CHP'de değişim sancısı

CHP'de değişim sancısı
Yazar Murat Yetkin'e göre, CHP'de kabul edilen yeni program akılda kalıcı, güçlü hedefler taşımıyor. Yetkin, Radikal'de yayımlanan (22 Aralık 2008) yazısında CHP'nin yeni tüzük ve program kurultayını şöyle değerlendirdi:"CHP programını Türkiye’nin ve dünyanın önemli dönüşümler geçirdiği bir dönemde dün değiştirdi. CHP’nin programını değiştirmeye zorlayan birinci unsur bu değişim dalgasıdır. Tıpkı 1991’de sosyalizmin insanı odağına almayan, baskıcı bir türünün Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle kendisini feshetmesi gibi, 2008’de de kapitalizmin yine insanı dışlayan, şımarık ve saldırgan bir türünün çöktüğüne tanık oluyoruz. Bu nedenle küresel çapta sosyal adaletçiliğin, sosyal demokrasinin önem kazandığı bir dönemin eşiğinde olunduğunu söylemek mümkün. Türkiye’nin kendisine özgü koşulları nedeniyle bunun dışında kalması mümkün değil. Türkiye 2002-2005 döneminde CHP’nin de katkılarıyla mümkün olan AB reformları sayesinde siyaset bakımından da, ekonomik ve mali bakımdan da, toplumsal bakımdan da Avrupa’daki gelişmelerle daha iç içe hale geldi. Avrupa’nın mali ve siyasi çalkantılar yaşadığı dönemde, Türkiye’de iktidardaki AK Parti gibi, muhalefetteki CHP de kendisine ayar vermek durumunda. AK Parti’nin giderek toplumda daha çok tartışılan uygulamaları, gözleri ister istemez muhalefete ve CHP’ye çeviriyor. CHP’nin 1994 programı o günkü koşullardan kaynaklanan güçlü siyasi hedeflere sahipti. O programda yer alan ölüm cezasının kaldırılması, DGM’lerin kaldırılması, zorunlu ilk öğretim süresinin artırılması, Kürtçe ve ana dillerin konuşulması ve benzeri demokratikleşme hedefleri, çoğu AB uyum reformları sayesinde gerçekleşti. CHP, iktidarda AK Parti olduğu için kredisini kendisi alamasa da, bu değişimlere destek oldu. Ama hedefler de aşıldı. Dün kabul edilen yeni CHP programının 1994’deki gibi akılda kalıcı, köşeli hedefler taşıdığını söylemek zor. Dünkü Kurultay’da CHP içi muhalefetin en çok dile getirdiği eleştiri, böylesi önemli bir zamanda yapılan program değişikliğinin gerekli etraflı tartışma yapılamadan kısa sürede kabul oyuna sunulmasıydı. Öte yandan, CHP lideri Deniz Baykal’ın yaptığı sunuştan, CHP’nin 2005-2007 döneminde ağırlık verdiği ve bazı partililerce fazla milliyetçi bulunan söylemden, yeniden sosyal adaletçi, sosyal demokrat söyleme döneceğini çıkarmak mümkün. Baykal, çarşaflı bir hanımı üye kabul ederek CHP’nin milliyetçi söylemle etrafına ördüğü kozayı kırma girişimi başlatmıştı. Dün delegeler arasında Kürt, Alevi ve sol ideoloji alanlarında yeni çıkışlarla beklentisi görülüyordu. Öte yandan CHP’nin dün hantallıkla eleştirilen yapısı, parti kadrolarının değiştirilmesinin neredeyse imkânsızlığı içinde bu açılımlar değişimler nasıl sağlanacak? Yeni tüzük bu betonarme durumu değiştirebilecek mi? Bunlar yanıt bekleyen sorular. CHP’nin içeride ve dışarıda iktidar alternatifi olarak görünürlüğünü bir şekilde artırması Türk demokrasisinin işleyişi açısından da önem taşıyor. Dünkü Kurultayın bunu sağlayıp sağlayamayacağının ilk sınavı Mart 2009 yerel seçimleri olacak."