CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, dövize çevrilebilir mevduat gibi yöntemlerin 1970-1980'lerde uygulandığını, bu yöntemle bugün ekonominin yönetilmesinin mümkün olmadığını savundu. Öztrak bankaların Merkez Bankası'ndan yüzde 14 faizle aldığı krediyi, yüzde 26 faizle Hazineye sattığını ifade ederek "Bu korkunç bir kazanç" dedi.
CHP Ekonomi Masası heyeti, Faik Öztrak başkanlığında 13 milletvekilinin katılımıyla Bereketler Toplantı ve Sergi Salonu'nda Denizli iş dünyası temsilcileriyle buluştu.
Toplantıda ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öztrak, Türkiye ekonomisinde bir savrulma yaşandığını, bunun sıcak parayla ekonomiyi şişirme yönündeki büyüme stratejisinin iflas etmesinden kaynaklandığını öne sürdü.
ABD Merkez Bankası'nın 2013 yılında eskisi kadar para basmayacağını belirtmesi sonrası Türkiye'ye gelen sermayenin hızını kaybettiğini, bunun getirdiği olumsuz etkilere Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve küresel salgının getirdiği etkilerin de eklendiğini söyleyen Öztrak, milli gelir, kişi başı gelir, ihracat, işsizlik gibi verilerde 2023 hedeflerinin çok gerisinde kalındığını ifade etti.
Son 3 yılda 3 Hazine ve Maliye Bakanı, 4 Merkez Bankası başkanı gördüklerini, böyle bir durumun hiçbir gelişmiş ülkede görülmediğini dile getiren Öztrak, göreve getirilen son Merkez Bankası başkanının oyun içinde kural değiştirdiğini, faizleri çekirdek enflasyona göre ayarlayacağını söylediğini, bu da yüksek çıkınca "artık enflasyona değil cari işlemler dengesine bakacağını" söylediğini kaydetti.
Dünyanın hiçbir ülkesinde cari işlemler dengesine bakarak para politikasının belirlenmediğinin altını çizen Öztrak, 20 Aralık'ta açıklanan dövize çevrilebilir mevduatın Türkiye ekonomisi için taşınması zor bir yük olmaya aday olduğunu ileri sürdü.
Faizin yüze 19'dan yüzde 14'e düşürüldüğü ortamda enflasyonun yüzde 19'dan yüzde 36'ya çıktığını, enflasyonun düşüp düşmediğinin rakamlarla ortada olduğunu ifade eden Öztrak, bankaların Merkez Bankasından yüzde 14 faizle para alarak yüzde 26 faizle Hazineye sattığını, bunun "korkunç bir kazanç" olduğunu dile getirdi.
Vatandaşın muhatap olduğu tüm faizlerin arttığını, döviz kurunun düşüş trendinde olmadığını, ara malı, enerji, gübre ve mazot gibi ürünlerdeki fiyat artışlarının enflasyondaki artışın devam edeceğini gösterdiğini savunan Öztrak, ABD'de enflasyonun yüksek çıkmasıyla birlikte beklentilerin üzerinde faiz artışlarının gündemde olduğuna işaret etti.
Öztrak, şöyle konuştu:
"Mart ayından itibaren ABD Merkez Bankası'nın faiz artırımına başlaması bekleniyor. Bu yıl Türkiye'nin çevirmesi gereken 170 milyar dolar borç var, 19 milyar dolar da cari açık var. Ama 189 milyar dolarlık borcu çevirirken Türkiye'nin risk primleri çok yüksek. Net rezervlerimiz negatif, rezervimiz yok. Hazine iç borcu bile dolarize olmuş vaziyette, toplam borcun yüzde 66'sı döviz veya dövize endeksli. Son olarak da bankalardaki TL mevduatı da biz dövize endeksledik. 1970-1980 model politikalarla bu ekonomiyi yönetmemiz artık mümkün değil.
1970'lerin dövize çevrilebilir mevduatlarına geri döneceksiniz, zorunlu döviz devirlerini yeniden geri getireceksiniz, Eximbank reeskont kredilerinde banka kredilerini kısıtlayacaksınız, dışa açık bir ekonomide mikro yöntemlerle döviz kurunu ve faizi aynı anda tutmaya kalkacaksınız... Dışa açık olan bir ekonomide ikisini birden tutamazsınız. Dövizi sattıkça dibi delik kovaya su boşaltır gibi olursunuz. Gider döviz. Bugün bu kuru 14 liranın altında tutmak için satılan dövizleri yarın çok arayacağız."
Faik Öztrak, Merkez Bankası Kanunu'nda değişiklik talep eden bir yasa teklifinin TBMM'ye geldiğini, bu teklifte "Merkez Bankasına para veren yabancı merkez bankalarının yatırdıkları para haczedilemez" hükmünün getirildiğini ifade etti.
"'Bunu kim istiyor' diyoruz, Güney Kore diye bir fısıltı var" diyen Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Güney Kore gibi gelişmiş bir ülke eğer 'Türkiye'nin Merkez Bankasına yatırdığı SWAP paralara haciz gelemez' hükmünü istiyorsa bu şu anlama gelir; Güney Kore, Türkiye'de bir borç krizini bekliyor olabilir. Yani işlerin durmasını, bir moratoryum noktasına gidilmesini bekliyor olabilir ki bu çok tehlikeli bir husustur. Şu anda Meclis'ten bunu geçirmeye çalışıyorlar."
Ekonomide yapılması gerekenlere ilişkin önerilerin değerlendirildiği toplantının sonraki bölümü basına kapalı devam etti. (AA)