CHP Parti Meclisi (PM) Üyesi Erdal Aksünger, "Genel Başkanım giderek sertleşen bu süreci lütfen bitirin, imzaları beklemeden partimizi kurultaya götürün. Size yakışan budur. Tarihi göreviniz, misyonunuz budur" dedi. Aksünger açıklamasında, "Bu seçimde bir kez daha merkeze ve sağa yaslanarak başarılı olunmayacağını gördük. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç alınamayacağını söylemekten bıktık, usandık" ifadesini kullandı.
CHP PM Üyesi Erdal Aksünger, parti genel merkezinde olağanüstü kurultay süreciyle ilgili düzenlediği basın toplantısında, "24 Haziran’da sadece bir seçim kaybetmedik, süreci iyi yönetemediğimiz için CHP’yi destekleyen ve bize gönül veren milyonlarca insanı hayal kırıklığına uğrattık" dedi.
Aksünger şöyle devam etti:
"Bu gerçekle yüzleşmeden yerel seçimlere gitmenin bizi daha ağır bir yenilgiye taşıyacağını gördüğümüz için değişim istiyoruz. Gerekçeler üretip onun arkasına saklanmaktan da, yenilgileri galibiyet gibi sunmaktan da artık vazgeçmek istediğimiz için değişim istiyoruz. Bu seçimde bir kez daha merkeze ve sağa yaslanarak başarılı olunmayacağını gördük. Aynı şeyleri yapıp farklı sonuç alınamayacağını söylemekten bıktık, usandık."
"Genel Başkan şu an yaşadığımız tartışmalara meydan vermeden, değişim talebiyle partiyi kurultaya götürseydi şimdi ne imza tartışması ne de parti içinde istenmeyen kutuplaşmalar yaşanırdı" diyen Aksünger, şu değerlendirmede bulundu:
"Partimiz zaman kaybetmez, partide tek adam olmanın yolunu açan tüzüğü demokratikleştirir ve parti içi demokrasiyi işletirdik. Biz şimdi siyaset yapma tarzımızı değiştirmeyi ve yerel seçimler dahil geleceğimizi planlamayı konuşuyor olurduk. Ancak maalesef bu yapılmadı. Bu yapılmadığı gibi CHP’de yapısal sorunlar, örgütsel ve siyasi sorunlar kişilere indirgenmeye çalışılıyor. Çok açık ki, CHP'de kurultay tartışmaları kişisel değil siyasalve örgütsel bir haykırıştır. Değişim kişilere makam aramak yeri değildir. Değişim, partimizi iktidara taşımak için gereklidir."
Aksünger, konuşmasına şöyle devam etti:
"Olağanüstü kurultay talebi etrafında yapılan tartışmaların, delege iradesine yönelik olarak yapılan baskılar bize yakışmıyor. Aramızdaki yoldaşlık hukukunu ciddi bir şekilde zedeliyor. Üstelik zedelenen yalnızca yoldaşlık hukuku da değil, çok önemli değerlerimiz de yara alıyor. Kavgacı ve ötekileştirici dil, hoşgörüyü ortadan kaldırıyor, hepimizi incitiyor. Partimizin merkezinde oturan arkadaşlarımızın kendilerini 'ev sahibi' kendileri gibi düşünmeyenleri de 'misafir' olarak görüyor. Oysa sosyal demokrat bir partide kendisini ev sahibi, başkasını misafir görenler sosyal demokrat olamazlar. Millet İttifakı’nda yer alan partilere gösterilen sevginin, toleransın binde biri bile olağanüstü kurultay isteyen partililere gösterilmiyor."
Seçim sonuçlarının Türkiye’de sol, sosyal demokrat hareketinin yenilenmeye, yeniden yapılanmaya ve en başta da sağa ve merkeze benzeme çabasından vazgeçerek kendisi olmaya ihtiyacının olduğunu gösterdiğine dikkat çeken Aksünger, "İl başkanları ve milletvekilleri kendi illerindeki yüzde 5'lik yüzde 10'luk kayıpları ve nedenlerini sorgulayacaklarına kameraların karşına geçip, hem parti içi kutuplaşmayı koruyorlar hem de değişim isteğine tavır alarak fiili olarak yenilgiyi meşrulaştırıyorlar. Görevleri partiyi iktidara taşımak olan yöneticiler, bunu beceremedikleri gibi, 'biz bu işi çok daha iyi yaparız ve partiyi de iktidara taşırız' diyenlerin de önünü kesmek için 'enerjimizi parti içi gündemlere harcayıp kurultay sürecinde heba etmeyelim' lafının arkasına sığınıyorlar. Çünkü onlar maalesef iktidar deyince parti içi iktidarı anlıyorlar. Oysa iktidar dediğiniz şey devletin kendisidir, yerel yönetimlerdir. Bu zihniyetten bir an önce kurtulmamızın ve iktidara yürümenin yolu, bakış açımızı da siyaset yapma tarzımızı da değiştirmekten geçer. Uzun zamandır koalisyon dahil iktidar olamayan partimizin asıl sorunu esas olarak, kimin genel başkan olacağı değil, hangi kadrolarla ve hangi yönetim anlayışıyla partimizi iktidara taşıyacağımızdır. Bu nedenle partimiz kişisel kinler ve kavgalar üzerinden, dengeler arasında yaratılan yarılmalardan değil ideolojik ve politik duruştan beslenmelidir. Biz bunu istiyoruz.".
Kılıçdaroğlu’na seslenen Aksünger, şunları söyledi:
"Genel Başkanım, giderek sertleşen bu süreci lütfen bitirin, imzaları beklemeden partimizi kurultaya götürün. Size yakışan budur. Tarihi göreviniz, misyonunuz budur. Partimizin örgütsel ve siyasi olarak yenilerek yerel iktidarları alması için artık bu tartışmayı bitirelim. İradenize de, imzanıza da sahip çıkın sayın CHP’nin delegeleri. Parti içi yarılmaya ve kutuplaşmaya izin vermeyelim. Kişisel hesaplarınızı bir kenara bırakın. Değişim ve dönüşüm için partimizi olağanüstü kurultaya birlikte götürelim."
Basın mensuplarının sorularını da cevaplayan Aksünger, bu sürecin mahkemeye taşınması endişelerinin olup olmadığı sorusuna, "Ben bunu doğru bulmuyorum. Taşınma ihtimali her zaman olabilir. Olağanüstü kurultaylar bizim açımızdan birbirimizle aslında diyalog, ortak aklın üretilmesi yeridir aslında. Ama bunu zorla yapmak veya zorla engellemek bence bize yakışmaz" açıklamasında bulundu.
İmzaların toplanıp toplanmadığı ve delegelere baskı iddialarıyla ilgili sorular üzerine Aksünger, şunları kaydetti: "İmza tartışmalarının bitmesi gerektiği bir noktada olduğumuzu düşünüyorum. Kurultayın yapılması yapılmaması meselesinde önümüzdeki süreçte herkesin vicdani olarak sıkıntısı olacağı kesin. Bu imza tartışmalarına genel başkanının son vereceğini düşünüyorum. Baskıların olduğunu ifade etmiştim zaten. İmza toplamak isteyen arkadaşlarımızın hepsi insanları ikna etmeleri çok doğaldır. Tehditlerin veya rüşvetlerin iki taraf içinde ahlaksız bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Genel başkanımızın söylediği ‘tek adam rejimine beraber mücadele etmemiz gerektiği’, bence sayın genel başkan pazartesi 17.00’den bunu sağlayabilir. Bu işi beraber mücadeleyi sağlayacak olan bu partinin genel başkanıdır. Bu partide her zaman bu mücadeleler olur."