecek. Dolayısıyla bunun maliyeti de yok” diye konuştu.

 

İlk 100 günde yapacaklarımızla, ekonomi büyüyecek

 

Faik Öztrak, bildirgedeki diğer vaatlerin zamana yayıldığını belirterek, “Biz hepsini ilk 100 günde, 1 yılda mı yapacağız? Hayır. Tüm vaatleri tutup, muhasebe mantığıyla alt alta toplamak son derece yanlış. İlk 100 günde yapacaklarımızı açıkladık. Bunun ekonomide büyüme etkisi olacak. Buradan gelecek vergileri koymadık. İktidara gelmemizle ekonomide güven, dolayısıyla bu güvenle de büyüme artacak. Bugün özel sektör yatırımı 2011 yılı seviyesinin altında. Her yıl Türkiye’ye 40 milyar dolar yabancı sermaye gelmesi gerekirken, bu rakam 6-6.5 milyar dolarlara düştü. Türkiye’nin yapacağı en önemli yapısal reform AKP iktidarından kurtulmaktır. Herkesin yerli yerine oturmasını sağlamaktır. Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığına; başbakan başbakanlık makamına çekilmelidir” dedi.

 

57 milyar kaynağı nereden bulacaksınız

 

Hemen gelir gelmez 57 milyar 236 milyon liralık kaynağı nereden bulacaksınız sorusuna ise Öztrak şu yanıtı verdi:

“Hızla bütçeye baktım. Cumhurbaşkanlığı ile örtülü ödenek arasında bir hortum oluşturuldu. Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği, hangi gizli istihbarat hizmetleri için kullanacak? Kendi kişisel harcamaları, kaçak sarayı ayakta tutabilmek için kullanacak. Örtülü ödenek geçen yıl ilk 3 ayda 258 milyon iken; şimdi 501 milyon TL’ye çıkmış. Neredeyse iki kat artmış. AKP döneminde örtülü ödenekten 8 milyardan fazla harcama yapılmış. Kaynak nerede işte burada.

2006-2014 döneminde kamunun kiralık hizmet binalarına ödediği kira 75 milyondan 340 milyona çıkmış.

Taşıt saltanatı 2006’dan 2014’te yüzde 792 artmış; 104,5 milyondan, 932 milyon liraya çıkmış.

Bütçede müşavir firma ve kişilere yapılan ödemeler; 772,5 milyondan 10 milyar TL’ye çıkmış.

Bunların yanına tahsil edilemeyen vergileri, cezaları koyun. Hepsine birden baktığınızda bütün bunları bugünkü bütçeden çıkarmak mümkün.”

 

‘Emeklimiz, Avrupalı emeklinin çok gerisinde’

 

Öztrak, CHP’nin yapacağını vaad ettiği 57 milyar liralık harcamanın milli gelir içindeki payının yüzde 2.9’a çıkacağını belirterek, “Eğer Maliye Bakanı bütçede bu kadar bile oynatamazsın diyorsa bu nasıl sağlıklı bir bütçe? Bu bütçe bitmiş, demektir.

Emeklilerin milli gelirden aldığı pay, bizim vereceklerimizle, yüzde 7.5’ten yüzde 8.8’e çıkacak. Bu oran nüfus yapısı bize benzeyen İspanya’da yüzde 10.5; İtalya’da yüzde 15.8; Macaristan’da yüzde 10. Yani emeklilerimiz Avrupa’daki birçok ülkenin refahını da yakalayamıyor.

Emekli maaşları dahil OECD’nin sosyal destek harcamalarının ( emekli maaşları dahil) milli gelirdeki payı ortalama yüzde 21.4. Türkiye’de ise yüzde 12.2. Bizim aile sigortası ve emekli maaşlarına yapılacak artışımızla bu oran yüzde 14.6’ya çıkıyor. Bununla bile uluslararası normların hala çok altında kalıyoruz.”

 

Türkiye yeniden IMF’ye muhtaç mı olacak?

 

Öztrak, iktidar partisinin CHP’nin bu bildirgesiyle Türkiye’yi yeniden IMF kapısına götüreceği iddialarına ise şöyle yanıt verdi:

“Türkiye’de en son IMF kapısına giden hükümet AKP hükümetidir. Eğer milli gelirin yüzde 3’ü kadar bir harcamayla IMF kapısına gidecek durumdaysa ekonomi, bu çaresizliğin ifadesidir. Hiç merak etmesinler biz ne yaptığımızı biliyoruz. Biz vakti zamanında bu ülkeyi IMF kapısından alan programı yapan ekibin içindeki insanlarız. Her şeyin başı güvendir. Bu sistem bu iktidar, bu cumhurbaşkanı, başbakan birbirleriyle kavga ederek, mülkiyet haklarını hiçe sayarak, demokrasinin kalitesini bozarak, hukuku ayaklar altına alarak devam edecekse; Türkiye’nin düşeceği yer IMF kapısıdır. Bu ülkenin IMF kapısına düşmemesi için yapılacak en büyük reform, 7 Haziran’da hukuk tanımayan AKP iktidarından kurtulmaktır.”

 

Temizel: Projelerimizin tamamı gerçekçi

 

AKP'den CHP'nin seçim bildirgesinde emekliler, yoksullar, çiftçiler için açıkladığı seçim vaatlerinin 150 milyar lira kaynak gerektirdiği ve bunların gerçekçi olmadığı iddialarına Maliye eski Bakanı ve CHP İzmir Milletvekili adayı Zekeriya Temizel yanıt verdi. Temizel, "Yapılan hesap doğru değildir. Bizim bildirgemizde açıkladığımız projelerimizin tamamı gerçekçidir ve her bir proje kaynağını da içermektedir" dedi.

CHP'nin en düşük emekli maaşını 1500 liraya çıkarma, emeklilere yılda iki kere iki maaş ikramiye verme, çiftçiye kullandırılacak mazotun fiyatını 1.5 liraya düşürme başta olmak üzere seçim bildirgesinde açıkladığı vaatleri iktidar partisi AKP'de 'gerçekçi' bulunmadı, 150 milyar kaynak gerektirdiği iddia edildi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, bu vaatlerin kaynağının olmadığını, Türkiye'nin IMF'ye yeniden mahkum edileceği suçlaması yöneltti.

Hürriyet'in sorularını yanıtlayan Maliye Eski Bakanı ve CHP İzmir Milletvekili adayı Zekeriye Temizel, iktidar partisinin eleştirilerine ve Bakan Şimşek'in, "Kaynağını açıklasınlar ben de CHP'ye oy vereceğim" sözlerine şu karşılığı verdi:

"Seçim bildirgemizde yer alan her vaadimiz, kaynağını da içeriyor. Maliye bakanın bizim partiye gelmesine itirazimız olmaz memnun da oluruz. Bugün değilse bile gelecekte onu memnuniyetle partide görmekten memnun olacağız. Bu projelerin hepsi gerçekleşecek projeler. Hem de ekonomiye olumsuz hiçbir etki olmadan gerçekleştirilecek projeler."

 

'Borç yükü ile yaşa demeyeceğiz'

 

Temizel, emekli maaşının 1500 TL'ye çıkarılması, yılda iki ikramiye, çiftçiye mazotun 1.5 liraya verilmesi gibi her bir projenin maliyetinin ve kaynağının ne olduğu sorusuna ise, şöyle yanıt verdi:

"Bu tartışmalara girmek istemiyorum. Onlar çok net olarak gösterilecektir. Ama ortalama ulusal geliri 800 milyar dolar olan bir ülke; yüzde 2-3'lük kısmını bu tür sosyal projeler, sosyal uygulamalar için ayıramıyorsa; dar gelirlinin soluk almanısını sağlayacak mali uygulamalar için yaratamıyorsa, o devletin sosyalliği tartışmalıdır.

Dolayısıyla bütçemizin de böyle bir esnekliği vardır. Biz bunu kullanacağız. Şu anda ilk yüzde 20’lik dilimde yer alanlar hep borçlanarak yaşamlarını sürdürüyorlar. Al sana kredi git bunu tüket, deniliyor. Sosyal demokrat bir parti olarak biz, bu insanlara krediyle, borç yükü altında yaşa, demeyeceğiz. Ağır faiz yükünün altında ezilmelerine seyirci kalmayacağız. Senin gelirini artıracağız, şu önlemleri alacağız, diyoruz.

Sosyal demokratlar Türkiye'de güvenli yatırım ortamını, yerli ve yabancı yatırım iklimini yeniden yaratacaklar. Bunların hepsi bir bütündür. Dolayısıyla projelerimiz  gelirini de içinde taşıyor.Şu koşullar altında Türkiye gelir yaratamaz, bu kadar yoksul insan bu yaşam biçimene mahkum olarak mı yaşayacak? Bu zorluklara mahkum mu olacaklar? Olamaz böyle bir şey. Bunu çözebilecek olan sosyal demokratlardır. Cumhuriyet Halk Partisidir. Küçük rakamların peşinde koşmak yerine, seçim bildirgesiyle önerdiği sistemin bütününe bakmak gerekiyor. "

 

Asgari ücret 1500 lira olursa, KOBİ'ler batar mı?

 

Temizel, asgari ücretin 1500 liraya çıkarılması halinde başta KOBİ'ler olmak üzere işletmelerin büyük yük altına gireceği ve batacağı iddialarına ise şöyle yanıt verdi: "Asgari ücretin 1500 liraya çıkartılmasının yükü işletmelerin üzerinde olmayacak. Asgari ücretten vergi alınmayacak."