Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, dört bakanın aklanmasında AKP’lilerin "hükümete karşı darbe" argümanı için Meclis Araştırması verdi. “17-25 Aralık 2014 tarihlerinde bazı işadamları, bakan ve bakan yakınlarına yönelik yolsuzluk soruşturmalarının yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bu soruşturmaların bir darbe girişimi olduğu hükümet ve belli medya tarafından dile getirilmektedir” diyen Cihaner, söz konusu yolsuzluk soruşturmalarının hükümeti devirmeye yönelik darbe girişimi olup olmadığının Meclis eliyle araştırılmasını istedi.
TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesi şöyle:
17-25 Aralık 2014 tarihinde bazı işadamları, banka yöneticileri, bakanlar ve yakınlarına yönelik yolsuzluk soruşturmaları yapılmış, bu soruşturmalar sonucunda arama ve inceleme yapılan şahısların evlerinde ve işyerlerinde kaynağı açıklanamayan yüklü miktarda paralar bulunmuş, bu soruşturmalar esnasında, dönemin Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN, Avrupa Birliği Bakanı Egemen BAĞIŞ, İçişleri Bakanı Muammer GÜLER, Ekonomi Bakanı Zafer ÇAĞLAYAN, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan BAYRAKTAR, banka yöneticileri, bazı işadamları ile hükümet üyelerinin yakınlarına ait telefon konuşmaları kamuoyuna yansımıştır. Bu telefon konuşmalarından ve evlerde bulunan yüklü miktardaki kaynağı açıklanamayan paralardan büyük bir yolsuzluk yapıldığı kanısı toplumda oluşmuştur.
Sonraki süreçte, dönemin Başbakanı Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından, aslında ortada bir yolsuzluk olmadığı, devletin çeşitli birimlerine sızan, adına “PARALEL YAPI” olarak adlandırılan, Fettullah Gülen’e bağlı kamu görevlilerinin, amacının öncelikle hükümeti devirmek sonra ise devleti ele geçirmek olduğu açıklanmıştır.
17-25 Aralık 2014 tarihlerinde yapılan yolsuzluk soruşturmalarının ve yolsuzluğa adı karışan dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmeye çalışılmasının bir darbe girişimi olduğu, bunun da; adına “PARALEL YAPI” denilen grup tarafından organize edildiği haberlerinin 5 Ocak 2014 tarihinde ve önceki tarihlerde bazı basın yayın/yayım organlarına yansıdığı görülmüştür.
17-25 Aralık 2014 tarihinde yapılan yolsuzluk soruşturmalarının, bu soruşturmalar çerçevesinde bazı işadamlarının ve bakan yakınlarına yönelik yapılan tutuklamaların bununla birlikte dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmeme sürecinin bir darbe girişimi olup olmadığının, ilgili kurumsal yapıların bu hususlardaki kararlarının ve uygulamalarının değerlendirilmesi, var olan sorunlarının ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Nitekim, 4/4/2012 tarihinde AKP’li 125 milletvekilinin imzası ile “Ülkemizde Demokrasiye Müdahale Eden Tüm Darbe ve Muhtıralar ile Demokrasiyi İşlevsiz Kılan Diğer Bütün Girişim ve Süreçlerin Tüm Boyutları ile Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi” amacı ile bir Meclis Araştırma Komisyonu kurulması teklif edilmiştir.
Bu teklif AKP’li 125 milletvekili tarafından; “….Darbeler ve muhtıralar, sebebi ne olursa olsun demokrasiye, ülkeye ve millete çok ağır bedeller ödeten ve açıkça suç teşkil eden eylemlerdir. Darbelerin ve muhtıraların ülkemizde yol açtığı ekonomik, sosyal, hukuki ve siyasi tahribatın günümüze de sirayet eden görünür ve görünmez etkileriyle, toplum ve bireyler üzerinde meydana getirdiği maddi ve manevi zararların ve hak ihlallerinin kapsamlı biçimde araştırılarak alınması gerekli tedbirlerin tespiti bakımından bir meclis araştırma komisyonu kurulması amacıyla işbu önerge verilmiştir…” şeklinde gerekçelendirilmiştir. AKP’li 125 Milletvekilinin de gerekçede belirttiği gibi, darbeler ve muhtıralar devlet ve birey üzerinde sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasi tahribatlara yol açmaktadır.
Bu nedenle 17-25 Aralık 2014 tarihinde yapılan yolsuzluk soruşturmalarının ve dört eski bakanın Yüce Divan’a gönderilip gönderilmeme sürecinin, bir darbe girişimi olup olmadığının ve Yüce Divan olarak görev yapan Anayasa Mahkemesi’nin bu darbe girişiminin bir parçası olup olmadığının, Meclis Araştırma Komisyonu kurularak, ilgili bakanlıklar ve kurumsal yapılar, diğer kamu kurumları, şahıslar ve işadamları ile bağlantılı yönlerini kapsayacak şekilde, devlette ve bireyler üzerinde oluşturduğu söylenen sosyal, ekonomik, hukuki ve siyasi tahrifatın araştırılmasına ve kamuoyunun bilgilendirilmesine gerek duyulmuştur.