Ayşe SayınBBC Türkçe, Ankara
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ekonominin yeni rotasına ilişkin yaptığı açıklamalar sonrası, Türk lirasının dolar karşısında rekor düşüş yaşadığı Salı günkü kur krizinin ardından muhalefet partileri, iktidara yönelik "erken seçim baskısını" artırmaya hazırlanıyor.
Bu konuda ilk somut adım, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan geldi. Partisinin Merkez Yönetim Kurulu'nu (MYK) olağanüstü toplayan Kılıçdaroğlu, "ekonomik krize karşı muhalefetin önerilerinin iktidarda karşılık bulmaması, ekonomik krizin daha da derinleşeceği" gerekçesiyle, "seçime çağrı" mitingleri ile 4 Aralık'ta Mersin'de sahaya inme kararı aldı.
"İktidarın seçime zorlanması için" bütün olanakları kullanma kararı alan CHP yönetiminin miting kararında, kontrolden çıkma olasılığı yüksek görülen sokak eylemleri yerine yurttaşlara seslerini duyurabilecekleri bir alan açılması yaklaşımı etkili oldu.
Edinilen bilgiye göre toplantıda iktidarın yeni ekonomi politikasının olası siyasi sonuçları ele alındı. CHP'nin ekonomi kurmayları, iktidarın, "yüksek dolar kuru, ucuz işgücü, rekor ihracat" anlayışıyla hareket ettiğini, böylece cari açığı kapatıp enflasyonu ve faizi düşürme hesabı yaptığını ifade etti. Toplantıda, ticareti asıl canlandıranın iç talep olduğu, ancak emeğin aşırı ucuzlatılması halinde iç talebin de düşeceği ve fakirleşmenin artacağı tespiti yapılarak, "Böyle bir yolu izleyip başarılı olan hiçbir ülke yok, hatta bu kararı deneyen ülke de olmadı" değerlendirmesi yapıldı.
Toplantıda, ekonomik krizin siyasi krize dönüştüğü ve çıkış yolunun da "sandık olduğu" ifade edildi. Bazı MYK üyelerinin ise iktidarın CHP'nin ve ekonomi çevrelerinin uyarılarına karşın, yanlış politikalarını "bilerek ve isteyerek" inatla sürdürdüğünü savunarak, iktidarın Anayasa'nın 119. Maddesine göre "Ağır ekonomik buhran" gerekçesiyle OHAL ilan etme yoluna gidebileceği görüşünü dile getirdiği öğrenildi.
"Seçim dışında çözüm yolu yok" görüşü paylaşıldı ve iktidarı erken seçime zorlamak için aşamalı olarak adım atılması kararlaştırıldı.
Bu çerçevede ilk adım olarak da Kılıçdaroğlu'nun meydanlara inerek "erken seçime çağrı" mitingleri başlatması kararının alındığı MYK'da, ilk olarak 4 Aralık'ta İstanbul'dan mitinglerin başlatılması düşünüldü. Ancak hava koşulları nedeniyle daha sonra ilk miting yeri olarak Mersin kararlaştırıldı.
Edinilen bilgiye göre CHP'nin "erken seçime çağrı" mitingi kararı alınmasında bir başka önemli etken ise Salı günkü döviz krizinin ardından Ankara ve İstanbul'da bazı grupların yaptığı sokak eylemlerinin olası sonuçlarından duyulan kaygılar oldu.
Kriz derinleştikçe bu eylemlerin artabileceği ve kontrolden çıkabileceği gibi, provokasyonlara açık bir ortama da dönüşebileceği, yaşanacak bir kaos ortamını iktidarın kendi lehine kullanmaya çalışacağı görüşü dile getirildi. Bu çerçevede yurttaşlara seslerini duyurmak için siyasi partiler tarafından bir kanal açılması gerektiği belirtilerek, "Bunun anayasal çerçevesi de siyasi partilerin miting yapmasıdır" görüşü benimsendi.
İlk mitingi Mersin'de yapacağını sosyal medya hesabından da duyuran CHP lideri, "Anayasamızın bize tanıdığı hakları kullanarak, milletimizin sesini dinlemek üzere, 'Haydi Meydana' diyorum. İlk mitingimiz Mersin'de" dedi.
Muhalefet partilerinin iktidarı seçime zorlamak için tartıştığı bir başka konu ise muhalefet partisi liderlerinin bir araya gelerek "ortak seçim çağrısı" ve ilerleyen aşamada da ortak miting yapması. Edirne cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş da bu tartışmaya sosyal medya hesabından, muhalefet partilerine yaptığı "yedi bölgede yedi ortak miting" çağrısıyla katıldı.
Kılıçdaroğlu ile Akşener.CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, halen parlamenter sistem çalışmasını yürüten 6 muhalefet partisi ile işbirliği alanlarını genişletme politikası izlediği biliniyor. Kılıçdaroğlu, geçen hafta görüştüğü ittifak ortağı Meral Akşener'le de 6 muhalefet partisinin bir "ekonomi masası" etrafında buluşması konusunda anlaştıklarını açıklamıştı.
CHP yönetimi, iktidara yönelik erken seçim baskısının artırılması için parlamenter sistem çalışması yürüten 6 siyasi partinin liderinin "ortak çağrı" yapmasına sıcak bakıyor. Diğer muhalefet partilerinin bu konuda nabzının yoklandığı belirtiliyor.
Kulislere yansıyan bilgilere göre DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bu öneriye sıcak bakmıyor. DEVA Partisi kaynakları, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor:
"AK Parti seçmeninin yeniden konsolide olmasına yol açacak adımlardan kaçınmak gerekiyor. Hafızalarda hala Cumhuriyet mitingleri, Gezi olayları var. O nedenle çok dikkatli olmak gerekiyor. AK Parti seçmeninin Erdoğan'a bağlılığı rasyonel değil, duygusal bir bağ. Bu tür miting veya ortak eylemler o duygusal bağın yeniden güçlenmesine neden olabilir."