CHP lideri Deniz Baykal, İstanbul’un yeni ilçelerinden Sultangazi’de CHP’ye katılımlar dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. Törende Baykal’ın rozet taktığı yeni CHP üyeleri arasında türbanlı ve çarşaflı kadınlar da vardı. Baykal, yeni ilçe olan Sultangazi’deki Hamza Yerlikaya Spor Salonu’nda partisine katılımlar dolayısıyla düzenlenen törene katıldı. CHP Lideri, burada yaptığı konuşmada, 6.5 yıldan beri tek başına büyük çoğunlukla Türkiye’yi yöneten AK Parti iktidarının ülkeyi getirdiği noktanın arzu edilen yer olmadığını, Türkiye’nin çok ciddi ekonomik sıkıntı içinde olduğunu ileri sürdü. Baykal törende yaptığı konuşmada “Başörtülüsü, türbanlısı, açık başlısı, genci, yaşlısı, kadını, erkeği hep birlikte yola çıkıyoruz. Birbirimize değer vererek, saygı göstererek yola çıkıyoruz. Yolumuz açık olsun” diye konuştu. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, partisine katılımların sıradan bir konu olmadığını belirterek, “Bugün sadece bir partiye katılmıyorsunuz, Türkiye siyasetine dayatılan bir yanlışlığı ortadan kaldırıyorsunuz. Bir tuzağı kürüyorsunuz, bir oyunu bozuyorsunuz” dedi. CHP lideri daha sonra partiye katılan 8 bin kişi adına sembolik olarak 6 partiliye rozetlerini taktı. Baykal’ın rozet taktığı yeni partililer arasında çarşaflı kadınların da bulunması dikkat çekti. CHP lideri Gazi Mahallesi’nde bir cemevini de ziyaret etti. Birlik mesajları veren CHP lideri, “Türk var. Sünni var. Arap var. Şii var. Sanki her biri ayrı bir milletmiş gibi algılanmaya başlandı. Bu ayrımcılığın, bu mezhepçiliğin, bu inanç ayrılığına dayalı siyasi oluşum zihniyetinin insanları getireceği sonuç budur” dedi. Erdoğan’ı eleştirdi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 6.5 yıl sonra IMF ile anlaşma yapmak için Amerika’da yetkililerle müzakere yaptığını belirten Baykal, “6.5 yıldan sonra tekrar IMF’ye mecbur kalacak duruma bu ekonomiyi kim soktu? Bugün geldiğimiz noktada, ‘vatandaşın durumu düzeldi, işsizlik azaldı, gençlerimiz daha rahat iş bulabiliyor, emeklilerin ücreti arttı, işsizlik azaldı, esnafın durumu düzeldi’ diyebilir miyiz?” şeklinde konuştu. Cumhuriyet tarihinde bütün iktidarların yaptığı toplam borç miktarının 220 milyar dolar, sadece bu iktidar dönemindeki toplam borcun ise 280 milyar dolar olduğunu öne süren Deniz Baykal, şunları söyledi: “Türkiye borca batmıştır. Devletin elinde, avucunda ne varsa satılmıştır. Devletin şirketleri, bankaları, büyük sanayi tesisleri ne varsa hepsi elden çıkarılmıştır. Karşılığında sanayileşme mi oldu? Büyük altyapı hamlesi mi var? Hiçbir şey yok. Artık bu sıkıntı saklanamaz hale gelmiştir. Hükümet zam üzerine zam yapmaya başlamıştır. Bir gece yarısı saat 02.00’de doğalgaza yüzde 22.5 zam yapılmıştır. Siz gece yarısı zam yapıldığını gördünüz mü? Kendine güvenen gündüz vakti çıkar, ilan eder. Söyleyecek, savunacak halleri yok. Ekonomi krize giriyor.” CHP Genel Başkanı Baykal, ekonomiyi krizden çıkarmak için sadece bankaları ve sanayi kuruluşlarını desteklemenin yetmeyeceğini, üretimin yanında tüketimin de teşvik edilmesi, vatandaşın, emeklinin, işçinin alım gücünün mutlaka artırılması gerektiğini belirtti. Hükümetin kriz karşısında bildiği yöntemin, “zam politikası” olduğunu iddia eden Baykal, “Sadece zamla kriz önlenemez. Bu anlayışı değiştirmek gerekiyor” dedi. ‘Türkiye’yi kaynaştırmak lazım’ Ülkenin genel gidişatının da iyi olmadığını, güvensizlik, kuşku ortamı oluşmaya başladığını, vatandaşın gelecekten kaygı duyduğunu ileri süren Baykal, şöyle konuştu: “Türkiye’yi kaynaştırmak, bütünleştirmek lazım. Onun için Başbakanın çıkıp vatandaşa ‘Beğenmiyorsan çek git’ dememesi lazım. Beğenmek ya da beğenmemek vatandaşın demokratik hakkıdır. Vatandaş beğenmeyecek, istemeyecek. Vatandaş beğenmeyince ‘git’ diyecek. Vatandaş beğenmediğinde iktidar çekip gidecek. İktidarı kim getirdi? Vatandaş. Vatandaş seni getirdiği zaman iyi de beğenmediği zaman kötü mü? Vatandaşa saygı duyacaksın. Sakın ha ‘vatandaş kendisine yapılan haksızlığı kendi silahıyla ortadan kaldırır’ demeyeceksin. Haksızlıkları ortadan kaldırmak için devlet var. Devletin, ordunun, jandarmanın, emniyetin, içişleri bakanının, valilerin, savcıların, hakimlerin görevi, vatandaşın kendi hakkını elinde pompalı tüfeğiyle almak zorunda kalmasına engel olmaktır.” Deniz Baykal, Türkiye’nin yeni bir başlangıca ihtiyacı olduğunu da ifade ederek, “Bu başlangıçta, kimse kimseyi dışlamasın, kimse kimseyi inancından, etnik kökeninden, mezhebinden, memleketinden dolayı dışlamaya kalkışmasın. Hepimiz kardeşiz, hepimiz eşitiz. Siyaseti inanç işiyle, mezhep işiyle, memleket işiyle hiçbir şekilde karıştırmayacağız” diye konuştu. CHP Lideri, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizi kimsenin etiketlemesine, kimsenin bizi tasnif etmesine, kimsenin bizi birbirimizden ayırmasına izin vermeyeceğiz. Bugün burada siz sadece bu partiye katılmıyorsunuz. Bugün burada siz Türkiye siyasetine dayatılan bir yanlışlığı ortadan kaldırıyorsunuz, bir tuzağı kürüyorsunuz, bir oyunu bozuyorsunuz. Birileri çıkacak ‘din, iman’ diyecek. ‘Aman ha o partiye oy verme. Aman ha bu partiye oy verme.’ Ne yapacağım? ‘Sen bana oy vereceksin.’ Peki sen kimsin, ne yapıyorsun? ‘Ben işime gelince din derim, iman derim oyları alırım. Ondan sonra da giderim Almanya’ya vatandaşın fitresine, zekatına göz koyarım. Toplarım onları getiririm kendi siyasetime harcarım.’ Sen çıkmışsın ‘din, iman’ diye oyları alacaksın. Ondan sonra her yolsuzluğu sen yapacaksın. Ben de gideceğim sana oy vereceğim. Yok böyle şey.” ‘Baş örtülüsü, türbanlısı, açık başlısı ile yola çıkıyoruz’ Baykal, sözlerini, “Baş örtülüsü, türbanlısı, açık başlısı, genci, yaşlısı, kadını, erkeği hep birlikte yola çıkıyoruz. Kardeşçe, birbirimize değer vererek, saygı göstererek yola çıkıyoruz. Yolunuz, yolumuz açık olsun” diye tamamladı.