Hülya Karabağlı / Ankara
T24'ün ortaya çıkardığı, MİT'in Taraf yazarlarını sahte isimle dinlerken hakimleri koordine ettiği savunması TBMM gündemine geldi. CHP'nin Başbakan Tayyip Erdoğan'a yönelttiği önergede, "Bugüne kadar bu yöntemle kaç kişi kod isimle dinlenmiştir? MİT'in, hakimlerle koordinasyonu, yasadışı dinleme imkanı mı sağlıyor? Bu uygulamanın “hakimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiği” ifade edilmekle, yargı yetkisini tarafsız kullanmakla yükümlü olan hakimler, MİT görevlileri ile ne gibi koordinasyon içine girmişlerdir?" sorularına cevap istendi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, T24'te yayınlanan "MİT'in, sahte isimlerle mahkemeleri kandırarak değil, hâkimleri koordine ederek dinleme kararları aldırdığı" haberinin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan'a, "Bugüne kadar bu yöntemle kaç kişi kod isimle dinlenmiştir" diye sordu. MİT'in dinleme yetkisinin sınırlarını bağlı oldukları yasalarla anlatan Tezcan, buna rağmen Taraf gazetesi yazarlarının Başbakanlık yönetmeliğine dayandırılarak dinlendirildiğine dikkat çekti. Tezcan, Başbakana " Başbakanlık yönetmeliği, yasanın üstünde midir" dedi. CHP'li Tezcan'ın Başbakana yönelttiği soru önergesi ve gerekçesi şöyle:
“MİT Müsteşarlığının casusluk faaliyeti yaptıkları iddiasıyla Ahmet Hüsrev Altan, Markar Eseyan, Mehmet Baransu, Yasemin Çongar, Mehmet Hasan Altan ve Amberin Zaman hakkında kod isimler kullanmak suretiyle mahkemelerden dinleme kararı aldırıp telefonlarının dinlendiği anlaşılmıştır.
Dinleme talep ve kararı için dinlenen kişinin kimliğinin açıkça belirtilmesi ve telefonun ona aidiyetinin saptanması bir zorunluluktur.
Nitekim MİT Kanununun önleyici dinlemeye ilişkin 6. maddesinin 4. fıkrası aşağıdaki şekilde olup, dinlenen kişinin kimliğinin açıkça belirtilmesini zorunlu kılmaktadır.
(Ek fıkra: 3/7/2005 – 5397/3 md.) Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenler belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usûlle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, casusluk faaliyetlerinin tespiti ve terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Bu durumda kişinin isminin belirtilmeden kod adla dinlenmesi açıkça yasaya aykırıdır. Sorumluların eylemi suçtur.
Yasa dışı dinleme yapan MİT yetkilileri hakkında soruşturma izni istenmesi karşısında, Başbakanlığınızca çıkarılan MİT’in Kuruluş, Görev, Yetki ve Sorumlulukları Yönetmeliği gerekçe gösterilerek, “kod isim uygulamasının bu yönetmelik gereği olduğu” ifade edilmiş ve soruşturma izni verilmemiştir.
- Yasanın açık hükmüne rağmen, Başbakanlık yönetmeliği yasanın üstünde midir?
- Yasa ile zorunlu tutulan kimlik belirtme şartı, yönetmelikle kaldırılabilir mi?
- Yönetmeliğin “görevle ilgili çalışmalarda gizli faaliyet, usul, prensip ve tekniklerinin kullanılabileceği” hükmü, Mahkemeleri kandırma yetkisi vermekte midir?
- Bu uygulamanın “hakimlerle kurulan koordinasyon çerçevesinde tatbik edildiği” ifade edilmekle, yargı yetkisini tarafsız kullanmakla yükümlü olan hakimler, MİT görevlileri ile ne gibi koordinasyon içine girmişlerdir?
- Bu koordinasyon, yasa hükmünü uygulamadan yasa dışı dinleme yapma imkanı sağlamakta mıdır?
- Açıkça yasaya aykırı olan bu durumun soruşturulmasını engellemek, Başbakan olarak suçu ve suçluyu koruma faaliyeti değil midir?
-Bu güne kadar bu yöntemle kaç kişi kod isimle dinlenmiştir?”