CHP'li Aygün: Tutuklu avukat sayısı 45'den fazla

CHP'li Aygün: Tutuklu avukat sayısı 45'den fazla

HÜLYA KARABAĞLI / Ankara

 

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, Türkiye’de, Diyarbakır Barosu’nun verilerine göre, tutuklu avukat sayısının 45’den fazla olduğunu söyledi.  

Aygün, Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi savunma avukatlarına yönelik operasyonlarla ilgili, “Emniyette tükürük ve kan örnekleri zorla alınmıştır. Adliyenin eksi altıncı katındaki nezarette saatlerce tutulmuşlardır. En önemlisi ise avukatların adliyede polisler tarafından darp edilmesidir” dedi.

 

Muhalif, öğrenci, sendikacı, belediye başkanı ve milletvekili cezaevinde 

 

Hüseyin Aygün, ‘gözaltına alınan ve tutuklanan avukatların, evlerine yapılan baskınlar sırasında yaşananlar, yargılama süreci ve cezaevlerinde yaşadıkları sorunların’ Meclis eliyle araştırılmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na verilen araştırma önergesinin gerekçesinde, cezaevlerinin her gruptan muhaliflerin cezaevlerini doldurduğuna dikkat çekildi. Araştırma önergesi gerekçesinde şunlara yer verildi. 

 

Polis vesayeti her alanda hissediliyor

 

İnsan hakları ihlallerine karşı yürüttükleri başarılı mücadelelerle bilinen bu avukatların gözaltına alınma biçimleri bize bu ülkede adeta savcıların görevine polislerin el koyduğunu ve polis vesayetinin her alanda hissedildiğini göstermektedir. Dört bir yandan gelen raporlar Türkiye’de özgürlüklerin baş döndürücü bir hızla kısıtlandığını, iktidar muhaliflerine yönelik geniş çaplı bastırma operasyonlarının yürütüldüğünü kanıtlamaktadır.

 

Avukatların evleri ve işyerleri kapılar kırılarak basıldı

 

Türkiye’de gün geçtikçe artan baskıcı, otoriter uygulamalar ile birlikte üst üste gerçekleştirilen operasyonlar sonucu cezaevleri muhalif işçi, öğrenci, sendikacı, belediye başkanı, milletvekili ve avukatlarla dolup taşarken, baskınların ardı arkası kesilmemektedir. Son olarak 18 Ocak 2013 sabaha karşı saat 04.00'den itibaren DHKP-C operasyonları kapsamında yapılan operasyonlarda gazeteci, avukat ve öğrenciler tutuklanmıştır.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul ve Ankara şubeleri ile Halkın Hukuk Bürosu ve birçok avukatın evleri ve büroları polisler tarafından kapılar kırılarak basılmıştır. Yapılan tutuklamaların ardından toplumun muhalif kesimlerine yönelik tutuklama kararının giderek sıradanlaştığı görülmektedir.

Kanunun açık hükümlerine rağmen, Cumhuriyet Savcısı ve Baro temsilcisi beklenmeden bazı avukat bürolarının kapıları polis tarafından 'kırılarak' içeri girilmiş, avukatın müvekkille olan yazışma ve belgeleri incelemeye tabi tutulmuş, aramalar kayda alınmış, gereklilik ve orantılılık kıstaslarına uyulmadan gözaltı işlemi uygulanmıştır.

 

Eksi altıncı katta saatlerce tutuldular

 

Hatta öyle ki, ÇHD merkezinde yapılmakta olan aramaya İstanbul Barosu Başkanı'nın girmesi engellenmeye çalışılmış ancak başarılı olunamamış, arama mahallinde ise hukuka aykırı olarak kamera ile görüntülenmeye çalışılmıştır. Tüm bunlar Ceza Muhakemesi Kanununa ve Avukatlık Kanununa, hukuka, evrensel kurallara, avukatlık onuruna aykırıdır. Avukatlık Kanunu'nda ve bir takım yasal düzenlemelerde açıkça belirtilmesine rağmen avukatların bürolarında yapılan aramalarda savcı ve Baro gözetmeninin bulundurulmamasının yanı sıra avukatların dava dosyaları dâhil birçok belgelerine el konulmuştur.

 

Polisler tarafından darp edildiler

 

El konulamayacak belgeler de kameralara kaydedilmiştir. Emniyette tükürük ve kan örnekleri zorla alınmıştır. Adliyenin eksi altıncı katındaki nezarette saatlerce tutulmuşlardır. En önemlisi ise avukatların adliyede polisler tarafından darp edilmesidir.

 

Operasyonlar ‘savunma hakkı ve mesleğine’ sistematik bir saldırı         

 

'Operasyon' adı altında yürütülen bu nitelikteki karar ve işlemler, 'savunma hakkı ve mesleğine' olduğu kadar 'insan hakları savunucularına' karşı da sürdürülen sistematik bir saldırı görünümü kazanmıştır. Bu nedenle cezaevlerinde tutuklu bulunan avukatların evlerine yapılan baskınlar sırasında yaşananlar, yargılama süreci ve cezaevlerinde yaşadıkları sorunların araştırılması ve gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla Meclis araştırması açılmasını teklif ederiz.”