CHP: Şike davaları özel yetkili mahkemelerden alınsın

CHP:  Şike davaları özel yetkili mahkemelerden alınsın

 

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
 
CHP, şike davalarını özel yetkili mahkemelerden alınıp  ihtisas mahkemelerine  verilmesini  istedi.   Genel Merkezin davaları izlemekte görevlendirdiği İstanbul Milletvekili Umut Oran,  “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun herhangi bir mahkemeyi ihtisas mahkemesi olarak görevlendirmemesi halinde yetkili mahkeme suçun işlendiği mahal asliye mahkemesidir” dedi.
 
 

HSYK, ihtisas mahkemesi görevlendirmeli

 
 
Oran ve  arkadaşları  uzman hukukçularla yaptıkları çalışma sonrasında , 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da değişiklik öngören bir yasa teklifini TBMM'ye sundu. Umut Oran’ın teklifle ilgili açıklaması şöyle:
 
“6222 sayılı Yasa 14 Nisan 2011 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Yasanın 23. Maddesinde ‘bu yasada yer alan suçlarla ilgili yargılama yapmaya HSYK tarafından görevlendirilecek ihtisas mahkemeleri yetkilidir’ deniliyor. Yasa böyle ama HSYK bugüne kadar bu görevini yerine getirmemiş. Bir yıldır, herhangi bir mahkemeyi ihtisas mahkemesi olarak görevlendirmemiş. HSYK başka her işle meşgul olmuş, ama asli görevini daha yerine getirmemiş.
 
Bu sebeple de ortaya sorun çıkıyor. Konuyla ilgisi olmayan, konu hakkında bir uzmanlığı bulunmayan, sporun ruhunu ve dinamiklerini bilmeyen bir mahkeme davaya bakıyor. Dolayısıyla mahkeme de doğru değerlendirme yapabilme tecrübesine, bilgisine sahip değil.  Bu yüzden de davada birçok çarpıklık var.  
 
Biz CHP olarak özel yetkili mahkemelere karşıyız. Bu mahkemeler bugün AKP rejiminin özel mahkemeleri olmuş durumda. Buradaki yargılama pratiğinde birçok insan hakları ihlali var. İşte Balyoz davasında ortaya çıkan son raporla görüyoruz ki sahteliği ayan beyan belli olan deliller bile bu mahkemelerde insanların tutuklanması için birer neden olabiliyor.  Yine bu mahkemelerde görülen davalarda masumiyet karinesinin sürekli ihlal edildiğini, soruşturmanın gizliliği ilkesinin yok edildiğini görüyoruz. Bu mahkemelerde görülen tüm davalarda aynı “telefonunu dinle, kaydet, montajla, medyaya servis et, tutukla” operasyon modeli var.
 
Dolayısıyla bu şekilde işleyen mahkemelerden sağlıklı bir sonucun çıkması da zor. Nitekim dava da sağlıklı yürümüyor, soruşturma safhasında sporculardan itiraf almak için bir takım psikolojik baskı yöntemleri uygulandığına, çeşitli yöneticilere hakaret ve darp edildiğine, usulsüz teknik takip yapıldığına dair ortaya çıkan ciddi olaylar var.
 
Spor Türkiye için çok önemli. Sporla ilgilenen 50 milyon insanımızın gözü bu davada. Ama Türkiye için adalet de, hukuk da,  yargı da önemli. Eğer yargı birilerinin bazı yerleri ele geçirmek, bazı insanları sindirmek, bazı insanları yok etmek için kullandığı bir araç olursa biz buna rıza gösteremeyiz. Yargı adaleti sağlamak zorundadır, birilerini sindirme mekanizması olamaz.
 
Bu davadan da adil, hakkaniyete uygun bir sonucun çıkması lazım. Bunu herkes bekliyor. Bu zamana kadar dava adil bir şekilde yürütüldü mü? Hayır. Ortaya çıkan bu kadar insan hakkı ihlalinden sonra bunu söylemek zor.