CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Bankası rezervlerinden kaybolduğunu belirttiği 128 milyar dolar ilişkin olarak "Merkez Bankası’nın kapısına alacaklılar dayansa, kasada para yok, rekor açık var. Ayakta kalmak için başkalarının dövizine muhtaç olmuşsunuz. Bunu ben demiyorum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Tablosu gösteriyor. " ifadelerini kullandı.
Öztrak Koronavirüs sürecini iyi yönetemediğini belirterek; “Bütün dünya açılıyor ama AK Parti Kongreleri nedeniyle, Türkiye yeniden kapanıyor. Rusya, Haziran başına kadar, Türkiye’ye uçuşları durdurdu. ABD ve Almanya Türkiye’ye seyahat uyarıları yayınladı. Sadece Rusya’nın uçuşları durdurmasının turizm gelirlerinde, 1,5 milyar dolarlık kayba neden olacağı ifade ediliyor. Erdoğan şahsım hükümeti, kısa çalışma ödeneğini de sona erdirdi. Turizmci iyice köşeye sıkıştı. Bıçak kemiği delip geçmiş. Her yerden şikâyetler yükseliyor” dedi.
CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle:
Covid-19 salgınında üçüncü zirveyi yaşıyoruz. Lebalep parti kongrelerinin ardından günlük vaka sayıları hızla ikiye katlandı. 26 binlerde olan vaka sayısı, üç haftada 60 binin üstüne yerleşti. 84 milyon nüfuslu Türkiye, günlük vaka sayısında, 1,4 milyar nüfuslu Hindistan, 330 milyon nüfuslu Amerika Birleşik Devletleri ve 211 milyon nüfuslu Brezilya ile birlikte başa güreşiyor. İkinci doz aşısını olabilen vatandaşlarımızın sayısı nüfusun onda birinin altında… AK Parti’nin büyük kongresinin ardından üç haftada 4 bin 569 vatandaşımızı kaybettik. Dün, tek günde 297 yurttaşımızı kaybettik. Ve artık her 100 ağır hastadan 10’unu kaybediyoruz. Bunlar korkunç birer rekor. Saray’ın kibirli başı, siyasi iflasını gizlemek için, pandemiye rağmen lebalep kongreler düzenledi. Kendi korkularını bastırmak için milletin canını tehlikeye attı. Ortada hatalarının ve sorumluluğunun farkında olmadan ülkeyi yönettiğini sanan bir Şahsım Hükümeti var.
Salgının bir diğer kaybedeni de turizm sektörü… Bütün dünya açılıyor Ama AK Parti Kongreleri nedeniyle, Türkiye yeniden kapanıyor. Rusya, Haziran başına kadar, Türkiye’ye uçuşları durdurdu. ABD ve Almanya Türkiye’ye seyahat uyarıları yayınladı. Sadece Rusya’nın uçuşları durdurmasının turizm gelirlerinde 1,5 milyar dolarlık kayba neden olacağı ifade ediliyor. Erdoğan şahsım hükümeti, kısa çalışma ödeneğini de sona erdirdi. Turizmci iyice köşeye sıkıştı. Yaza ne olacağını bilemeyen turizmciler, ‘sezonu kaybetmemek için bayramı kaybetmeye razıyız’ diyorlar. Kimi sektör temsilcileri de umudunu sezonun kasım sonuna kadar uzamasına bağlamış. Ama artık bıçak kemiği delip geçmiş. Her yerden şikâyetler yükseliyor. Tıbbi cihaz sektörü kredi değil, kamudan tahsil edemediği alacaklarını istiyor. KOBİ’ler matrah artırımı istiyor. Çekten hapse girecek esnaf, ‘esnaf suçlu değil, borçlu’ diye haykırıyor. İşveren örgütleri de artık üyelerinden gelen basınca dayanamıyor.
Ortada; Merkez Bankası’nın arka kapısından çıkıp buharlaşan 128 milyar dolar var. Bir de bunu gizlemek için Katar’dan, Çin’den, bankalardan, SWAP adı altında alınan kısa vadeli emanet dövizler var. Teşbihte hata olmaz… Baba evladına kasayı emanet etmiş, evlat da babası yokken kasayı boşaltmış, babası duruma uyanmasın diye eşten, dosttan borç almış, kasaya koymuş. Kasada para var gibi göstermiş ama bu arada baba hem kasadaki paralardan olmuş hem de borca batmış… Merkez Bankası’nın kapısına alacaklılar dayansa, kasada para yok, rekor açık var. Ayakta kalmak için başkalarının dövizine muhtaç olmuşsunuz. Bunu ben demiyorum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın Uluslararası Rezervler ve Döviz Likiditesi Tablosu gösteriyor. Erdoğan şahsım hükümeti işbaşına geldikten sonra, sadece döviz rezervlerimizi eritmedi. Bu kifayetsiz yönetim son üç yılda, ülkemizin milli gelirini de 142 milyar dolar eritti.
Bu arada, AK Parti Grup Başkanvekilleri de cehalette yarışa girdi. Dün biri çıkmış, 1 Doları, 1 TL sanmış, ‘128 milyar TL nerede’ diye soranlara, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yani işçi ve işverenin parasından dağıtılan 51 milyar lirayı göstermiş. Cehaleti ortaya çıkınca da attığı tweeti de silmek zorunda kalmış. Bir diğeri de işi gücü bırakmış komplo teorilerine sardırmış. İşin içine IMF sosu katmaya kalkmış. Tabi kişi herkesi nasıl bilirmiş? Kendisi gibi bilirmiş. Şurası çok açıktır. Milletin 128 milyar doları, görülmemiş bir ekonomik cehalet ve siyasi hırs yüzünden buharlaştırılmıştır. Damat, kayınpederinin kerameti kendinden menkul, faiz sebep enflasyon sonuçtur, iddiasını ispatlamak için sermaye hareketlerinin serbest olduğu bir ekonomide hem faizi hem de döviz kurunu kontrol etmeye çalışmıştır. Hiçbir kurala, akla, mantığa uymadan, 128 milyar doları, dibi delik kovaya boşaltmıştır. Neticede ne faiz düşmüş ne de döviz ucuzlamıştır. Ama millet finans baronlarına teslim edilmiş, yabancı ülkeler Erdoğan şahsım hükümetine, parmak sallar hale gelmiştir.
Dün Yunan Dışişleri Bakanı’nın, Ankara’da yaptığı küstahlığın sebebi biraz da budur. Bu arada bu densizliği yapan Yunan Dışişleri Bakanı bilmelidir ki oradaki Müslümanlar aynı zamanda Türk’tür. Erdoğan şahsım hükümeti, milletin 128 milyar dolarını boş yere kumar masasına sürmüş ve kaybetmiştir. Milletimiz bu 128 milyar doları yerine koymak için her ay 100 milyon dolar biriktirse gideni yerine koymak 107 yılımızı alacaktır. Çocuklarımız, torunlarımız, hatta onların torunları bu iktidarın kumar borcunu ödemek zorundadır.
Merkez Bankası kasasındaki döviz rezervleri, Sayın Erdoğan’ın şahsi parası değildir. Döviz rezervleri milletimizin sigortasıdır, milletimizin güvencesidir. İşte biz bunun için buharlaşan döviz rezervlerinin hesabını soruyoruz. Hesabı da millet adına soruyoruz. Milli irade bize bu görevi verdiği için soruyoruz. Soruyu kime soruyoruz? Tabii ki ‘Türkiye ekonomisinin sorumlusu benim, ben’ diyene… Hükümeti denetlemek için Meclis’in sunduğu tüm imkânları sonuna kadar kullandık. Ama ne yaparsak yapalım. Erdoğan’ın vesayeti, Meclis iradesine gölge düşürdü. Baktık normal yollardan cevap alamayacağız, ‘128 milyar dolar nerede’ diye afiş hazırladık. Bu seferde kamu görevlileri, ‘bu, cumhurbaşkanına hakarettir çünkü afişte, sarayın çatısı var’ dediler. Savcılar, hâkimler, sarayın çatısını, neden saraya hakaret kabul eder? Takdirini, milletimizin ferasetine bırakıyoruz.
CHP’lilerin fezlekeleri gündemdeyken CHP’nin 2016 yılında dokunulmazlıkların kaldırılmasını desteklemeleri ve Genel Kurul’a geldiği zaman takınacaklarını tavrın sorulması üzerine Öztrak, “Biz ellerinden geleni artlarına koymasınlar diyoruz” dedi.
Örtülü ödenekten yapılan harcamanın dört kat artması için Öztrak, “Bu örtülü ödenek ödemeleri, yılın ilk ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 artmış. Bu çok yüksek bir artış. Saray millete tasarruf telkin ediyor, ama kendisi itibardan tasarruf etmiyor. Salgında olduğu gibi millete burada da kötü oluyor. Şu salgın döneminde millete soğan-patates, saraya üç tane Mercedes. Zararın adını gider yaparsanız, zarar olmasını önleyemiyorsunuz. Neden isim değişikliğine ihtiyaç duyulmuş önümüzdeki dönemde göreceğiz” dedi.
Kripto paraların ödemelerde kullanılmaması kararı için Öztrak, “Ülke böyle gece yarısı alınan kararlarla yönetilemez. Apar topar tek bir kişinin verdiği kararlarla, tarafların hiçbirinin görüşü alınmadan yapılan değişiklikler büyük zararlara neden oluyor. Düzenleme öncesi iş yapanlar zarara neden oluyor. Bu tüm sektör temsilcileriyle istiare edilerek ele alınmalıydı. Bu son dönemde ülkeyi gece yarısıyla yönetme anlayışı iyice azdı. Ekonomimize içeride ve dışarıda ciddi zararlar veriyor. Genel Başkanımız taraflarla görüşüyor. Tekrar söyleyeyim, ülkeyi böyle yönetmek mümkün değildir” diye konuştu.
Emekli amirallerin Montrö açıklamasıyla ilgili bu sabah 7 ismin daha evinde arama yapılması ve devamındaki sürece ilişkin Öztrak, “Bu emekli amirallerin yaptığı açıklamadan darbe çıkmaz. Namık Çalışkan’a dik durmanın bedelini ödetmeye çalışıyorlar. Esas darbeci yargıçların, valilerin, milletvekillerini vesayet altına alıp, muhalefetin sesini kısmaya çalışan kadrolardır” dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdürlüğü’nü devreden Şenol Kazancı’nın dün 56 bin TL aylık maaşla Turkcell’e atanmasına “İstanbul’da mahalli idare seçimlerini çalma gayretlerinde AA rolünü çok iyi hatırlıyoruz. Liyakat değil ama Erdoğan’a sadakat müfakatsız kalmıyor. Şenol Bey’e şunu hatırlatayım. Bu iş sadece yönetim kurulu üyeliğinde kalırsa bilsin ki Erdoğan’ın kendisine bir kırgınlığı vardır” diye konuştu.
Millet İttifakı’nda adaylık konusunda görüş ayrılığı olacağını düşünüyor musunuz” sorusuna “Düşünmüyorum. Buradan havuz medyasına ekmek çıkmaz” dedi.