Hülya KarabağlıT24 / ANKARA - CHP, Bayrampaşa Cezaevi'nde F Tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla başlatılan ölüm oruçlarına son vermek için düzenlenen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan "Hayata Dönüş’ operasyonunu yakın takibe aldı.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Üyesi, İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Bayrampaşa Cezaevi’nde ölümlerle biten müdahalelerin 2 bin yılında yaşanmasına rağmen üçüncü duruşmanın yapılmasını eleştirdi ve “Aradan 11 yıl geçmiş. 12 kişi ölmüş. Hala davanın üçüncü duruşması yapılıyor. Savcılık re’sen el koymadığı için müştekilerin şikâyeti üzerine dava açılıyor. Böyle bir olay, şikâyete bağlı olabilir mi?”
Bedenler kömür olmuş
Duruşmada, müdahale sırasında kullanılan bomba, müdahale biçimi, kadınlar koğuşundaki ölümlerle ilgili tanık ifadelerinin çok çarpıcı olduğunu anlatan Mahmut Tanal, “Adli Tıp’tan gelen raporlara göre, bazılarının bedenleri kömür olmuş. Elbiseler yanmamış ama vücutlar kömürleşmiş. Fosfor bombası iddiaları var. Bu tür bombaların İsrail’in Filistin’de kullandığı bombalar olduğu söyleniyor. İsrail yapınca kötülük oluyor da; biz de yapılınca kötülükten sayılmayacak mı? Kötülük her yerde kötülüktür”.
39 ere kim emir verdi
Jandarma Genel Komutanlığı’nın müdahalede kullanıldığı söylenen bombaların envanterinde kayıtlı olmadığını mahkemeye bildirdiğini söyleyen Tanal, “Mahkemeye resmi bir yazı gönderilmiş. Öyleyse, bu bombalar kime ait. 39 er’e müdahale emrini kim verdi. Kadınlar koğuşuna bombalar nasıl bırakıldı. Kullanılan silahların türü ve özelliklerinin ortaya çıkması lazım.”
Tutuksuz nasıl yargılanırlar
“Vahim olan 39 askerin yargılanmadan muaf tutulması” diyen Tanal, bu durumun da çarpıcı bir karar olduğuna dikkat çekti.
Jandarma’ya ‘kimyasal silah’ sorusu
Hayata Dönüş Operasyonun 3. duruşmasında mahkeme operasyonda kimyasal madde kullanılıp kullanılmadığının Jandarma Genel Komutanlığı'na sorulmasına karar verdi. Mahkeme, Bayrampaşa Cezaevi müdahalesinde fiilen görev alan Jandarma Özel Asayiş Komutanlığı personelinin görev ve açık kimliğinin Genelkurmay Başkanlığı'ndan, İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden ve Jandarma Genel Komutanlığı'ndan istenmesine karar verdi. Mahkeme, verdiği kararda operasyonun bütün safhalarının video ve kamera kayıtları ile tespitinin yapılması, ayrıca ele geçirilen silah, diğer malzemelerin kayıtlarının İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'na yazı yazılmasını istedi. Mahkeme operasyon sırasında kullanılan silahların niteliklerinin neler olduğunun sorulması için Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi. Operasyonda kimyasal madde kullanılıp kullanılmadığı hakkında bilgi almak için Jandarma Genel Komutanlığı'na yazı yazılmasına karar veren mahkeme, duruşmayı 2 Aralık 2011 tarihine erteledi.
Bayrampaşa Cezaevi'ne düzenlenen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan Hayata Dönüş Operasyonu'na ilişkin 39 erin yargılandığı davada sanıklar duruşmaya gelmedi. Müdahil avukatlar "Tufan" planında her şeyin kaydedildiğini ifade ederek, ilgili kurumlardan operasyonun kayıtlarını istedi. Dava eksiklerin giderilmesi için ertelendi.
Bayrampaşa Cezaevi'nde F Tipi cezaevlerini protesto etmek amacıyla başlatılan ölüm oruçlarına son vermek için düzenlenen ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan "Hayata Dönüş Operasyonu”na ilişkin görülen davada 39 erin yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya sanıklar, vareste tutuldukları gerekçesiyle gelmedi.
Duruşmada, operasyon esnasında Bayrampaşa Cezaevinde C2 koğuşunda hükümlü olarak yatan Sakine Demir müşteki olarak ifade verdi. Sakine Demir silah sesleriyle uyandığını belirterek, "İçeri gaz bombaları atılıyordu, çığlıklar yükseliyordu, arkadaşlarımız yanıyordu. Yanan kadınları çok iyi tanıyordum. Attıkları bombalar elbiselerimizi değil, derimizi yakıyordu. Havalandırmaya çıktık. Hem yağmur yağıyordu hem üzerimize su sıkıyorlardı. Yanan koğuşlara değil bize su sıktılar. Parmaklıkların arasından dışarı baktım. Savaş alanı gibiydi her taraf" diye konuştu.
Avukatlar, dönemin yetkililerinin yargılanması gerektiğini savunarak, operasyonda kullanılan mühimmatın niteliği için ilgili kurumlara yazı yazılmasını ve olaya ilişkin fotoğraf ve görüntülerin kurumlarca mahkemeye gönderilmesini istedi. Uzman Jandarma Çavuş olarak operasyona katılan Altan Sabsız, verdiği ifadede, ateşli silahlarla müdahaleye başlandığını ve envanterde bulunmayan değişik gaz bombaları ve özel otomatik tabancalar kullanıldığını söyledi. Koğuşlardaki yangına itfaiyenin de müdahale etmediğini savunan Sabsız, bazı rütbelilerin, mahkûmlara 'sizi kurtaracağız, yaş battaniye atıyoruz, bunlara sarılın ve kendinizi koruyun' dediklerini ama battaniyelere yanıcı madde dökülmüş olduğunu, bu şekilde yanmayı hızlandırdıklarını iddia etti.
Duruşmanın bitimine yakın müdahil avukatlarının sayısı 30'u bulan taleplerinin ardından mahkeme taleplerin değerlendirilmesi için kısa bir ara verdi. Aranın ardından mahkeme, talepler hakkındaki kararını açıkladı. Cezaevi müdahalesinde fiilen görev aldıkları anlaşılan jandarma özel asayiş komutanlığı personelinin görev ve açık kimliklerinin Genelkurmay Başkanlığı'ndan müdahale planında açıkça yazılı olduğu için İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nden ve Jandarma Genel Komutanlığından sorulması için müzekkere yazılmasını isteyen mahkeme, Bayrampaşa Cezaevinde hayata dönüş operasyonu ile ilgili 16 Ocak 2000 tarihli üçlü protokolün bir suretinin gönderilmesi için İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi.
Öte yandan operasyona katılan birliklerin komutanlarının bağlı bulundukları komutanlıklara sundukları nihai raporları isteyen mahkeme, operasyona katılanların açık kimlik ve rütbelerinin de mahkemeye gönderilmesini istedi. Operasyon sırasında yapılan video kayıtlarının Jandarma Genel Komutanlığı'ndan isteyen mahkeme, olayda hayatını kaybeden Murat Ördekçi, Cengiz Çalıkoparan ve Mustafa Yılmaz'ın vücudundaki çeşitli bölgelerindeki mermi giriş ve çıkış deliklerinin genişletildiğine dair görüntü ve kayıtların yansıdığı adli raporların Adli Tıp Kurumu'ndan mahkemeye celbini istedi.
Operasyonda kullanılan silahların niteliklerini Jandarma Genel Komutanlığı'na sorulmasına karar veren mahkeme, ayrıca mahkûmların vücutlarında erimeye neden olan herhangi kimyasal bir maddenin kullanılıp kullanılmadığını da sorulmasını istedi. Mahkeme son olarak taraf avukatlarının sanıkların duruşmalardan vareste tutulma kararının kaldırılması talebini reddetti.