- HÜLYA KARABAĞLI
Ankara
CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, “1981 tarihinde yürürlüğe giren Şehir Tiyatroları’nın işleyişini belirleyen yönetmelikte yapılan değişiklik hangi ihtiyaç sonrası ortaya çıkmıştır?” diye sordu.
Yapılan düzenlemenin Anayasa’nın sanat ve sanatçıları güvence altına alan iki hükmüne aykırı olduğuna dikkat çeken Nazlıaka, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a, “ Kamuoyunda bu düzenleme, İnsanlık Anıtı’na “ucube” diyen, evrensel sanatı yok sayan AKP’nin dünya görüşü ve sanata anlayışının yeni bir uygulaması olarak değerlendirilmektedir. Sanat dünyasından ve kamuoyundan yükselen bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz”.
CHP’li Nazlıaka, sanatçıların peş peşe istifalarına neden olan Şehit Tiyatroları’nda olan biten hakkında Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a bir dizi soru yöneltti. Anayasaya aykırılık iddiasına yer verdi. Anayasa’nın 27 ve 64. Maddelerinin sanat, sanat eserleri ve sanatçıları güvence altına aldığını hatırlatan Nazlıaka, “ Buna göre Şehir Tiyatroları Yönetmeliği’ne yapılmak istenen değişiklik Anayasa’ya aykırı değil midir”.
Şehir Tiyatroları’nın 10 sahnede her gün yaklaşık 2000 civarında seyirciye perdelerini açtığına dikkat çeken Nazlıaka, 1981 tarihli yönetmelik üzerinde yapılan değişikliğe dikkat çekti ve “ Hazırlanan yeni yönetmelik ile Şehir Tiyatroları, sanat kurumu olmaktan fiilen çıkarılmıştır. Bu değişikliklerle Şehir Tiyatroları’nın 100 yıla yaklaşan geleneği yok edilmeye çalışılmaktadır”. Nazlıaka’nın bakan Günay’a yönelttiği sorular şöyle:
-1981 tarihinde yürürlüğe giren Şehir Tiyatroları’nın işleyişini belirleyen yönetmelikte yapılan değişiklik hangi ihtiyaç sonrası ortaya çıkmıştır? Bu değişiklikler yapılırken kültür sanat dernekleri ve meslek birliklerinden görüş alınmış mıdır?
-1981 tarihli yönetmelikte yapılan radikal değişiklikler kimler veya hangi kurul tarafından belirlenmiştir? Bu kişilerin görev ve unvanları nedir? Sanatla olan ilişkileri nedir?
-Şehir Tiyatroları için kullanılan “sanat kurumu” ifadesinin yeni hazırlanan yönetmelikte çıkarılarak yerine “Şehir Tiyatroları Şube Müdürlüğü” ifadesinin getirilmesinin gerekçesi nedir?
-Kamuoyunda bu düzenleme, İnsanlık Anıtı’na “ucube” diyen, evrensel sanatı yok sayan AKP’nin dünya görüşü ve sanata anlayışının yeni bir uygulaması olarak değerlendirilmektedir. Sanat dünyasından ve kamuoyundan yükselen bu eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Şehir Tiyatroları’nın sanatçılar tarafından yönetilmesinden daha doğal bir şey yoktur. Böylesi önemli bir sanat kurumun Kültür ve Sanat İşleri Dair Başkanlığı’na bağlı Şube Müdürlüğü bürokratlarınca yönetilmesi uygun mudur? Bunun gerekçesi nedir?
-1981 tarihli yönetmeliğe göre yedi kişilik yönetim kurulundaki yöneticilerin dördü sanatçılardan oluşurken yeni yönetmeliğe göre yönetim kurulunda sadece BİR sanatçı yer alacaktır. Bu kadar önemli bir sanat kurumunun yönetiminden sanatçıları uzaklaştırmanın gerekçesi nedir?
-1981 tarihli yönetmelikte Repertuar Kurulu’nun adı yeni yönetmelikle Edebi Kurul olarak değiştirilmekte ve yetkileri artırılmaktadır. Sanatçı olmayanlar tarafından oyunların belirlenmesi şeklinde düzenlenen bu maddenin gerekçesi nedir? Edebi Kurul’un belirleyeceği oyunlar dışında Genel Sanat Yönetmeni’nin oyun seçemeyecek olması sanatın ve sanatçının özgürlüğünün yok edilmesi anlamını taşımaz mı? Bundan sonra oyunların belirlenmesinde seçilen belediye başkanlarının ideolojik duruşu mu belirleyici olacaktır?
-Yeni yönetmelikle getirilen “topumun genel etik değerlerine saygı gösterilmesini sağlamak” ifadesi ile ne kast edilmektedir? Toplumun etik değerleri gibi kişiden kişiye fark gösterebilecek soyut ifadelerle sanatı ve sanatçıyı denetleme görevini bürokratlara devretmek sanatın özü ve evrensel sanat anlayışıyla bağdaşır mı?
-1981 tarihli yönetmeliğe göre yönetim kurulu başkanı olan Genel Sanat Yönetmeninin tiyatro alanında çalışmış olması şart koşulurken yeni yönetmelikte Genel Sanat Yönetmeni’nin sanata ve sanatçıya ilişkin yetkileri sınırlandırılarak bu görevlerin büyük çoğunluğu tiyatro müdürüne bırakılmıştır, Bu değişiklik ile Genel Sanat yönetmeni idare tarafından alınan kararları uygulayan bir üye haline getirilmektedir. Ayrıca Genel Sanat Yönetmeni olabilmenin şartına “fakülte ve dengi okul mezunu olmak kaydıyla, memur olma şartlarını taşıyan, kurum içinden veya dışından sanatkar memur statüsüne atanabilme şartlarına haiz” ifadesi eklenmiştir. Bu değişiklikler Şehir Tiyatroları’nın yönetiminden sanatçıları uzaklaştırılmayacak mıdır? Yeni yönetmelikle hedeflenen bu mudur?
-Şehir Tiyatroları Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklerle Disiplin Kurulu’nun başkanlığına aynı zamanda yönetim kurulunun başkanı olan kişinin getirilmesi adalet duygusunu sarsmayacak mıdır? Bu değişiklik genel yönetim ve hukuk prensipleri ile bağdaşmakta mıdır?
- Şehir Tiyatroları’nı yönetmesi düşünülen bürokratların seçilme kriterleri ne olacaktır?
-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 27. Maddesi’nde “Herkes, bilim ve sanatı serbestçe öğrenme ve öğretme, açıklama, yayma ve bu alanlarda her türlü araştırma hakkına sahiptir.” denmektedir. Yine 64. maddede de “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.” denmektedir. Buna göre Şehir Tiyatroları Yönetmeliği’ne yapılmak istenen değişiklik Anayasa’ya aykırı değil midir?
- Sanat dünyası ve kamuoyunda büyük tepkiye neden olan, Anayasaya aykırı olan bu değişikliği geri çekmeyi düşünüyor musunuz?