CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında yeni kabineyle ilgili açıklamalarda bulundu. ''Emek veren, iyi yetişmiş, çok tecrübeli AKP kadroları yürütmeden tasfiye edildi'' diyen Altay, "Dün yeni bir devir başladı ama bu yeni devrin adı lale devridir. Lale devrinde de vatandaş aç, sefil, perişanken, 500 altına laleler satın alınırdı. Şimdi sarayda bunları görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Altay, Anayasa değişikliklerine uyum sağlanması amacıyla bazı Kanun ve KHK'larda değişiklik yapılmasını içeren 703 sayılı KHK'nın, çok tartışılacak, hukuk garabeti olduğunu söyledi. CHP'li vekil, bu KHK'da Meclis'ten alınan yetkinin çok aşıldığını, demokrasi, hukuk adına bir utanç ve ibret vesikası taşıyacak hususların yer aldığını belirtti.
Altay, Cumhurbaşkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı'nın, Harcırah, Taşıt, Devlet İhale, Kamu Konutları, Kamu İhale ve Kamu İhale Sözleşmeleri kanunlarından muaf olduğuna dikkati çekerek, bunun, 'kabile devletlerinde bile yapılmayacak bir iş' olduğunu kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, devletin kasasını hiçbir kurala bağlı olmadan, istediği gibi kullanacağını ifade eden Atay, dün sarayda yapılan toplantının bunun oldukça müsrif şekilde kullanacağını gösterdiğini söyledi.
Dün bir ayıba daha imza atıldığını, TBMM'nin uhdesinde olan milli sarayların, tüm birikimi, malvarlığıyla beraber Cumhurbaşkanı'na bağlandığını belirten Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dün, bunu neden yaptılar diye düşünüyorken, saraydaki töreni izleyince 'bunun için yapmışlar' dedik. Dün 13. Cumhurbaşkanı görevine başlarken kamuoyunun hafızasında şunlar kaldı; mızraklar, kılıçlar, kalkanlar, Mehter Marşı, akide şekeri, ab-ı hayat şurubu ve cülus bahşişi. Bunlar Osmanlı'da padişahların devir tesliminde ya da bir padişah ölünce, yerine geçen şehzadenin yaptığı işlerdir. Dün yeni bir devir başladı ama bu yeni devrin adı; kurucu cumhuriyet, yeni sistem değil. Dün Türkiye'de başlayan devrin adı, lale devridir. Lale Devri'nde de vatandaş aç, sefil, perişanken, 500 altına laleler satın alınırdı. Şimdi sarayda bunları görüyoruz. Cumhurbaşkanı, '81 milyonun cumhurbaşkanı olacağım' derken herhalde bir ayağını kaldırmış. Çünkü parlamentoda grubu bulunan bir parti genel başkanına, kimi milletvekillerine davetiye göndermemesi, 81 milyonun değil AK Parti'nin cumhurbaşkanı olacağının net delilidir. Yeni dönemin kodları dün ortaya çıktı. Yeni dönemin kodları şaşa, gösteriş, debdebe, israf, biraz da görgüsüzlüktür."
Açıklanan kabineyle, AK Parti ve kadrolarının, bunca emek veren, iyi yetişmiş, çok tecrübeli siyasi kadrolarının yürütmeden tasfiye edildiğinin görüldüğünü öne süren Altay, 'kabine' diye adlandırılan kadronun, siyasi kadro değil, özel hukuka ve aile hukukuna dayalı bir kadro olduğunu iddia etti.
Altay, dün açıklanan bakanlar kurulunu, müsteşarlar kurulu olarak değerlendirmek gerektiğini, yürütmenin 16-17 kişiden değil bir kişiden oluşacağını savundu.
Altay, "Hazine ve maliyenin, Cumhurbaşkanı'nın damadına bağlanması ve Milli Saraylar bünyesindeki bütün saray, kasır, köşklerin bizzat Cumhurbaşkanına bağlanması, Erdoğan ailesinin niyetini açıkça koyuyor. TBMM'nin manevi varlığına çok ağır darbe vurulmuştur. Milli Saraylar, TBMM'nindir, milletindir" dedi.
Sorunların çözüm noktasında başarılı olunmasını istediklerini dile getiren Altay, Erdoğan'ın enflasyonu, işsizliği düşürmesini, TL'nin değerini yükseltmesini, yoksulluğu bitirmesini temenni etti.
Engin Altay, Berat Albayrak'ın Hazine ve Maliye Bakanlığına getirilmesinin de 'kamu vicdanını kanattığını' söyledi.