CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, seçim sonuçlarının sağlıklı toplanması için gerekirse yapay zeka kullanacaklarını söyledi. Adıgüzel, "YSK da seçim sonuçlarını CHP'den öğrenecek" görüşünü dile getirdi.
Siyasi partilere ittifak yolunu açan teklif 'seçim güvenliği' tartışmalarını da alevlendirdi. Teklifin sadece ittifak meselesi olmadığını, seçim güvenliğini ortadan kaldıran çok kritik düzenlemeler içerdiğini savunan CHP, bir yandan diğer partilerin kapısını çalıp alınacak önlemleri konuşurken, diğer yandan seçim güvenliği için parti içindeki çalışmalara hız verdi.
2019 yılında yapılacak seçimlerin demokratik koşullar içerisinde gerçekleşmesi için çalıştıklarını belirten CHP Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, sonuçların sağlıklı toplanması için gerekirse yapay zeka kullanacaklarını söyledi.
Partinin geçmişteki birikimlerini de değerlendirerek gelecek süreci doğru yönetmek için çaba içerisinde olduklarını anlatan Adıgüzel iddialı konuştu: "YSK da seçim sonuçlarını CHP'den öğrenecek."
Gazete Duvar'dan Serkan Alan'ın sorularını yanıtlayan Adıgüzel'in açıklamaları şöyle:
CHP'nin seçim güvenliği için oluşturduğu Komisyon nasıl çalışacak?
"Bu heyetin önceliği seçim güvenliğinin sağlanması. 16 Nisan referandumundan bu yana kamuoyunda seçim güvenliğine ilişkin artan bir endişe var. Bu endişeler Anayasa Komisyonu'nda görüşülmeye başlanan ittifak tasarısı ile daha da görünür olmaya başladı. Biz bu konuda CHP olarak bir inisiyatif aldık. Diğer siyasi parti temsilcileri ile bir araya geliyoruz. Seçim güvenliğine ilişkin zafiyetleri masaya yatıracağız ve birlikte ne yapabiliriz sorusuna yanıt arayacağız. Vatandaşlarımızın seçim güvenliğine yönelik inancını yitirmesine sebep olacak her konunun aydınlatılması için gelişmeleri ve alınan önlemleri bu süreçte şeffafça paylaşacağız.
2019 yılı içerisinde yapılması planlanan 3 seçim için, yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Meclis'e gelen bir tasarı var. Bunu ‘Cumhur ittifakı' olarak lanse ediyorlar. Ama işin içerisine baktığımızda mühürsüz oyların meşru sayılması, güvenlik görevlilerinin sandık başına davet edilmesi ve sandıkların taşınması gibi kritik düzenlemeler var. Bunlar bizim uzun yıllardır yaptığımız itirazlarımızın bir parçasını oluşturuyor. 16 Nisan'da "Mühürsüz pusulaları oya dönüştürdünüz" diye tepki gösterdik. Şimdi fiili durumu meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
CHP olarak geçmiş tecrübelerden yola çıkarak gerekli tedbirleri aldığımızı teknolojik bir altyapı ile veri akışının en hızlı şekilde sağlamak için çalışmalar yaptığımızı tüm vatandaşlarımızın bilmesini isterim. Şöyle iddialı bir söz söylüyoruz: ‘YSK da seçim sonuçlarını CHP'den öğrenecek'. Biz parti olarak yazılım anlamında çok ciddi çalışma yapıyoruz. Tüm Türkiye'deki arkadaşlarımızı seferber edeceğiz. Türkiye'de gerçekten adil bir seçim ortamı yaratmak gayesindeyiz. Gerekirse yapay zekayı mı kullanmamız gerekiyor, onu da kullanacağız.Türkiye haritası hazırlayıp şu noktalarda krizler çıkabilir, bu krizlere karşı bir senaryo analizi yapıp simülasyonlar hazırlayarak sıfır hatayla bu işin içinden çıkmayı hedefliyoruz. Bunu da yapabilecek enerjimiz de var.
16 Nisan Referandumunda bu denli kapsamlı bir çalışma yok muydu?
CHP bütün parametreleri belirleyerek çözüm üretmeye çalışıyor ama bazı noktalarda kısıtlı imkânları olabiliyor. Türkiye'nin bazı noktalarında insan kaynağı kısıtlılığından aksaklıklar oldu. Kimse mühürsüz oyların geçerli sayılacağını tahmin etmiyordu. Sonuçları doğru bir şekilde toparlamaya odaklanmıştık. Ama mühürsüz oyların meşru sayılıp bunun YSK eliyle yapılacağı öngörülememişti. Önümüzdeki seçimlerde elimizdeki verileri iyi analiz ederek özellikle riskli alanları tespit edeceğiz. Geçmiş seçimleri kontrol edip nerede riskler var, bunlara nasıl çözüm üretebiliriz üzerine çalışacağız.
2019 yılında hâlâ seçim güvenliği üzerine konuşmak size ne hissettiriyor?
Dünya başka bir şeyi konuşurken hâlâ seçim güvenliği konuşmamız çok ilkelce geliyor. Zaten iktidarın istediği bu. İnsanları yıldırmaya, korkutmaya çalışıyor. Dünyadaki bütün diktatörlere baktığınızda düşük katılımdan beslenmişlerdir. Katılımı düşürüp, insanları umutsuzlaştırıp buradan kazanım elde etmeye çalışıyorlar. Biz de buna karşı diyoruz ki ‘biz buradayız'. Çok güçlü olsalardı ittifak derdinin içerisine düşmezlerdi.
Ayrıca bu kadar oy hırsızlığına seçim manipülasyonuna rağmen yüzde 1, 1.5 farkla öne geçtiler ki, ben referandumu "Hayır bloğunun" kazandığını düşünüyorum. O gün biz seçim hilelerine tam hazır değildik belki. Şeytanın aklına gelmeyecek yöntemler geliştiriyorlar. Bunun karşısında bu defa hazır olmalıyız. Adalete inanan bütün arkadaşlarımız buna destek olmalı. Biz dimdik ayaktayız seçim güvenliğini siz ne kadar maniple etmeye çalışsanız, yeni yöntemler geliştirseniz de bu defa bütün simülasyonları yapıp hilelerinizi bütün o yeni çıkaracağınız manipülasyon yöntemlerini boşa çıkaracağız. Buna hazırız.
AK Parti ve MHP ittifakını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye tarihine baktığınız zaman siyasette bir artı birin iki etmediğini görüyorsunuz. ‘Ben 2015 1 Kasımı'nda şu kadar almıştım, sen de bu kadar almıştın. Oh ne güzel bu kadar yapıyor' diyen bütün çalışmaların hüsranla sonuçlandığını gördük. Tabanda toplumsal mutabakat yoksa iki genel başkan ‘ben ittifak yaptım gidiyorum' desin bu doğru sonuca ulaşmıyor.
MHP'li seçmen arkadaşlarımın ne kadar sağduyulu olduklarını biliyorum. Bir yıl önce sayın Bahçeli'nin söylediği sözler yenilir yutulur değildi. Hatta ittifak olacak birleşecekler söylemlerini sert bir şekilde yalanlamıştı. Bu kadar zikzaka milliyetçi arkadaşlarımızın pirim vereceklerine inanmıyorum. Bu iş kişilerin bekasının çok üzerinde. Bu ülkenin geleceğini çocuklarımızı torunlarımızı etkileyebilecek bir mesele. Hiç kimsenin ortak aklına 15 yıldır ihtiyaçları olmadı. ‘Ne oldu da yüzde 51'i görünce bir anda dönüp ittifak yaptınız' diye sorarlar insanlara. Bence bu ittifak baştan ölü doğmuştur. Önümüzdeki süreçte de bunu göreceğiz.
İnternet yayınlarına RTÜK denetimi getiren düzenleme Meclis'e getirildi. Düzenlemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Medya, iş adamları eliyle, OHAL döneminde çıkarılan KHK'larla zapturapt altına alındı. Bugün de internet medyası üzerinden bir kuşatma arayışı içerisindeler. Bunu da RTÜK ile yapacağını söylüyorlar. Tamamen keyfiyete açık, ucunun nereye gittiği belli olmayan bir süreç. Türkiye'de herkes çökmüş bir eğitim sistemi olduğunu söylüyor.
Biz çocuklarımıza ücretsiz hızlı internet sağlamayı konuşmak yerine, interneti nasıl sınırlandırırız diye konuşuyoruz. Biz seçim güvenliği, sansür, tweet atanın başına ne gelecek ile uğraşırken insanlar uzaya füze fırlatıp internet erişimini ücretsiz herkesin erişimine açabilmeyi konuşuyor. Bu işin inanılmaz bir bilgi havuzu içerisinde değiştiğini göremeyen bir iktidar var. Sendika.org'u 61 defa kapatan bir iktidar var. 62'nci defa tekrar açıldı. İnternetteki sansür olayı da onların düşündükleri kadar kolay değil.