CHP'den askeri casusluk davası raporu: Orduda 400 casus olur mu?

CHP'den askeri casusluk davası raporu: Orduda 400 casus olur mu?

HÜLYA KARABAĞLI/Ankara

 

CHP, yüksek rütbeli 56 askeri personelin de tutuklu olduğu 280 sanıklı askeri casusluk, şantaj ve fuhuş suçlaması davasıyla ilgili hazırladığı raporda “Bir orduda 400 casus olur mu? Bu ülkenin kurumları nasıl fark etmedi” dedi. “Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar bu 400 casusu bilmiyordu ise, tek suçlu Genel Kurmay Başkanlığıdır. Genelkurmay Başkanı derhal istifa etmelidir” denilen raporda, askeri cezaevindeki iki kadın mahkumun tam bir tecrit hayatı yaşadıklarına dikkat çekildi.

Raporda, silahlı kuvvetlerin en kritik bilgisayarların imajları alınması nedeniyle ileri askeri gizlilikteki çok sayıda belgenin polis ve savcıların elinde olduğu vurgulandı.

20 askeri personelle yüz yüze görüşme

CHP Cezaevleri İnceleme Komisyonu adına Manisa Milletvekili Özgür Özel, askeri casusluk, şantaj ve fuhuş suçlamaları kapsamında İzmir Ege Ordu Komutanlığı’nda Askeri Ceza ve Tutukevini üç kez ziyaret etti. 56 tutuklu askeri personelden 20’li ile yüz yüze görüştü.  Görüşmelere bazı CHP’liler de katıldı. CHP’nin raporunda yer alan değerlendirmeler ve sonuç bölümü şöyle:

DAVANIN SON KARARINDA İDDİALAR YOK: İstanbul’da görülen 1. Casusluk davasında 100’den fazla kişi bulunuyordu ve iddialar askeri casusluk ve şantaj üzerineydi. Ancak davanın son kararında bu iddiaların hiçbiri yer almadı. Şimdi, İzmir’de görülecek olan bu dava da casusluk diyerek başladı. Şimdi bu davanın da görülmesi sürecinde, tutukluluk süreci ile, terfiler donacak, eğitimler kalacak, yurtdışına eğitim yada göreve gidecek olanların önü kesilmiş olacak. 

HEPSİ DÜŞÜK GELİRLİ AİLENİN ÇOCUKLARI: Bir kısmı birbirini ilk kez burada tanımış. Birbirilerinin hayat hikayelerini burada öğrenip benzerliklerine onlar da şaşırıyorlar. Birbirlerini tanımayan bu askerlere göre, askeri casusluk, şantaj ve fuhuş suçunun dışında bir tek ortak noktaları var: Geçmiş hikayeleri ve gelecek beklentileri. Hepsi düşük gelirli ailelerin çocukları. Hali hazırda da mal varlıkları son derece mütevazi, en büyük zenginlikleri silahlı kuvvetlerden almış oldukları ödüller ve takdirnameler. Hemen hepsi evli ve çocuk sahibi. Başarılı, azimli, işkolik insanlar olmaları bir diğer ortak özellikleri.

TOZLU BUZDOLABININ ARKASINDA PIRIL PIRIL HARDDİSK: Hepsi dijital delillerle suçlanıyor. Somut olarak ise başka hiçbir delil yok. Örneğin birisinin delili, buzdolabının arkasındaki toz içindeki tellerin içinden bulunmuş pırıl pırıl bir harddisk. Personelin görevde olup aylardır girmediği evinin kapısında birkaç gün önce görülen polisler değil de,  görevde olduğunu resmen kanıtlı personel şüpheli.

HEPSİ KREDİ KART BORÇLUSU: Hemen hepsinin kredi kartı borcu var. Maaşlarının üçte ikisini aldıkları için pek çoğunun ödemeler dengesi bozulmuş, bazıları çocuklarını okudukları özel okuldan almak durumuna gelmiş, ama hepsi para karşılığı belge satmakla suçlanıyor. Hem de, hiçbirinin hesabında bırakın öyle büyük paraları borçlarını dahi ödemeye yetecek kadar parası yok.

BABALARINI TATBİKATTA SANIYORLAR: Yaşlı anne babası kendisini yurtdışı görevinde sanan komutanlar mı ararsınız, minicik oğlu, kızı, babaları tatbikata gitti sananlar mı? Meme kanseri olmuş ve eşini içerde olduğu için yeterince tedavi ettiremediğini düşünen bir yüzbaşının eşinin kemik metastazından haberdar olarak yıkılışını mı?

İKİ KADIN TUTUKLU TECRİTTE: Davanın iki kadın tutuklusu,  kadın cezaevi ve askeri cezaevi ile ilgili düzenlemelerin üst üste binişmesinden dolayı iki kişilik koğuşta adeta tecrit halindeler. Erkek mahkumlarla kadın mahkumların görüştürülmemesi ilkesi ve askeri cezaevindeki tek kadın mahkum olmalarından dolayı sadece ikisi bir yerde ve tam bir tecritteler. Özellikle bu da psikolojik olarak onları kötü etkiliyor. Diğerleri ise 15 er kişilik koğuştalar.

400 CASUS NASIL  FARKEDİLMEDİ: 400 casusu bugüne kadar bu ülkenin kurumları nasıl fark etmedi? Cumhuriyet tarihinde bugüne kadar sadece bir subay casusluktan yakalanıp, hüküm giymiş. Burada ise 280, İstanbul’da ki dava ile de birleştirince 400 casusun olduğu bir silahlı kuvvetler nasıl olabilir? Eğer varsa, bugüne kadar MİT, Jandarma İstihbarat Teşkilatı, ordudaki her birimdeki istihbarat teşkilatları, Genel Kurmay’ın istihbaratı bugüne kadar bu nu nasıl fark edemedi? Ve her şey yurtdışından gelen bir isimsiz elektronik posta ile ortaya çıktı. Eğer 400 casus varsa silahlı kuvvetlerde, Genel Kurmay Başkanı, Milli Savunma Bakanı ve bu ordunun Başkomutanı onların sorumlu olması gerekmez mi? Bir orduda 400 casus mu olur?

GENELKURMAY BAŞKANI İSTİFA ETMELİ: Genelkurmay Silahlı kuvvetlerin içerisinde bu kadar casus şüphelisinin bulunması olacak şey değildir ve bu konuda tutuklu askerlerin tamamı hemfikirdir. Hepsi farklı alanlarda olan ama her biri tek tek kendi alanında büyük başarılara imza atmış subayların askeri casuslukla suçlandığı böyle bir davada, eğer Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar bu 400 casusu bilmiyordu ise, tek suçlu Genel Kurmay Başkanlığıdır. Genel Kurmay Başkanı derhal istifa etmelidir!

Kimler var?

Deniz Kuvvetlerinin boğaz komutanlıklarından başlayarak İskenderun’a kadar neredeyse tüm deniz üst komutanları, komodorlar, firkateyn komutanları, Hava Kuvvetlerinin kendi dönem arkadaşlarından 3 ila 5 yıl ileriye terfi etmiş olan ve geleceğin Hava Kuvvetleri Komutanlığı için birbiri ile ileride yarışacak 3 tane F-16 Filo Komutanı, Ankara ve İstanbul GATA’dan en başarılı bilim adamları, Diyarbakır askeri hastanesinin başhekimi, Jandarma Genel Komutanlığı’nın Muhabere Komutanlığı ve MEBS Başkanlığı’nın çok kritik subayları, özelikle subayların askere alınmasında, subaylık sınavlarında, subayların seçilmesinde, terfide, eğitiminde, en kritik görevlerde bulunan komutanlar,  bütün dünyadaki ilaç devlerinin peşinde olduğu, şizofreniye çare bulan bilim adamından, Savarona gemisindeki fuhuş operasyonunu yapan bot komutanına, Milli Gemi Projesi’nin ve Milli Torpido projesinin başındaki komutanlara kadar birçok üst düzey ve kritik görevdeki subay burada bulunuyor.