CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin enflasyon açıklamalarına ilişkin olarak, “Enflasyonla nasıl mücadele edilir bilmiyorum’ demeye, bir türlü dili varmıyor. Onun yerine türlü bahaneler uyduruyor. Enflasyon, baz etkisiyle kendiliğinden gerileyecekse siz o koltuklarda niye oturuyorsunuz? Reislerinin yaptığı hatalar nedeniyle hortlayan hayat pahalılığının tüm yükünü milletin üstüne yıkmaya kararlılar” dedi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye dünyanın en huzurlu, en güvenli ülkelerinden biri olarak öne çıkmıştır” ifadelerine; “Ülkede IŞİD militanları fidye topluyor. Siz huzurdan bahsediyorsunuz” tepkisini gösterdi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Merkez Yönetim Kurulu sonrası partinin Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. CHP MYK toplantısında; ekonomi ve dış politika ele alındı. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Hızla artan enflasyon, yüksek işsizlik; ülkemizde görülmemiş bir sefalete sebep oldu. Olmaya da devam edecek. Ülkede yoksulluğu ve yoksunluğu geçtik, artık açlık başladı. İnsanlarımız öğün atlamaya, pazardan topladığı kırık marul yapraklarıyla öğün geçirmeye başladı. Ülkemizde eve deli, ele iyi bir hükümet ülkemizi yönetiyor. Kendi vatandaşını unutan, çocuklarımızın karnını doyuramayan, ailelerin feryatlarını duymayan; gençlerimizin bir ev, bir araba alabilme umudunu elinden çalan bir hükümet bu ülkeyi yönetiyor."
"Saray, dün Polis Teşkilatı’na verdiği iftarda sığınmacı akınına rağmen Türkiye’nin dünyanın en huzurlu ülkesi olduğundan bahsetti. Siz emperyal güçlerin Ortadoğu’da çıkarttığı, ateşini besleyip, büyüttüğü savaşlardan kaçanların yükünü, milletimizin sırtına yıktınız. Avrupa’ya geçmek isteyenlerin önünü kesmek için 3-5 milyar avro karşılığında Geri Kabul Anlaşması imzaladınız. Türkiye’yi, açık hava mülteci kampına çevirdiniz. Bugün ülkemizde Suriye, Irak ve Afganistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden gelen 5 milyon sığınmacı var. Bu sığınmacılar için milletin kesesinden, 50 milyar dolardan fazla para harcadınız. Ülkede IŞİD militanları fidye topluyor. Siz huzurdan bahsediyorsunuz. Buradan tekrar söylüyoruz: CHP iktidarında Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kuracağız. Ülkemizdeki Suriyelilerin, güvenli bir şekilde gitmesi için masaya oturacağız ve onları en geç iki yıl içerisinde ülkelerine yolcu edeceğiz, güven içinde."
"Bir de Nebati Bakanı var… Ne söylese tutmuyor. Önce ‘enflasyon ocakta pik yapar, sonra düşer’ dedi. Tutturamadı. Sonra ‘nisanda yüzde 50’nin altında pik yapar’ dedi, onu da tutturamadı. Sonra bir kere daha fikir değiştirdi, ‘yaz aylarında düşer’ dedi. Onu da tutturamayacağını anladı. Ne yapsa, olmuyor. Merkez Bankası’nın arka kapısından dövizleri satıyor. Türk lirası mevduatları dövize endeksliyor. Ama enflasyon şahlanmaya devam etti. Önce ‘enflasyon yılsonunda makul bir seviyeye gelir’ dedi ama o makul seviye nedir söyleyemedi. Sonra söyleyemediği makul seviyeden önce vazgeçti. ‘Enflasyon aralık ayından itibaren, düşmeye başlayacak’ dedi. Bugün yeniden Mardin’de makul seviyeyi tedavüle soktu. ‘Oynamayı bilmeyen gelin yerim dar dermiş.’ Nebati Bakanın hali tam da bu. ‘Enflasyonla nasıl mücadele edilir, bilmiyorum’ demeye bir türlü dili varmıyor. Onun yerine türlü çeşitli bahaneler uyduruyor. Enflasyon, baz etkisiyle kendiliğinden gerileyecekse siz o koltuklarda niye oturuyorsunuz? Reislerinin yaptığı hatalar nedeniyle hortlayan hayat pahalılığının tüm yükünü milletin üstüne yıkmaya karar vermişler."
"Bu arada, cari fazlayla enflasyonu düşürmeye dayanan modelleri de bugün iflas etti. Bugün şubat ayı ödemeler dengesi rakamları açıkladılar. Bu yılın ilk iki ayında cari açık 12,1 milyar dolar oldu. Tarihimizde ilk iki ayda böyle bir cari açık vaki değil. Bu bir rekor. ‘Faiz düşecek, rezerv artacak’ diyorlardı. İlk iki ayda resmi rezervler 3,2 milyar dolar erimiş. İşte bu safsatalarla, milleti hayat pahalılığının altında ezim ezim ezdiler. Bu ülkenin çocuklarını aç bırakıyorlar, gençlerin umutlarını çalıyorlar. Yetersiz beslenme, çocuklarımızda gelişme sorunlarına neden oluyor. Bugün ülkemizde her dört çocuktan birinin kilosu çok düşük. Her beş kız çocuğundan dördü, her dört erkek çocuktan üçü; kansızlık rahatsızlığı çekiyor. Çocuklarda kansızlık Avrupa’nın 4 katı. Bu iktidar sayesinde, bu hükümet sayesinde, saray sayesinde bir nesli kaybediyoruz. Bu kaybın telafisi bir yıl değil, üç yıl değil, beş yıl değil; yıllarca, bir nesil boyu sürüyor. Bu, ülkemizin önündeki en önemli sorun."
"Genel Başkanımız bu sorunlara dikkat çekmek için; ‘iktidarsan muktedir olacaksın, onu bunu bırakacaksın, bu işi çözeceksin’ demek için… Yani milletin çektiklerini duyurmak için Et ve Süt Kurumu’na gitti. Ama saray ve şürekâsı, sorunun kendisine ve büyüklüğüne değil, randevu nereden alınacak ona takıldı. Sarayın atanmış yardımcısı da işini yapacağına, boş boş konuşup, siyasi şov yapmaya kalktı. Beyefendi, sen seçilmiş siyasilere laf yetiştireceğine atanmış bir memur olarak işine gücüne bakacaksın. Çocukların yatağa aç girmelerini önleyeceksin. Siz, sahurda menemen şovuna gittiği öğrenci evinde sucuk görünce ‘ee sucuk var bir de şikayet ediyorlar’ diyen AK Parti Grup Başkanvekili’nin yaptığı şova bir bakın. ‘Millet sinemaya gidiyor, o zaman kriz yok’ diyen sözde gazetecinin şovuna bir bakın. Bunlar milleti unutmuş. Yankı odalarında oturmuşlar, sadece birbirlerinin söylediklerini dinliyorlar"
"Şubat ayına ait işsizlik verileri bugün yayımlandı. TÜİK’in makyajlı verilerine göre; Türkiye’de resmi işsiz sayısı 3 milyon 579 bin kişi. Buna karşın, iş aramaktan vazgeçenler hesaba katıldığında işsiz sayısı 8 milyon kişi. Sözde yüzde 11 büyümeye rağmen, işsiz sayısı hala pandemi öncesi seviyesine düşmedi. İşsiz gençlerimizin sayısı ise hala bir milyonun üzerinde. 15-24 yaş arası her beş gençten birisi işsiz. İşsizlikle hayat pahalılığı arasında ezilen gençlerimiz artık kurtuluşu yurt dışında arar hale geldi. Bu ülkede insanlar, sadece işsiz değil, sadece yoksul değil. Artık açlığı, sefaleti konuşmaya başladık. Türkiye, işsizlik ve enflasyon oranlarının toplamından oluşan Sefalet Endeksi’nde; hem OECD hem de G-20 şampiyonu oldu. Bunlar ülkemizi dünyada en büyük 10 ekonomi arasına sokmaya söz verdiler, sözlerini tutamadıkları gibi sefalet liginde de şampiyon yaptılar."
"Bu arada, Sakarya Tank Palet’in peşkeş çekildiği, Erdoğan’a ilahi aşkla bağlı, çakma oligark, düz yolda teker patlattı. ‘AK Parti’nin, Amerika Birleşik Devletleri’nin desteği sayesinde başa geldiğini’ söyledi. ‘Yalanın dostu, gerçeğin düşmanı çoktur’ derler. Bu samimi itirafının karşılığı, partisinden de ilahi aşkla bağlı olduğu reisinin sinesinden de aforoz edilmek oldu. Oysa daha iki gün önce, bu çakma oligark fahri Dışişleri Bakanı gibi Rusya’ya gitmişti. Rus televizyonlarında, ‘Rusya ile S-500 yapacağız, 10-20 yıllık stratejiler geliştiriyoruz’ diye açıklamalar yapmıştı. İki günde, Orhan Veli’nin şiirindeki gibi ‘kendi gitti, ismi bile kalmadı yadigâr…’ Gerçekten de ‘yazık oldu Ethem Efendi’ye…’ Ama ‘evin delisi, elin iyisi’ sarayın yeni dostları var. Hem de çakma değil, hakiki oligarklar. Oligarkların ana vatanından, Rusya’dan ithal. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından, Batı’nın uyguladığı müeyyidelerden kaçmak için, Rus oligarklar dev yatlarını Türkiye’ye demirliyorlar. Umarız bu gidiş bu ülkede, yeni Zarrab’ların zuhur etmesine yol açmaz."
"Vatandaşlarımız ev fiyatlarına yetişemiyor. Karı-koca çalışan bir aile için artık ev almak hayal oldu. Ankara’da 150 metrekarelik bir evin ortalama fiyatı bir yılda 384 bin liradan, 832 bin liraya çıkmış. İstanbul’da aynı 150 metrekarelik ev, geçen sene 740 bin liraymış, bu sene 1 milyon 921 bin liraya çıkmış. Bunlar ortalama fiyatlar. Semtine ve evin yaşına göre bu rakamlar üç, dört kat daha da artıyor. Ülkemizi başka ülkelerin vatandaşlarına peşkeş çektiler. Orta sınıfı bitirdiler. Birliğimizi, beraberliğimizi her gün biraz daha zayıflattılar. Saray rejiminde; bu ülkede ev sahibi olma hakkı artık sadece zenginlere, Ruslara, Körfez şeyhlerine ait oldu. Bizim paramızı, pul ettiler; elin parasını bol ettiler."
"70 model dövize çevrilebilir mevduatın yandan çarklısını, kur korumalı mevduat diye milletin önüne getirdiler. Fakirin vergisiyle zenginin mevduatına verdikleri döviz garantisinin faturası bugünlerde ortaya çıkıyor. Sadece son iki haftada milletin cebinden ödenen para 15,1 milyar TL. Bir de buna tatlandırıcı olarak verilen vergi muafiyeti nedeniyle vazgeçilen 13 küsur milyar lirayı da ekleyin. İki haftada Hazine’nin üzerine binen yük, yani milletimizin sırtına binen yük; 29 milyar lira. 2022’de çiftçiye ödenecek destek ne kadar? O da 29 milyar lira. Bir de kamu özel iş birliği nedeniyle verilen, dövizli garantilerle köşe olanlar var. Sözleşme bağlanmış, garantiler verilmiş, döviz patlasa, millet çatlasa, memleket yansa onlar paralarını tıkır tıkır alıyorlar. Tesis işliyormuş işlemiyormuş, önemli değil. İşte Balıkesir’de Havalimanı. Bu hayalet havalimanına uçak inmiyor. Her yanını ot bürümüş, şimdi otları toplatıp satmak için ihaleye çıkmışlar ama Saray’ın atama Ulaştırma Bakanı’na bu kamu özel iş birliği soygunları rezaleti yetmiyor. Bir de çıkıyor ‘Atatürk Havalimanı hikâyesi bitti’ diyor. Yerine Millet Bahçesi yapacaklarmış. Beyefendi; İstanbul’a kar yağdığında, İçişleri Bakanı ile beraber inebildikleri tek havalimanının, Atatürk Havalimanı olduğunu ne çabuk unutmuş. Saraya da atama Bakanı’na da hatırlatalım, bu ülkede hikâyesi biten birileri elbette var ama o, büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını taşıyan, havaalanı değil, sizsiniz, siz. Saray ve şürekâsı. Atatürk’ün içinde olduğu hiçbir hikâye bitmez ama sizlerin gideceğiniz yol da anlatacağınız hikâye de bitti."
Faik Öztrak, basın mensuplarının sorularına yanıt verdi.
Demokrat Partisi Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığı için üç ölçüt sıralamasında; "20 yıllık AK Parti döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak" maddesini şart koşmasına ilişkin soru üzerine Öztrak, “Baştan itibaren genel başkanlarımız ifade ediyor. Bugün adayın ismi değil hangi kriterlere sahip olacağı önemli. Bu nedenle de genel başkanlarımız, bu konudaki düşüncelerini kamuoyuna duyuruyorlar” yanıtı verdi.
“Altı siyasi parti genel başkanının bir araya gelmesinin ardından hazırlanan bildirinin Almanya Büyükelçisi’ne düzelttirildiği” iddialarının sorulması üzerine Öztrak, “Bu tamamen yalan. Alçakça bir iftira. Namertlik. Bu haberi yayınlayan gazeteyi tekzip edeceğiz. Suç duyurusunda bulunacağız. Tazminat davası açacağız. Artık bu zırvaların hesabını mahkemede verirler” dedi.
Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikler hakkında Anayasa Mahkemesi’ne CHP tarafından yapılacak başvurunun neden ertelendiği sorusuna Öztrak, “Erteleme yok. Şu anda son şekli veriliyor, başvuru dilekçesine. İlçe seçim kurulları, il seçim kurullarında kıdemli hakim yerine kurayla birinci sınıf kategorisine giren hakimlerin getirilmesi ve şu anda AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı’nın diğer parti genel başkanlarının tabi olduğu seçim yasaklarına tabi olmaması ile ilgili maddeler hakkında Anayasa Mahkemesi’ne itiraz edeceğiz” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Cumhurbaşkanlığı adayı olması üzerine yaptığı açıklamaların ve eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın adaylığı ile ilgili iddiaların sorulması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Biraz önce söyledim. Hep de söylüyoruz. Bu aşamada bizim için adayın ismi değil adayın nitelikleri önemli. Vakti saati geldiğinde masanın etrafındaki altı siyasi partinin sayın genel başkanları Türkiye’nin 13. cumhurbaşkanı seçilecek ismi açıklayacaklar. Bu arada henüz Cumhur İttifakı da adayını netleştirmedi. Sarayın küçük ortağı bir isim söyledi ama o isim adaylığını nedense hala ilan etmedi. Herhalde bizim açıklayacağımız adaya göre kendi adaylarında değişiklik yapmayı düşünüyorlar. Herkes bizim adayımızı merak ediyor, Cumhur İttifakı adayını nedense merak eden yok. Bu merakın nedenini çok iyi anlıyoruz. Cumhur İttifakı adayı kim olursa olsun Türkiye Cumhuriyeti’nin 13. cumhurbaşkanı Millet İttifakı’nın adayı olacak.”
CHP Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için yaptığı açıklamalar hakkında Öztrak, “Bizim peşinde olduğumuz haktır, hukuktur, adalettir. TBMM’ye girdiğimizde ilk işimiz Anayasa’ya sadakatten ayrılmayacağımıza ant içmek oldu. Anayasa Mahkemesi’nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarına uymak Anayasa’nın gereğidir. Biz onu, bunu şunu değil; hakkı, hukuku, adaleti savunuyoruz” dedi.
Tarım ve Orman Bakan Yardımcılığı görevine atanan Ebubekir Gizligider’in Fetullah Gülen ile fotoğrafının çıkmasının ardından bir diğer Bakan Yardımcısı Nihat Pakdil’in de Nevzat Pakdil’in kardeşi olduğu ve Nevzat Pakdil’in de Vahit Kirişci’nin iş ortağı olduğu yönündeki haberlerin sorulması üzerine Öztrak, “FETÖ ile mücadele ediyoruz diyenler, FETÖ ile resim çektirenleri bakan yardımcısı olarak atamaya başladılar ise belli ki masanın altından da müzakereler başlamıştır. Masa altları ile masa ayakları özel alakaları olanlar bu müzakerelere acaba neler demektedir? Ucube saray rejiminde kimin eli kimin cebinde kim kiminle iş ortağı kim kiminle iş bağlıyor belli değil. Bakanlıklar da şirkete dönmüş, liyakat bitmiş. Sanki millete hizmete değil devleti talana gelmişler” dedi.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin “Emin olun bu sıkıntılı dönemi geçtiğimizde yine aynı karamsarlara karşı biz toplum olarak galip geleceğiz” sözlerinin anımsatılması üzerine Öztrak, şunları söyledi:
“Oynamayı bilmeyen gelin yerim dar dermiş.’ Nebati Bakan’ın da maalesef durumu bu. Enflasyonu nasıl düşüreceğini bilmiyor. Hayat pahalılığına karşı eli kolu bağlı kalmış. Birtakım tarihler veriyor ama bu tarihler de tutmuyor. Her verdiği tarihin altında kalıyor. Enflasyonun düşüşünden önce, enflasyon kaça kadar çıkacak; millet hayat pahalılığının altında daha ne kadar ezdirilecek onu söylesin. Ne yazık ki bu beceriksizlerin, liyakatsizlerin elinde milletimiz önce altını, dövizi takip etti. Şimdi bunları bıraktı; domates, biber, marul fiyatlarını takibe başladı. Bunlar geldiklerinde çeyrek altın 27 liraydı, şimdi 27 lira ile bir kilo yeşil biber alamaz hale getirdiler milleti. Nasıl kötümser olmasın millet? Enflasyonun sebebi olanlar, enflasyonu çözümde olamazlar.” (ANKA)