Erzincan
AKP ile MHP’nin ‘Cumhur İttifakı’nın konuşulduğu dönemde, Cumhuriyet Halk Partisi, Saadet Partisi, İyi Parti ve Büyük Birlik Partisi de ‘şeker ittifakı’ kurdu. Özelleştirileceği açıklanan 14 şeker fabrikasından birinin bulunduğu Erzincan’da bir araya gelen 4 siyasi partinin temsilcileri, fabrika önünde yaptıkları ortak eylemde “Siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakarak; şekerimize, Erzincan’a ve vatanımıza sahip çıkıyoruz” mesajı verdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba da, dört partinin özelleştirme konusunda bir araya gelmesine dair, “Her gittiğimiz şeker fabrikasının önünde kendiliğinden bir ittifak kuruluyor; bu ittifak koltuk için, makam için değil, vatan için. Bu ittifakın adı vatan ittifakı, şeker ittifakı, ekmek ittifakı” yorumunda bulundu.
CHP’li milletvekilleri, özelleştirileceği açıklanan şeker fabrikalarının bulunduğu Doğu Anadolu kentlerini kapsayan turlarına başladı. Turun ilk durağı olan Erzincan Şeker Fabrikası’nın önünde gerçekleştirilen eyleme, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba ile birlikte milletvekilleri Orhan Sarıbal, Sezgin Tanrıkulu, Kadim Durmaz, Melike Basmacı, Okan Gaytancıoğlu, Turabi Kayan, Ali Akyıldız, Burcu Köksal ve Semra Dinçer, Saadet Partisi Erzincan İl Başkanı Ali Cebeci, İyi Parti Erzincan İl Başkanı Ümit Özler, BBP Erzincan İl Baikanı Tolga Altınoluk, Şeker İş Sendikası Erzincan Şube Başkanı Bülent Bulut ve çoğunluğu şeker fabrikası çalışanı olmak üzere 300’e yakın Erzincanlı katıldı.
Katılımcıların “Şeker fabrikasını kapatmak Erzincan ekonomisini kapatmaktır”, “İyice tadını kaçırdınız”, “Uğraşma şekerimle, uğraşma ekmeğimle, uğraşırım iktidarınla”, “Şekerdeki AK’ı karartma” yazılı dövizler taşıdığı eylemde, Erzincan ekonomisinin bel kemiği olan şeker fabrikasının özelleştirilmesinin ‘partilerüstü’ bir durum olduğuna dikkat çekildi.
Fabrikanın önüne getirilen traktörün üzerine kurulan platformda ilk olarak sözü alan CHP Erzincan İl Başkanı Ayhan Doğan, eyleme destek veren tüm partilere teşekkür etti. Erzincan’da daha önce de iplik, ayakkabı ve et üretim fabrikalarının özelleştirildiğini hatırlatan Doğan, “İplik fabrikasını satarken 300 işçiyi 1000 yapacağız dediler, harabe oldu. Et ve Balık Kurumu’nu özelleştirdiler, şimdi 4 tane bekçi bekliyor” dedi.
“İsterdik ki iktidar milletvekilleri de burada olsun” diyen Doğan’ın ardından sözü alan Saadet Partisi Erzincan İl Başkanı Ali Cebeci de aynı konuya vurgu yaptı. Cebeci, “Erzincan’ı ya karanlığa karanlığa gömeceğiz ya da siyasi kimliklerimizi bir kenara bırakarak fabrikamıza sahip çıkacağız. 200 bin aileyi karanlığa gömmek istiyorsanız satılsın bu fabrika. Biz, fabrikamıza, şehrimize, ülkemize, bağımsızlığımıza sahip çıkıyoruz” diye konuştu. “Yan yana olmamız onur ve güven veriyor” diyen Cebeci, iktidar partisine de “Gelin bu karanlık tarihte yerinizi almayın” çağrısında bulundu.
AKP’nin iktidara gelmesinden bu yana şeker ithalatının ihracatın yerini aldığını ifade eden İyi Parti Erzincan İl Başkanı Ümit Özler de konuşmasında hükümetin “yerli ve milli” söylemini eleştirdi. “Her şeyi ithal ediyoruz ama hükümetimiz ‘yerli ve milli’” diyen Özler, farklılıkları bir kenara bırakarak Erzincan’ı savunmak gerektiğini söyledi. Özelleştirme sürecinin durdurulamaması durumunda dahi fabrikanın kent halkına ait olması gerektiğini savunan Özler, “Erzincan birlik olsun, şeker fabrikası Erzincanlıların olsun” dedi.
Şeker fabrikalarının kuruluşu sürecinde hem sosyal amaçlı hem de kar amaçlı yatırımların dengeli bir şekilde yapıldığını belirten Şeker-İş Sendikası Erzincan Şube Başkanı Bülent Bulut ise fabrikaların tekil olarak değerlendirilmesinin yanlış olacağına dikkat çekti. Şeker fabrikasının Erzincan sanayisinde tek olduğunu hatırlatan Bulut, “Şeker fabrikaları zarar ediyor diyorlar. Şeker fabrikaları 2002’den bu yana Hazine’den tek kuruş almadı. Neden yanlış bilgiler verildiğini bilmiyorum. Bu fabrikalar kurulurken 25 tanesinin 10’u Doğu Anadolu’ya, 15’i İç Anadolu’ya yerleştirilmiştir. Bunların bir kısmı kâr, bir kısmı sosyal amaçlıdır. Erzincan’daki fabrikanın kotası, kapasitesi düşüktür ama sadece işçiye değil, çiftçiye, nakliyeciye, esnafa, binlerce kişiye istihdam sağlamaktadır” diye konuştu.
Erzincan’dan Bursa’ya göç eden bir babanın oğlu olduğunu belirterek söze başlayan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise, şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin siyaset üstü olmadığını, tam aksine konunun tamamen politik olduğunu belirtti. İplik ve ayakkabı fabrikalarının özelleştirilerek kapatılmasının 1939’da yaşanan büyük depreme benzer etkileri olduğunu kaydeden Sarıbal, “Şeker fabrikasını özelleştirerek bir deprem daha yaşatmak istiyorlar. Burada sormamız gereken şudur; bizim çiftçimiz mi kazanacak, yoksa ABD’nin İtalya’nın çiftçisi mi kazanacak?” ifadelerini kullandı.
Şeker fabrikası önündeki eylemdeki son konuşmayı da, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ağbaba yaptı. Diğer siyasi partilere destekleri için teşekkür eden Ağbaba, Türkiye siyasetinin en önemli gündemlerinden biri olan ‘ittifak’ konusuna da değindi. Ağbaba, şunları söyledi:
“Biz vatan için, millet için, ülkenin çıkarları için herkesle, her siyasi görüşle bir arada bulunmaktan büyük onur duyuyoruz. Birileri rahatsız olabilir ama biz büyük gurur duyuyoruz. İttifak konuşuluyor; deniyor ki ‘Cumhur İttifakı’. İki parti, 2019’daki seçimler için ittifak oluşturmaya çalışıyor. Bunun adı koltuk ittifakı ama her gittiğimiz şeker fabrikasının önünde de bir ittifak kendiliğinden kuruluyor. Bu ittifak koltuk için, makam için değil. Bu ittifakın adı şeker ittifakı, vatah ittifakı, ekmek ittifakı.”
Konuşmasında, Başbakan Binali Yıldırım’a daha önce de yaptığı teklifi yineleyen Ağbaba, “Geçtiğimiz gün, hemşehriniz sayın Başbakan Binali Yıldırım dedi ki, Şeker fabrikaları özelleştirilecek ama kapanmayacak. Ben de bir çağrı yapıyorum burada hemşehrinize, Sayın Başbakan gel geçmişte özelleştirilen bütün kurumları gezelim. TEKEL’i, Sümerbank’ı gezelim. Bak bakalım o özelleştirdiğin fabrikaların yerinde ne var?” dedi.