CHP'li Arslan: Şehit analarından oy isteyecek yüzü, anayasa anlatacak sözü kalmamıştır!

CHP'li Arslan: Şehit analarından oy isteyecek yüzü, anayasa anlatacak sözü kalmamıştır!

Anayasa Komisyonu’nda konuşan CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, “Çiftçi kredisini ödeyemiyor, esnaf siftah edemiyor, çekler karşılıksız çıkıyor, kepenkler kapanıyor, sanayicinin maliyetleri artıyor, dolar almış başını gidiyor, ihracat düşüyor, genç işsizliği had safhaya çıkıyor ama israf içinde yüzen Saray kendine bir de sultanlık istiyor” dedi.

"Şehit analarından oy isteyecek yüzü, anayasa anlatacak sözü kalmamıştır!"

Türkiye’nin terör, tarım, huzur, ekonomi, geçim, dış politika sorunları varken rejimi tartışmanın, tek bir kişinin saltanatı için ülkenin uçuruma sürükleneceğine dikkat çeken Arslan, “Analar ağlamasın diyerek çözüm sürecini başlatıp anaları ağlatanların, ocaklara şehit ateşi düşmesinden sorumlu olanların, zaafiyeti siyasetinin harcı yapanların, o şehit analarından oy isteyecek yüzü, anayasa anlatacak sözü kalmamıştır” diye konuştu.

"20 maddede yaşanacaklar"

İktidarın meşru sınırlar içine çekilmesinin gerektiğine dikkat çeken Arslan’ın 20 maddede anayasa değişikliğiyle yaşanacaklarına dikkat çektiği konuşması şöyle:

-Getirilecek tasarıyı reddediyoruz, çünkü Anayasamızın Başlangıç bölümüne ve özüne aykırıdır. Seçilecek Cumhurbaşkanın adı aynı kalsa da, Başkanlık yetkisiyle donatılan bir rejim olacaktır.

-Türkiye'nin Başkanlık derdi yoktur. Öncelikle ülkemizin Terör kıskacından kurtarılması gerekir. Bu nedenle bu değişikliğe ihtiyaç yoktur, geri çekilmesi gerekir.

- Ülkemizin Demokratik Laik Cumhuriyet rejimine üç koldan saldıran terör sorunu vardır, ekonomik sorunlar vardır, işsizlik ve yoksulluk vardır, huzuru ve barışı kaybolmuş bir Türkiye vardır, bunların öncelikle çözülmesi gerekir.

-Bu değişiklik bütün yetkileri bir adamda toplayan otoriterleşmeyi ve sonuçta diktatörlüğü getirecek bir rejimdir.Laik Cumhuriyet rejimini ortadan kaldıracaktır.

-Bu değişiklik Atatürkçülüğü ve Laik Cumhuriyetimizi ortadan kaldıracaktır. Başkanlık sistemini devreye sokacaktır. O da federasyonun ve bölünmenin yolunu açacaktır.

-Cumhurbaşkanı istediği kararnameleri çıkartacak, bütün temel kanunları değiştirebilecek, bütün üst düzey memurları atayabilecektir.

-Hükümetin başı Cumhurbaşkanı olacak, bütün bakanları kendisi meclisin içinden ve dışarıdan atayacaktır. Hükümetin Meclise karşı sorumluluğu yoktur, gensoru kaldırılmıştır, yalnızca Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacaktır. Bakanlıkların sayısını Cumhurbaşkanı belirleyecektir.

-Parlamenter sistem, kuvvetler ayrılığı yok edilecek, Meclis bay-pas edilerek etkinliği ve denetimi kaldırılacaktır. Bütün yetkiler tek adamda birleştirilecektir. Ayrıca milletvekilinin sorunları çözmede, hizmeti vermede büyük sıkıntılar yaşanacaktır.

-Partili Cumhurbaşkanı gelecek, kutuplaşma artacak, taraflı ve dengeleri gözetmeyen, yemini tarafsızlık şeklinde olsa bile, partili Başkan ne isterse istediği gibi yapan bir rejim gelecektir.

-Bütün yetkileri elinde toplayan Cumhurbaşkanının sorumluluğu yok gibidir. Meclisteki vekil sayısı neden icap ediyorsa 600'e çıkarılacak, 301 Milletvekilinin istemi ile soruşturma açılmasına, 330 oy ile Komisyona sevkine, 400 oy ile Yüce Divana sevkine karar verilebilecektir. Bu da sorumsuzluğu yaratacaktır.

-Cumhurbaşkanı seçimiyle genel seçimler birlikte yapılacak, Cumhurbaşkanı 2 defa seçilme durumu olduğu halde, meclis erken seçim kararı verirse, Cumhurbaşkanın son dönemi olsa bile tekrar tekrar seçilme olanağını verecektir.

- Cumhurbaşkanı hiçbir neden olmasa dahi meclisi tamamen feshedebilecektir.         

-Demokratik parlamentonun oluşması ortadan kalkacak, parti içi demokrasi tamamen yok olacak, partili cumhurbaşkanının belirlediği adaylar seçilecek. Bu şekilde seçilen mecliste tamamen Cumhurbaşkanına bağımlı olacak, kuvvetler birliği oluşacaktır.

- Cumhurbaşkanının Meclisten çıkan yasaları veto yetkisi var.

- Anayasa Mahkemesi üyelerinin sayısı 17'den 15'e düşüyor,12 tanesini Cumhurbaşkanı seçiyor, 3 tanesini de Meclis seçiyor. Bu mahkeme Yüce Divan sıfatıyla tarafsız ve bağımsız karar veremez.

-Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun sayısı 12'ye indiriliyor, 6'sını Cumhurbaşkanı, 6'sını Meclis seçecek. Bu kadrolar Cumhurbaşkanı ile birlikte gelecek, onunla gidecektir.

- Cumhurbaşkanı Yargıtayın Cumhuriyet Başsavcısını ve yardımcısını, Danıştay'ın 1/4 Üyesini seçecek. Bu şekilde üyeleri partili Cumhurbaşkanınca atanan yargı üyeleri bağımsız olabilir mi? Tarafsız karar verebilir mi? Böyle bir düzenlemeyi kabul etmemiz mümkün değildir, halkımızın da bunun tehlikeli olacağını görmelidir ve ona göre bu değişikliğe hayır demelidir.

-Cumhurbaşkanı Bütçeyi Meclise sunduktan sonra ret edilirse, hükümet geçmiş dönem bütçe ile çalışmak zorunda kalacak.

-Milletvekili sayısının 600'e çıkarılmasının hiçbir anlamı yoktur.Yedek Milletvekiline de ihtiyaç yoktur .Eski düzenleme % 5'lik eksilme halinde ara seçim yapılması uygundur.

-Kişiye bağlı yapılacak bu değişiklik, seçilmiş olanla birlikte yok olur. Ayrıca kişiye bağlı bu düzenlemeler, zamanla kurumları zaafiyetini ortaya çıkarır. Çıkan bu sonuç karşısında hiç bir şey yapamazsınız.