Bartın'da 41 madencinin yaşamını yitirdiği kazaya ilişkin soruşturma sürerken, ana muhalefet partisi CHP de kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda, yanlış havalandırma sisteminin can kaybını artırdığı iddia edildi. Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun (TTK) yapısının da detaylı şekilde ele alındığı raporda kurumun kamu yararı ekseninden çıkartılıp kar-zarar eksenine getirildiği öne sürüldü. 2002'den bu yana 10 maden kazasında 479 işçinin yaşamını yitirdiği söz konusu raporda vurgulanırken, yanıt bekleyen sorulara da yer verildi. Ayrıca madenin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nca kazadan üç gün önce denetlendiği ancak bu denetimin kamuoyuna açıklanmadığına dikkat çekildi.
Bartın'daki Amasra Kömür Madeni'nde 41 madencinin yaşamını yitirdiği grizu patlamasının ardından CHP heyeti, bölgeye giderek incelemelerde bulunmuştu. Heyette CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu, Zonguldak Milletvekilleri Ünal Demirtaş ve Deniz Yavuzyılmaz ile Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı yer almıştı.
İncelemelerin ardından CHP, "Amasra Maden Faciası" adlı bir rapor hazırladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın tarafından hazırlanan raporda, facianın oluş şekliyle ilgili değerlendirmelere yer verildi.
Rapora göre madenciler, ailelerine madende ihmal olduğunu, dinamit patlatıldıktan sonra gaz ölçümü yapılmadan madene indiklerini söylüyorlardı. Raporda, ailelerin ifadeleriyle ilgili, "Patlamadan birkaç gün önce işçilere gaz oranı yüksek denilmiş, havalandırma yapılacak diyerek işçilere bir ay izin kullandırılarak madende iş durdurulacağı söylenmiş" denildi.
Raporda, havalandırma sistemleri ile ilgili eksikliklere dikkat çekilerek, Sayıştay'ın uyarıları hatırlatıldı. Sayıştay'ın denetim raporunda işletmede etkin bir havalandırmanın yapılmadığına yönelik tespitlerde bulunduğu ve bütün bunların iş güvenliğini etkilediğini vurguladığı ifade edildi. Ayrıca Sayıştay'ın, "Bu tespitler madendeki havalandırma sistemleri ile ilgili zafiyet olabileceğini düşündürmektedir" görüşüne de yer verildi. Dumanın yanlış havalandırma sistemi nedeniyle diğer koridorlardaki madencileri etkilediği belirtilen raporda, bu nedenle kayıpların arttığı da öne sürüldü.
Ayrıca Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından 4 Ekim 2022 ile 11 Ekim 2022 tarihleri arasında faciadan yalnızca üç gün önce denetim yapıldığı iddiasına yer verildi. Raporda bu iddia ile ilgili, "İktidar yetkilileri faciadan yaklaşık iki ay önce gerçekleşen denetime atıf yaparken, faciadan üç gün önce gerçekleştirilen denetimle ilgili kamuoyunu aydınlatıcı bir bilgi vermemektedir" ifadesi kullanıldı.
Raporda AKP döneminde yaşanan ölümlü maden kazaları hatırlatılarak, 2002’den bu yana 10 maden kazasında 479 işçinin yaşamını yitirdiği vurgulandı. Ayrıca son beş yılda TTK bünyesindeki beş işletmede toplam 12 bin 966 kaza meydana geldiği, bu kazalarda 12 bin 945 işçi yaralandığı ve 13 işçinin de yaşamını yitirdiği vurgulandı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, TTK bünyesindeki diğer maden ocaklarına da dikkat çekti. DW Türkçe'nin sorusunu yanıtlayan Akın, AKP döneminde TTK bünyesindeki beş kuruma toplam yalnızca 677 milyon TL'lik yatırım yapıldığını belirterek, "Kurum başına yıllık 11.2 milyon TL'lik bir yatırım tutarı ortaya çıkıyor. Bu rakam bile TTK'nın yapısının kamu yararından nasıl rant eksenine döndüğünü gösteriyor" dedi. Akın, yetkililerin kazada grizu patlamasına neden olan metan gazının sensör ölçümlerine göre nasıl bir anda ortaya çıktığı konusunda acilen kamuoyunu aydınlatması gerektiğini de belirterek, "AKP her faciada olduğu gibi bu facianın da üstünü örtemeye çalışacaktır ama buna müsaade etmeyeceğiz" dedi.
Öte yandan raporda 26 maddelik alınması gereken önlemler listesi yer aldı. TTK gibi kamu kurumlarının her türlü siyasi baskıdan arındırılması ve madencilik kurallarına göre yönetilmesi gerektiği kaydedildi. Ayrıca tüm madenlerin ILO standartları göz önünde tutularak yeniden denetlenmesi gerektiği de vurgulandı. Raporda, Maden İş Kanunu çıkartılması gerektiği ve madencilik sektörüne yönelik ihtisas mahkemelerinin kurulması gerektiği vurgulandı.
CHP raporunda ayrıca yanıt bekleyen sorulara da yer verildi. Tüm delillere ne zaman el konulduğu, şüphelilerin ocağa girmesine izin verilip verilmediği ile bugüne kadar neden herhangi bir görevden uzaklaştırma ya da alma işlemi uygulanmadığı soruldu. Raporda ayrıca, "Müessesede metrajına uygun sondaj çalışması en son ne zaman yapılmıştır? Havalandırma sistemleri ne zaman kontrol edilmiştir? Kurum müdürü değişikliğinden sonra bu müesseseden kaç kişi ayrılmıştır? Gelen idari amirler atanırken liyakat ilkeleri göz önünde bulundurulmuş mudur? Metan boşalması neden olmuştur?" sorularına yer verildi.
Eray Görgülü