CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Sözcü yazarı Rahmi Turan'ın gazeteci Talat Atilla'dan edindiği bilgi doğrultusunda CHP'li Muharrem İnce'nin Beştepe'de Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte görüştüğü iddiasına ilişkin olarak açıklamalarda bulundu. Bunun 'Saray iktidarı' tarafından CHP'ye kurulmuş bir komplo olduğunu söyleyen CHP Sözcüsü, "Matruşkalar teker teker açıldıkça oyun içinden oyun çıkıyor. Senaryosunun sarayda yazıldığı belli olan bu kumpasın açık hedefi CHP ve onun genel başkanıdır. Bu CHP’ye düzenlenmiş bir kumpastır. Tekrar ediyorum bu kumpas ona buna değil, CHP’ye karşı tezgâhlanmıştır" dedi.
"Artık bu dakikadan sonra herkes çok dikkatli olmalı, kimse kendine siyasi rant devşirme fırsatçılığına girmemelidir" diye sözlerine devam eden CHP Sözcüsü Öztrak, "Hiç kimse unutmasın CHP’nin ruhunda kuvay-i milli vardır. CHP ruhunu hiç anlamayanlar, bu ruhu hiçbir zaman içlerine sindiremeyenler CHP içinde çete arama gafletine düşebilir. CHP’de çete arayanlar her zaman karşılarında kuvay-i milliye ruhunu bulmuşlardır, bundan sonra da bulacaklardır. Çeteler tek adam yönetimini sever. Çete arıyorsanız saraya ve etrafına bakacaksınız. Kumpas CHP’ye kurulmuştur. Bunu bir olarak, beraber olarak püskürteceğiz" diye konuştu.
Öztrak'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
"Kadına yönelik şiddet ülkemizin önemli bir sorunu. Bu ülkede neredeyse her gün bir kadın cinayeti yaşanıyor. Kadına karşı şiddetle mücadele bir eğitim meselesidir."
"Son bir yılda işten çıkarılan 690 bin vatandaş çok düşük kazanç elde eden yani toplumun en kırılgan kesimlerinde bulunan kesimler. Bu vatandaşlarımızı sosyal politikalarla kucaklamak durumundayız. Krizin en büyük etkisini bu vatandaşlarımız hissediyor. Saray sosyetesinde bu vatandaşlarımızın için tedbir alma konusunda tık yok. Varsa yoksa yandaşların mutlu edilmesi."
"Beştepe’den milletin sesini duyan var mı? Yok. Çek kanununda değişiklik yapılması gerekiyor. Hapis cezasının verilmemesi, ödeme sürelerinin uzatılması en doğru yoldur. Bankalarda yasal takibe düşen tüketici kredileri de 10 bini buldu. Borçlar vatandaşın gırtlağını aşmış durumda."
Milletin dertlerine çare bulamayanların şimdi Sıkıntıların üstünü örtmek için siyaset mühendisliğinden medet umulduğu görülüyor. Hatırlayacaksınız, sarayın kibirlisi geçtiğimiz hafta nefret söylemine ve nefret siyasetine hız vermişti. Memlekette kimsenin başörtüsüyle bir derdi yok ama Erdoğan İstanbul’daki vahim ve münferit bir olay olduğu görünen bir olay üzerinden milleti kışkırtmak için elinden geleni ardına koymuyor. Kabataş’tan medet umanlar şimdi bundan medet umuyor. Aynı Erdoğan, TBMM’de Grup Başkanvekilleri arasındaki bir tartışmadan 28 Şubat çıkarmaya çalışıyor. Tank palet fabrikasının peşkeş çekilmesiyle ilgili sorularımızı yanıtlayamayan, ABD başkanının yazdığı hakaret mektubunun hak ettiği karşılığı veremeyen, 15 Temmuz şehit ve gazileri için toplanan milyonlarca liranın nereye gittiğini bir türlü açıklayamayan Saray, milletimizin bu karanlık günlerden çıkış umudu olan CHP’sine saldırıyor. Saray’daki kibirli kişinin derdinin ne olduğu bizzat kendinin yaptığı açıklamalardan gayet güzel anlaşılıyor.
Son günlerde müellifinin Saray olduğu her yerinden beli olan bir kumpas senaryosu sahneye kondu. İstanbul’u kaybeden iktidarı kaybeder psikozundaki saray mızıkçılığa devam ediyor. Bu senaryonun sarayda yazıldığını görmek için saray medyasına bakmak yeterli. Aynı yerden hazırlanmış metinler üzerinden koparılan ve bir haftadır devam eden bu senkronize yayın çılgınlığını açık söyleyeyim biz barış Pınarı Harekâtı'nda dahi görmemiştik. Saray arkada, kalemşörleri, kurşun askerleri önde 32 kısım tekmeli birden bir kumpas senaryosu milletin gündemini unutturmak için sahneleniyor. Bu kumpas senaryosu medyada bazı aktörler kullanılarak ortaya konuyor. Saray bunun Türkiye’nin bir numaraları gündem maddesi haline gelmesini daha bu iş ilk ortaya çıktığında bekledi ama olmadı. O zaman sarayın kibirli kişisi dayanamadı İzmir’de kürsüye çıktı. Tıynetindeki yalanı doğru gibi anlatarak siyaset yapma stratejisinin yeniden düğmesine bastı. Kumar masasında pey sürer gibi bu ülkenin cumhurbaşkanlığı makamını ortaya koydu.
Saray medyasının genel başkanımızın televizyondaki söylemini çarpıtarak köpürttüğü ve hiçbir zaman söylenmemiş, ‘biliyorum ama söylemem dedi’ yaygarasının arkasına sığındı. Medyadaki asılsız iddiaların ispatını bunlara uzak yakın hiçbir ilgisi olmayan genel başkanımızdan isteyerek genel başkanımıza meydan okudu. Genel Başkanımız da aynı İzmir’de çıktı aynı gün kumpasın kime yaradığını, hangi amaçla yapıldığını anlatıp hodriye hodri dedi. O gün bugündür AK Parti genel başkanından tık yok. Matruşkalar teker teker açıldıkça oyun içinden oyun çıkıyor. Senaryosunun sarayda yazıldığı belli olan bu kumpasın açık hedefi CHP ve onun genel başkanıdır. Bu CHP’ye düzenlenmiş bir kumpastır. Tekrar ediyorum bu kumpas ona buna değil, CHP’ye karşı tezgâhlanmıştır.
Genel başkanımızın bu konudaki sözlerinin uyarılarının haklılığüı bir defa daha ortaya çıkmıştır.esasen gören gözler için bu olaydan ibret alınacak ciddi dersler vardır. Saray beslemesi medyanın harekâta göstermediği ilgi alakayı bu olaya göstermesi, tezgâhın müelliflerini de açık saçık ortaya koymaktadır. Biz CHP’ye kurulan bu kirli kumpası sükûnetle, genel hukuk ve parti hukuku içinde bozmaya kararlıyız. Bu süreçte gazeteciliğin tüm temel ilke ve değerlerinin çiğnendiğinin de özellikle not etmek isterim. Herkes kendine şu soruyu sormalıdır. Bu kumpas kimin değirmenine su taşımaktadır? Adres bellidir. Kim CHP’nin karışmasını istediyse CHP genel başkanına çek git diyecek kadar gözünü karartmışsa bu kumpas onun değirmenine su taşımıştır. Kim milletin sesi duyulmasın, ülkenin gündemi karartılsın istediyse bu kumpas onların işine yaramıştır. Bu kumpasın iki amacı vardır birincisi milletin aş-iş sorununu gizlemek, ikincisi milletin umudu hâkline gelen CHP’ye itibar suikastı yapmaktır.
Artık bu dakikadan sonra herkes çok dikkatli olmalı, kimse kendine siyasi rant devşirme fırsatçılığına girmemelidir. Hiç kimse unutmasın CHP’nin ruhunda kuvay-i milli vardır. CHP ruhunu hiç anlamayanlar, bu ruhu hiçbir zaman içlerine sindiremeyenler CHP içinde çete arama gafletine düşebilir. CHP’de çete arayanlar her zaman karşılarında kuvay-i milliye ruhunu bulmuşlardır, bundan sonra da bulacaklardır. Çeteler tek adam yönetimini sever. Çete arıyorsanız saraya ve etrafına bakacaksınız. Kumpas CHP’ye kurulmuştur. Bunu bir olarak, beraber olarak püskürteceğiz."
"Vatandaşlarımız saray iktidarına sarı kartını göstermiştir. İkinci sarı kartla oyun dışında kalmaları artık an meselesidir. Türkiye’nin yarınında saray havuzu olmayacaktır. Demokrasi isteyenlerin sandıkta gerçekleştirdikleri iktidar vardır yarında. Saray hangi kumpasları kurarsa kursun Türkiye’nin önündeki yol bellidir."
(Muharrem İnce'nin açıklamalarına) "Muharrem İnce ile ilgili iddiaların gündeme gelmesinin üzerinden üç gün dahi geçmedi. Biz bu konuda hiçbir arkadaşımızla ilgili bir açıklama yapmadık. Böyle bir savunmaya ihtiyacı olduğunu düşünmüyoruz. Dolayısıyla zaten bu üç günün iki gününde belediyelerle ilgili yapılan seminerdeydik. Bugün de gerekli açıklamayı yapıyoruz."
(Muharrem İnce ile Kemal kılıçdaroğlu yan yana fotoğraf söz konusu olur mu?) Açıklamamın içinde hepsi var. Bu konular MYK'da gündem gelmedi.
(Muharrem İnce'nin Tekne tatili ifadelerine) "Bu konuda zan altında kalan arkadaşlar bu konuyla ilgili gerekli cevapları veriyorlar. Birileri çıkıp çete ile ilgili gerekenleri ben konuşmamda söylediğimi düşünüyorum."
(Kuvay-i milliye ruhunu bulacaklar demek ne demek?) "CHP içinde çete olmaz dedik."
(AKP Sözcüsü Ömer Çelik'in özür talebi) "Ortada bizim bir iddiamız var. CHP olarak sürece baktığımız zaman bunun dört başı mamur tezgâhlanmış bir komplo olduğu ortada ne diye özür dileyecek mişiz! Bu komployu yapanlar bizden özür dilesin."
(Muharrem ince ile bir disiplin süreci başlayacak mı?) "Bu haberi yayan bu kumpasın bir unsuru. Dolayısıyla ne olacak ne bitecek biz de bu kumpas çerçevesinde neler oluyor bunu takip ediyoruz. Disiplin sürecinin başlatılıp başlatılmayacağı bugünkü MYK'nın gündemi değildi."