Hülya Karabağlı / Ankara
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Reyhanlı haberlerine getirilen yayın yasakları için Ankara Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne itiraz da bulundu. İtiraz gerekçesinde, Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına dikkat çekilerek “ Mahkemenin almış olduğu yayın yasağı kararı ceza hukukunda ölçülülük ilkesine aykırıdır” dendi. Ankara’dan, Reyhanlı Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi ve Sulh Ceza Mahkemesi’ne sunulmak üzere itiraz edilmiş oldu.
“Anayasaya göre olaylar hakkında “yayın yasağı konulamaz” diyen Tanal’ın itiraz gerekçesi şöyle:
- 11.05.2013 günü Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde peş peşe meydana gelen patlamalarda pek çok vatandaşımız ölmüş ve yaralanmıştır. Olaya ilişkin olarak yazılı, görsel ve internet yayın organları tarafından halkı olay hakkında bilgilendirmek ve yaşanan olaya ilişkin haber yapma hakkı Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesinin 11.05.2013 gün ve 2013/584 değişik iş sayılı kararı ile yasaklanmıştır.
Vatandaşlarımız Reyhanlı’da yaşanan olaylar, ölü ve yaralılar hakkında net ve açık bir bilgiye ulaşamaz hale gelmiştir. Ulusal yayının yasaklanması neticesinde yabancı basından ve duyumlardan gelen ne derece doğru olduğu bilinmeyen haberler ülkede kaos ortamı yaratmıştır. Halkın olay hakkında haber alma, bilgi edinme hakkı engellenmiştir.
Mahkemenin almış olduğu yayın yasağı kararı ceza hukukunda ölçülülük ilkesine aykırıdır. Ölçülülük ilkesi temel olarak hak ve özgürlükler alanında kendine yer bulan bir ilkedir. Bu ilke hem devletin müdahalesini minimuma indirmek hem de temel hak ve özgürlüklerin korunmasını sağlayan bir koruyucu kalkan işlevi görmektedir. Bu ilke tüm devlet faaliyetleri için anayasal denetim ölçütü niteliğindedir. Her şeyden önce gücün sınırlanmasına ve özgürlüklerin korunmasına hizmet eder. Bu karar adeta Hükümet aleyhine haberlerin ve olayların kamuoyundan kaçırılmasını amaç edinmiştir.
- Anayasasının 28. maddesinin birinci fıkrasına göre “Basın hürdür, sansür edilemez.” Basın hürriyetinin sınırlandırılmasında 26 ve 27 inci madde hükümleri uygulanır. 28 inci maddenin 5 inci fıkrasında ise Devletin iç ve dış güvenliği, ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüğünü tehdit eden veya suç işlemeye ya da ayaklanmaya veya isyana teşvik eder nitelikte bulunan haber veya yazıyı yazanlar veya bastıranlar veya aynı amaçla basanlar, başkasına verenler, bu suçlara ait yasa hükümleri uyarınca sorumlu olurlar.
Anayasanın 28. maddesinin 6. fıkrasında ise; “ Yargılama görevinin amacına uygun olarak yerine getirilmesi için, kanunla belirtilecek sınırlar içinde, hakim tarafından verilen kararlar saklı kalmak üzere, olaylar hakkında yayım yasağı konamaz” denilmiştir.
Anayasaya göre olaylar hakkında “yayım yasağı konamaz”. Asıl olan ilke budur. Olaylar hakkında yayın yasağı koymak yasaktır. Sadece 28 inci maddenin 6 ncı fıkrası bu ilkeye tek bir istisna getirmiştir. Bu istisna ise “yargılama görevinin etkiden uzak tutulması” amacına yöneliktir.
Aksi takdirde yazılı, görsel ve işitsel yayınlara “yayım yasağı” konursa ortaya basın yayın özgürlüğünü, ifade özgürlüğünü, halkın haber alma özgürlüğünü tıpkı “sansür” gibi ağır şekilde “tehdit” eden “sınırlayıcı/ önleyici” bir tedbir kabul edilmiş olur. Bu nedenle “yayım yasağı” açıklanan yargılama görevinin etkiden uzak tutulması için ve bu amaçla, sınırlı olarak çok dar biçimde uygulanabilir.
Gerçekten Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde yer alan temel hak olarak sayılan 10.maddedeki “İfade özgürlüğü” sadece gazetecinin özgürlüğü değildir. Aksine herkesin ifade özgürlüğüdür. Bu hak kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ulusal sınırlara bakılmaksızın, bir görüşe sahip olma, haber ve düşünceleri elde etme ve bunları ulaştırma özgürlüğünü de içerir. Bu nedenledir ki, ifade özgürlüğü ayrıca halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkıdır.
- 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunun (TRT) 4 ve 5 inci maddelerinde yayın ilkeleri “Temel İlkeler” ve “Yayın Esasları” başlığı altında sayılmıştır. Müeyyideler bu maddelere göre belirlenmektedir. TRT Yasasının 23 üncü maddesi ise “Milli Güvenlik Açısından Yayınların Men Edilmesi” başlığını taşımaktadır. Maddeye göre Başbakan veya görevlendireceği bakan, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde bir haber veya yayını menetmeye yetkilidir. Dolayısıyla özel radyo ve televizyonlarla ilgili 3984 sayılı yasadaki düzenlemeye benzeyen bu hal dışında TRT yayınlarının yasaklanması hakkında bir hüküm 2954 sayılı Yasada yer almamaktadır.
Bu sayılan düzenlemelerde göstermektedir ki; TRT ve 3984 sayılı yasaya tabi olan özel radyo ve televizyonlar için Basın yasası hükümlerine göre “yayın yapılmasının yasaklanmasına” karar verilemez.