CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklandıktan sonra serbest bırakılan ‘damatlar'a tepki gösterdi ve “Adaletteki damat modeli mülkün temelini sarsmış, kamu vicdanını sızlatmıştır” dedi.
'FETÖ' ile irtibatı olmamaları bilinmesine rağmen Cumhuriyet ve Sözcü Gazetesi yazarlarının sırf muhlaif oldukları için tutuklandıklarını söyleyen Arslan, “Yargıya güven kalmamış, hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku işlemiştir. Anayasa değişikliği başka bir rejim getirmiştir. Yeni ‘damadistan rejimi’ önce tahliyelerle kendini göstermiş, şimdi de zeytinlik üzerinden yeni bir senaryonun peşinden gitmektedir” diye konuştu.
Sanayi Komisyonu üyesi, Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:
Bakmayın siz ‘zeytinlikler yüzünden Bursa’da mezaryeri bulamadık, yerleşim yeri inşa edemiyoruz’ diye Ankara’ya muhtarlarımızı çağıranlara. Bu yasa eğer sadece yerleşim ve mezar yeri derdiyle çıksaydı, bu gerekçeyle önce Tarım, ardından Bayındırlık ve İmar Komisyonuna gönderilirdi. Hatta özel düzenlemeyle bu yerleşim sorunu çözülebilirdi. Ama esas dert başka. Esas dert, plansız bir sanayileşme ve madencilik uğruna zeytinliklerin kıyımıdır. Zeytinlikler ile verilen Danıştay kararının önüne damat rejimiyle geçmektir. Yasada yeni kurulması öngörülen Kurul da damat ve saray talimatıyla çalıştırılacak, Kurul üyeleri yanlış gördüğü projeye imza atmazsa iki dakikada FETÖ’cü ilan edilecek, ihraç edilecek veya cezaevine gönderilecek.
Elimizde yeni bir Danıştay kararı var. Bu karar, FETÖ’cü olduğu ilan edilip madenlerine ve tüm mallarına el konulan firmaların bu iktidar zamanında başlattığı maden işlerinin de hukuka aykırı olduğunu belgelemiştir. FETÖ-AKP ittifakının kanunsuz maden rantı bu mahkeme kararıyla tescillidir. Artık bunun daha ötesine geçilemez, bu 2. madde bu tasarıda görüşülemez, bu nedenle tasarıdan mutlaka çıkarılmalıdır.
Ben sanayiciyim ve bu maden düzenlemesini sanayinin yararına görmüyorum. Ülkemizde sanayi yatırımı yapılacak binlerce dönüm boş arazi ve kırsal alan var. Ayrıca bugün henüz doldurulamamış OSB’ler var. Buralarda çözümler üretmemiz, sanayimizi büyütmemiz gerekirken, sanayileşmeyi zeytinlikler üzerinde kurgulamak akla ve mantığa uygun değildir. Görüştüğümüz Üretim Reform Yasa Tasarısıyla ilgisi olmayan, komisyonda çıkarılmasını istediğimiz 2. Madde açıkça bu Danıştay kararının üzerini çizmek içindir.
Danıştay kararı açıkça bu damadistan rejiminin bu yasasına karşıdır. Eğer bu yasa değişikliğini yapamazlarsa, FETÖ’nün mallarına talip olan madenciler işe devam edemeyecek, zeytinliklerde kanunsuz madencilik ve sanayicilik yapanların önü kesilecek.
Başbakanın “Fiili durumu yasal hale getirmek” dediği şey, FETÖ’cü madencilerden arta kalan ama mahkemelerin onay vermediği zeytinlikler üzerindeki madenlerin de yeni rant sahiplerine açılması mıdır? Bu düzenleme, kanuna aykırı maden çalıştıranlara mahkeme kararı yerine damat onayı verilmesidir.