CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hekimler için, "Gidiyorlarsa gitsinler" şeklindeki sözlerini anımsatarak, "Hekimler, elde kalmayınca yalvar yakar ithal ettiğiniz, Ayçiçek yağı değildir" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında konuştu.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden bahseden Öztrak, “Karadeniz’de tansiyon İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa bu kadar yükseldi. Türkiye savaşı bir kenara bıraktı Rusya’dan Ukrayna’dan ithal ettiğimiz Ayçiçek yağını taşıyan gemileri ülkeye getirebilmek için uğraştı. Bu savaş bağıra bağıra çıktı. O sırada sarayın kibirlisi Afrika gezisindeydi. Bütün bunlar hiç bir önlem alınmadığını, bu krize hazırlıksız yakalandığımızı olduğumuz ortaya koyuyor.”
Öztrak'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“İşte yaşadığımız Covid-19 krizi. Ülkemizde ilk vaka, 11 Mart 2020'de tespit edildi. Virüs kaynaklı ilk vefat ise 17 Mart 2020'de gerçekleşti. Salgında iki yılı tamamladık. Almanya'da yaşayan iki Türk bilim insanı, geliştirdikleri yeni tip aşıyla, insanlığı büyük bir felaketten kurtardı.
Alman ekonomisine de çok büyük katkıları oldu. Hazırlıklı zihinler için salgın fırsata dönüştü. Biz de ise Cumhuriyetin en önemli eserlerinden biri olan, Hıfzısıhha Enstitüsü'nü kapatmışlardı. Bu nedenle dışarıdan gelecek aşıyı beklemeye mahkum olduk. Kapattıkları kurumu açacaklarmış. Yani akılları giderayak başlarına geldi.”
“Salgında milletimiz sadece canıyla değil, cebiyle, cüzdanıyla da sınandı. Başta düşük gelirliler ve esnaf olmak üzere, toplumun tüm kesimleri büyük bedeller ödedi. Başka hükümetler bu zorlu dönemde kesenin ağzını açtılar. Vatandaşlarına doğrudan gelir desteği verdi. Bizdeki saray hükümeti ise vatandaşa destek yerine borç verdi.
Bizdeki kendi vatandaşına IBAN numarası atıp, para isteyen hükümet olarak tarihe geçti. Millete beş maskeyi bedava dağıtamayan bir hükümet bu hükümet. Pandemide hükümetlerin verdiği doğrudan gelir desteklerinin, Milli gelirleri içindeki paylarına bakıldığında, 185 ülke arasında, Türkiye 105. sırada.
Yani vatandaşa destek vermekte ilk 100'e dahi girememişiz. Ama milli gelire nispetle borç vermede, dünyada 14. sıradayız. Saray hükümeti salgının ekonomik yükünü, borca batırarak, milletimizin sırtına yıktı. Şimdi herkes çok daha borçlu. Bankalara olan kredi borcu, son iki yılda, 2 trilyon 700 milyar liradan 5 trilyon liraya çıktı.”
“Salgın henüz bitmedi. Toplam vaka sayısında dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Ama Sağlık Bakanı, ‘Salgın tehdit olmaktan çıktı’ diye açıklama yapıyor. Ülkemizin sağlık sistemi bu salgında, hastane personelinden, hemşiresine, doktoruna, tüm sağlık emekçilerimizin özverileri sayesinde ayakta kalabildi.
Hepsine müteşekkiriz. Cumhuriyetimizin eğitim alt yapısı sayesinde, Yetişen nitelikli doktorlarımız, donanımlı sağlık personelimiz, salgınla mücadelede canlarını ortaya koydu. Daha düne kadar, balkonlardan alkışlanan, ‘Haklarını ödeyemeyiz’ dedikleri doktorlarımızın, sağlık çalışanlarımızın hakları, saray hükümeti tarafından ödenmedi.”
“Bugün 14 Mart Tıp Bayramı… Ve bu anlamlı günün arifesinde, Erdoğan çıktı doktorlarımıza, ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Biz de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz’ dedi.
Bugün bu laflarını biraz değiştirmeye çalışmış. Afganlı, Suriyeli sığınmacıları buyur eden sarayın kibirlisi, şu ülkenin yetişmiş doktorlarına, gencecik evlatlarına ‘Git’ dedi. Erdoğan şoförünü vekil, rüşvetten aklanmamış bakanını büyükelçi, pehlivanını banka yöneticisi, damadını bakan atamayı bildi. Saray sosyetesine bir değil iki üç yerden maaş bağladı. Ama hakkını istedi diye, memleketin iyi yetişmiş, nitelikli, namuslu, liyakatli insanlarını, kapıya koymaya kalktı.”
“Böylesine bir kibir, böylesine bir nobranlık, okumuş insanlara duyulan bu haset, dünya üzerinde ne görülmüştür, ne de duyulmuştur. Böyle bir zihniyetin elinde bu ülke krizleri fırsata çevirebilir mi? Böyle bir ülkede bilim yapılabilir mi? Yenilik ve icatlar yapılabilir mi? Milletimize iyi bir sağlık hizmeti verilebilir mi? Sağlık çalışanlarımız bugün, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, sağlıkta şiddetin son bulması için, üç gün sürecek iş bırakma eylemine başlıyorlar. Sağlık çalışanlarının maaş ve çalışma şartlarıyla ilgili iyileştirmeleri içeren bir düzenleme, birkaç ay önce Meclis'e sunulmuştu Sağlık Bakanı da bu düzenlemenin arkasındaydı.
Sonra ne olduysa oldu sarayın talimatıyla geri çekildi. ‘Düzenleme 14 Mart'a yetiştirilecek’ dendi. Bugün bu da yalan çıktı. Hükümetten, görevinin idrakindeki bir yönetimden beklenen ülkemizin ihtiyaç duyduğu tecrübeli doktorlara, sağlık çalışanlarına, bu ülkede insanca yaşayacakları ve çalışacakları, imkân ve hakları sağlamasıdır. Böylece milletimiz de hak ettiği en kaliteli sağlık hizmetini, ihtiyacı olduğu anda, ve sıra beklemeden alabilecektir. Hekimler, elde kalmayınca yalvar yakar ithal ettiğiniz, Ayçiçek yağı değildir.”