CHP’de, Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen Adana mitinginde cezaevindeki gazeteciler Nazlı Ilıcak, Mehmet-Ahmet Altan ve Ali Bulaç’ın isimlerini meydandaki kalabalıklara alkışlatmasına “Benim için artık bardağı taşıran son damlaydı. Artık CHP, oraya buraya savrulan, hiçbir konuda net duruşu olmayan, hiçbir krizi yönetemeyen bir duruma geldi” diyen Bolu Milletvekili Tanju Özcan’ın yarattığı tartışma giderek büyüyor.
Kulislerde, gazetecilere sözlerinin arkasında olduğunu söyleyen Özcan için disiplin süreci konuşuluyor. Ancak, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, düzenlediği basın toplantısında böyle bir şeyin yetkili organlarda görüşülmediği yanıtı verdi.
CHP yönetimi, Deniz Baykal'ın aynı konudaki eleştirisini ise eleştiri kültürü açısından değerlendiriyor.
CHP Grup Başkanvekili Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Adana mitingine yönelik eleştirileri soran gazetecilere, sol ve sosyal demokrat bir liderin, tutuklu gazeteciler arasında düşüncesine göre ayrım yapmasının doğru olmadığı, kişileri değil, mağduriyetleri, basın özgürlüğünü, gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını savunduklarına dikkat çekerek yanıt verdi. "Bunu söyleyenin Kılıçdaroğlu ve mitingdekilerin CHP'li olmasından hareketle biz Nazlı Ilıcak, Ahmet ve Mehmet Altan'ın isimlerini anıyorsak orada ortaya konan mesele, konuya sahip çıkışımızın kuvvetliliğini gösterecek ironik düzeydeki bir yaklaşımdır. Balyoz, askeri casusluk, Ergenekon gibi 15 Temmuz darbesinin köşe taşlarına manşetler atmış olan birilerini sevgimizden, övmek için isimlerini anmadığımızı herkes bilsin" dedi.
CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın dünkü eleştirisinin, sosyal demokratların eleştiri ve özeleştiri kültürü sınırları içinde olduğunu belirten Özel, ancak partiden bir milletvekilinin basının önünde, Genel Başkan'ı, partinin kurumsal kimliğini küçük düşürecek tonda yaptığı eleştirilerin, parti disiplini, yoldaşlık anlayışıyla, CHP'nin çatısı altında birlikte siyaset yapma anlayışıyla bağdaşır tarafı olmadığını dile getirdi. Özel, eleştiri sınırlarının zorlandığı, partinin zor durumda bırakıldığı yönündeki yaklaşımları tasvip etmediklerini, kınadıklarını ifade etti. Disiplin süreci başlatılıp başlatılmayacaklarına ilişkin soru üzerine Özel, bunun partinin yetkili organlarında henüz görüşülmediğini bildirdi.
CHP’de Adana mitingine yönelik ilk eleştiriyi Bolu Milletvekili Tanju Özcan ardından da Antalya milletvekili Deniz Baykal yaptı.
CHP'li Özcan önceki gün yaptığı bir ajansa yaptığı açıklamada, “Adana’da karşılaştığım görüntü beni son derece üzdü. Yani orada yakın dönemde Ergenekon ve Balyoz kumpaslarının savunucularını, bunların avukatlığını yapmış, her akşam bu kumpasları savunanların, Cumhuriyet düşmanlarının bizim mitingimizde anılıp, alkışlatılmaya çalışılması benim yüreğimi sızlattı. Bizim mitingimizde Nazlı Ilıcak’ın, Mehmet Altan’ın alkışlatıldığını birinin bana anlatması lazım. Bunlar FETÖ’nün en önde gelen sözcüleriydi. Cumhuriyet Halk Partisi’nde bunların isimlerinin söylenmesi siyaseten ne sağlar? Partililerin de buna tepki gösterdiğini gördüm. En sonunda dayanamadım, sosyal medya aracılığıyla düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşmayı uygun gördüm.
“Parti iyi yönetilemiyor. Herhangi bir konuda dik duruşu yok. Bundan dolayıdır ki, biz bütün krizlerden zararlı çıkan taraf oluyoruz. Hiçbir konuda net duruşumuz, kırmızıçizgimiz kalmadığı için siyaseten başarılı olamıyoruz. Ülkenin başına bela olan 14 yıllık AKP dönemini bir türlü sonlandıramıyoruz. Bunlardan rahatsızım. Cumhuriyet Halk Partisi İçişleri Bakanlığı’na dilekçe verilerek kurulmuş bir parti değil, ülkenin kurucu partisi. Kuvayı Milliye ruhunun siyasi tecellisi. Cumhuriyet Halk Partisi her konuda net duruşu olması lazım, Cumhuriyet’ten yana olması lazım, Atatürk'ten yana tavrını koyması lazım. Oradan oraya savruluyoruz, bir gün HDP ile kol kola anılır bir parti olarak anılıyoruz, bir gün FETÖ ile anılır bir parti haline geliyoruz. Net duruşunuz, ilkeli olmazsa bunları yaşamakta, siyasi rakiplerinizin böyle haksız algıları oluşturmasına zemin hazırlamış oluyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi bir an önce partinin temel çizgilerine geri dönmek zorundadır. Böyle devam ederse, her geçen gün kamuoyunda tutarlılığımızı yitiriyoruz, siyaseten geriye doğru gitmeye devam ediyoruz.” Dedi.
Antalya Milletvekili Deniz Baykal da, "Ergenekon sürecinin mimarları konumunda olan, Ergenekon davasının bavulla getirilmiş uydurma delillerini sahiplenip ballandırarak herkesin inanmasını sağlayan, bunu, hiçbir inandırıcı delil olmadan bizzat kamuoyuna aktararak büyük bir komplonun aktif unsuru olarak görev yapmış olanların ödüllendirilmesini, topluma saygıdeğer bir hedef olarak gösterilerek alkışlanmasının sağlamasını haklı bulmak mümkün değil" demişti.