Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, imza günü ve söyleşi için geldiği Van’da, CHP'ye katılmasıyla ilgili, "2018’de bana yine teklif getirdiler ben kabul etmedim. Bu defa toplum bir yere doğru gidiyor, değiştirebilirsek, elimizi taşın altına koyarsak biz ne yapabiliriz ben bu mecburiyetten girdim. Yoksa benim ihtiyacım yok... Linç kültürü geliştiriyorsunuz. Bu kin öfke nefret neden, öfkeniz varsa birbirinize değil başka yere kusun" ifadelerini kullandı.
2015 yılında öldürülen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, KESK ve Van Barosu’nda Mavi Karga kitabı için imza günü ve söyleşi programına katıldı. CHP’ye katıldığı için kendisine yöneltilen eleştirilere yanıt veren Elçi, şunları kaydetti:
"Kimse demez ki bu kadının da bir bildiği vardır. Tahir’in yaklaştığı nokta, zaman, dönem onun travması, onun psikolojisi, onun durumu benimkiyle aynı mıdır? Benim çektiğim 8 yıllık acı eğer o size inandırıcı gelmiyorsa size sahte geliyorsa o sizin bileceğiniz iştir. Toplum açısından söylüyorum. Neden sadece bir kadının eşine göre değerlendiriyorsunuz? Bir kadının belli bir mücadelesi hakkı yok mudur?
8 yıl sürede bir şey yapmadım mı, toplumun çok mu uzağında kopuk kaldım? 2-3 ay İngiltere'ye gittim, kalamadım. Kendi konforumu düşünen biri olsaydım benim ne işim vardı travma yaşadığım şehre geri geleyim. İstanbul’da bile kalamadım 4 yıl sonra tekrar Diyarbakır’a döndüm. Sizce travma yaşadığım şehre dönmek çok mu kolay bir şey zannediyorsunuz. Neden yüzeysel bakıyoruz? Bu kadının da kendine göre vardır bir bildiği, ben herhangi bir partiye gittiğimde neden böyle düşünülebilir, bütün yaşadığım acıları, mücadelemi, toplumun çektiklerini bir yere bırakacağım ve ben sadece bir parti rozeti için peşlerine takılmışım havası verildi.
Benim milletvekilliğine hiçbir şekilde ihtiyacım olmadı. 4 aydır bu adamlar benimle iletişime geçmiş durumdalar. İkna etmeye çalışıyorlar. 2018’de bana yine teklif getirdiler ben kabul etmedim. Bu defa toplum bir yere doğru gidiyor, değiştirebilirsek, elimizi taşın altına koyarsak biz ne yapabiliriz ben bu mecburiyetten girdim. Yoksa benim ihtiyacım yok, diplomamı aldım, ekonomik olarak da ihtiyacım yok. Söyleşilere gidiyorum popülerlikse popülerim. Kim gelmiş yerime kitap yazmış, kim bu travmatik ortamda 4 yıl okul okumuş hukuk fakültesi mezunu olmuş?
Tahir’den 7-8 ay sonra iki göz iki çeşme hukuk fakültesini bitirmeye çalıştım. O dönem çektiğim acıları kimse fark edebildi mi? Herkes uzaktan seyretti. Benim rozetle bir derdim yok ister taksınlar ister takmasınlar sadece biz bir yere doğru gidiyoruz, ne kadar değiştirebiliriz? Biz Kürtler de belli bir politikanın içinde olursa ne olacak? Neden bu kadar korkuyoruz? Aklınız alıyor mu nasıl gidip bir anda her şeyi teslim ederiz? Bir insan geçmişinden yaşadığı travmalardan vazgeçer. Ben Türkçe’yi bile sonradan 7 yaşında öğrendim. Ben geçmişimi nasıl zihin haritamdan sileyim, resetleyeyim, hemen Türkleşeyim. 24 saat geçmeden insaf bu kadar da olmaz. Linç kültürü geliştiriyorsunuz. Bu kin öfke nefret neden, öfkeniz varsa birbirinize değil başka yere kusun.
8 yıl bir insan tweet üzerinden bir Allah'ın kuluna incitici bir şey söylemiş değilim. 2016 yılında işkence üzerine tweet attım ben işkence sahnelerini bilen biriyim. Benim attığım ilk tweet, 'eşimin katilini yakalarsanız asla işkence yapmayın, ömrünü işkenceye adamış bir insan hakları savunucusunun katili adil yargılanmalı' demişimdir. Adalete, hukuka inanmış bir insan nasıl gider bir konuma gelmesinden dolayı ‘her şeyi sattı, verdi gitti oraya teslim etti, eşinin mücadelesini götürdü sattı’. Neyi satıyoruz? Niye bu kadar ezber konuşup atıp tutuyoruz? Bana başka yerden de teklif gelmedi gelseydi ben siyasetin içerisinde bulunmaz mıydım? 2018’de de bana başka yerden teklif gelmedi CHP dışından. Türkiye’nin batının bütün barolarından destek aldım. Ankara, İstanbul, Bursa, Artvin, Mersin, Antalya gibi barolardan destek aldım. Düşmanına hayranlık mevzusu değil, ‘PKK terör örgütü müdür değil midir' sorusuna cevabı bütün aklı başındaki adam biliyor. Bilmiyor mu bizim seküler kesim, tümü bildiği halde gocunmuyor. Mahkemede en çok onlar duruyor. 4 ayaklı minare katılıp anmaya destek veriyorlar. Peki sormak isterim biz sadece Kürtler mi oradayız? Ben şiddete karşı duruyorum. Toplumsal şiddete karşıyım." (ANKA)