CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün yaptığı cinsel suçlulara ‘hadım’ önerisiyle ilgili, “İnsanların fiziksel bir organının işlevsiz kılınmasından çok insanların beyinlerini nasıl hadım edileceğine bakmak gerekir” değerlendirmesinde bulundu. Aldan, "Düne kadar çocuklara cinsel istismara evlenme şartıyla af getiren zihniyetin şimdi ortaya çıkıp idam, hadım palavraları atmaları son derece inandırıcılıktan uzak bir girişimdir" dedi.
CHP’nin hukukçu milletvekili Ömer Süha Aldan, çocuğa yönelik istismar suçlarında cezaları artırmanın dünyanın hiçbir yerinde suçun önüne geçmediğini ileri sürdü. Aldan, İnsanları uzun süre cezaevinde tutarak ya da idam ederek bir suçu yok saymanın çağdışı bir yaklaşım olduğunu savundu.
Aldan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında bu suçlara yönelik ‘idam’ cezası önerisi ile ilgili olarak da "İdam cezasının çocuğa yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılık bahane edilerek sokulmak istenmesi Türkiye’yi onulmaz bir noktaya götürür" dedi.
'Çocuğa cinsel istismar' konusunda ortaya atılan 'idam' ve 'hadım' önerileriyle ilgili olarak CHP’nin Meclis Adalet Komisyonu Sözcüsü, Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan’ın T24’e yaptığı açıklamalar şöyle:
“Bir cezayı artırarak dünyanın hiçbir yerinde suç önlenmemiştir. Çocuğa yönelik cinsel istismar çok kötü bir olay, Toplumsal olarak bu konuda bir duyarlılığımız olduğu da bir gerçek. Gerçekten de çok küçük yaşta cinsel istismara dünyanın hemen hemen her köşesinde, demokratik toplumlarda çok ciddi tepkiler gösterilir, buna ilişkin de yasal düzenlemeler yapılır.
Türkiye’ de bu cinsel istismar suçlarına verilecek cezalar bir hayli fazladır, ama şöyle bir gerçeklikle yüz yüzeyiz, Türkiye’nin mevcut gündemini bir anlamda gündemini saptırmaya yönelik girişim olarak görmeye başladım ben bunu.
Cinsel istismar konusunda hepimiz duyarlıyız, duyarlı olmalıyız, çocuklarımızı her türlü kötülükten kurtarmak için gerekli önlemleri almalıyız. Ancak bir cezayı artırarak dünyanın hiçbir yerinde suç önlenmemiştir. İnsanları uzun süre cezaevinde tutarak ya da idam ederek bir suçu yok saymak bence çağdışı bir yaklaşımdır.
Eski TCK’nin 450 maddesinin 10. Maddesi kan gütme saikiyle adam öldürmeye idam cezası veriyordu. Türkiye’de bu cezaya rağmen yıllar boyu insanlar kan davası yoluyla birbirlerini öldürdüler. Sonuçta idam cezaları verildi. Peki, şu anda Türkiye’de kan davaları bitti gibi diyebilir miyiz? Evet diyebiliriz. Ne oldu feodalizmden kapitalizme geçiş süreci hızlandı, insanlar daha çok bireyselleştiler ve kan davasının çözüm olmadığı toplumda geniş bir kabul görünce kan davaları o gün bitti.
Cinsel istismar konusuna gelince gereken önlemleri yöneten olarak almazsanız ve sonucu cezalandırmaya kalkarsanız, bu olayların arkasına alamazsınız. Ben idamın çözüm olmadığı düşüncesindeyim. İdam cezasının çocuğa yönelik cinsel istismar konusunda duyarlılık bahane edilerek sokulmak istenmesi Türkiye’yi onulmaz bir noktaya götürür. Yarın toplumsal olarak başka olaylarda da idam talepleri gündeme gelir ki; Türkiye’nin çağdaş dünyadan kopuşu anlamına gelir. İdam cezası bir anlamda sonuç cezadır. Yarın en ufak hatalı bir idamda dahi devlet olarak büyük bir olumsuz sonucu olabilir. İdam cezasından kaçınmak ama ağır cezalar getirmek önemlidir.
Hadım cezası olarak insanların fiziksel bir organının işlev dışı kılınmasından çok insanların beyinlerini nasıl hadım edileceğine bakmak gerekir. Bir takım dürtüler nasıl ortaya çıkıyor, neler yanlış gidiyor, bu tür sapıklar türeyebiliyor. Bunları engelleme konusuna neden önlemler alınamıyor, ailelere neden daha çok bilgilendirilmiyor.
İnsanlar yoksulluk içinde kadın- erkek çalışıyor çocuklara dışarıda bir takım kötü emellere alet olabilirler. Nasıl bir toplumsal duyarlılık göstermek lazım bunların araştırılması lazım.
Benim girişimimle, cinsel istismarda bulunanlara getirilecek affı önlemiştik ancak böyle bir yasa teklifi geri çevrildi. Düne kadar çocuklara cinsel istismara evlenme şartıyla af getiren zihniyetin şimdi ortaya çıkıp idam, hadım palavraları atmaları son derece inandırıcılıktan uzak bir girişimdir."