CHP'li Böke: İşsizlik rakamlarıyla oynamak ekonomiyi düzeltmiyor

CHP'li Böke: İşsizlik rakamlarıyla oynamak ekonomiyi düzeltmiyor

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, ekonomi yönetiminin Orta Vadeli Program’da sunum değişikliği ile kişi başına milli geliri yüksek göstermesinin ardından İşkur’un işsizlik sayısını 1 milyon kişi azaltmasıyla ilgili olarak, açıklama yaptı. Böke, “Ben bu rakamı beğenmedim, yeni rakam vereceğim demek, sorunu tespit etme cesareti olmadıklarının göstergesi” dedi.  

“Rakamlarla oynamak ne işsizliği azaltır, ne ekonomiyi düzeltir, sadece göz boyar” diyen Böke şöyle devam etti: 

“Ben bu rakamı beğenmedim, yeni rakam vereceğim demek sorunu tespit etme cesareti olmadıklarının göstergesi. İktidarların rakamlar beğenildiği zaman belli bir ölçü, beğenilmediği zaman başka bir ölçü kullanmak gibi bir lüksü yoktur. İktidar belli bir sorun varsa bunu tespit etmekle ve bu tespiti yaptıktan sonra da çözmekle yükümlüdür. Ama böyle rakamlarla oynayarak gerçeklerden kopan iktidarın gerçeği yönetmesi ve sorunlara gerçek çözümler getirmesi beklenemez.” 

 

Hayal gücüyle iş yapıyorlar

 

İstatiksel raporlama değişiklikleriyle hiçbir sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan Böke, “Orta gelir tuzağından çıkalım derken kastettiğimiz 10 bin doların üstüne çıkmaktı, altına düşmek değildi. Peki neden düştük? Hukukun üstünlüğünün zedelenmiş olması, demokrasimize yönelik tehdit algısının artmış olması, kurumların bağımsızlığının tehdit altında olması, teknoloji eksikliği, eğitim reformu eksikliği gibi nedenlerden kaynaklanıyor. Ama gerçeklerle değil, hayal gücüyle iş yapan bir iktidar var. O nedenle bu sorunları çözme becerileri yok” diye konuştu.

Böke, 2011 yılında 14 bin dolar olacağı taahhüt edilen kişi başı gelirin bu yıl 9 bin dolarlara, 2016’da 8 bin 744 dolara düşeceğini ve bu yüzden de bu rakamların OVP’de yer almadığını kaydederek şu görüşleri dile getirdi: 

“OVP’de ayrıca sorunlu gözüken bir şey daha var. Orta Vadeli Programın amacı, bütçeye temel oluşturacak makroekonomik büyüklüklere yönelik öngörü oluşturmaktır. Bu öngörüleri yapabilmek için belli varsayımlar yapmak gerekir. Oysa bu Orta Vadeli Programda dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmelere göre varsayım belirlemek yerine erişilmesi istenen makroekonomik büyüklükleri mümkün kılacak varsayımlar yapılmış gibi gözüküyor. Yani önce hedef konmuş, o hedefe göre varsayım uygulanmış görünüyor. FED faizinin sınırlı olacağı, dünya ticaretinin artacağı gibi sorunlu küresel varsayımlardan hareket edilmiş. Türkiye’de de tasarrufun ve verimliliğin artacağı beklentisi varsayımlar arasında. Oysa güven endeksinin en çok düştüğü alan vatandaşın tasarruf etmeye yönelik beklentisi ve imkanı ile ilgili. Bu varsayımlar sorunlu olduğu için, bir ülkenin ileriye dönük ekonomideki yol haritası olan OVP de, ne yazık ki güvenilirliğini yitirdi.”

 

Herkes cebindeki parayı biliyor

 

Aslında değişen bir şey olmadığını, sadece farklı bir tabir kullanarak, vatandaşa milli geliri daha da yükselmiş gibi göstermeye çalıştıklarını anlatan Böke şunları söyledi:

“Yaptıkları belli bir uzunluğu kilometre cinsinden söylemek yerine santimetre cinsinden kullanmak gibi. Yani değişen bir şey yok. Siz istediğiniz kadar vatandaşa milli gelir artmış gibi sanal rakamları ortaya koyun, sonuçta herkes cebindeki parayla ne satın alabileceğini biliyor. Satın alma gücü paritesi ile raporlama yapma tercihini, bu sene geçici bir hükmet olmasına ve kendi programı olmadığına bağlayan açıklamalar ise bakan makamının gerektirdiği sorumlulukla hiç örtüşmüyor. Acaba bu açıklamaya göre hükümeti yok saymak mı gerekiyor?”

AKP’nin 2011 Seçim Beyannamesinde milli geliri 1,1 trilyon dolara, kişi başı geliri de 14 bin dolara çıkarmayı vaat ettiğini hatırlatan Böke, bu hedefin yüzde 35 gerisinde kalındığına işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı:

“Orta Vadeli Programda dolar cinsinden milli gelir ve kişi başına düşen gelir ilk kez yayımlanmadı. Hükümetin artık rakamlara makyaj yaparak gerçekleri gizlemek gibi bir şansı kalmadı. Emeklinin, asgari ücretlinin, işsizlerin hali ortada. Gerçekleri görmek için sanal rakamlara değil, sokağa ve günlük yaşantımıza bakmak yeterli. Düşük ücret politikasıyla insanları yoksullaştırarak toplumsal gerilimi arttıran hükümet daha fazla devam edemez. CHP olarak biz sorunları gerçekçi tespit ettiğimiz için çözümlerimiz de gerçekçi. O nedenle seçim beyannamemiz halkta karşılık buldu. Sadece halkımızda değil diğer tüm siyasi partilerde de karşılık bulan bu tespitlerimiz ve reformlar için Türkiye’nin kaynağı olduğu gerçeğini de Bakan, 2016 yılı Bütçe Kanunu’na ilişkin basın toplantısında söylüyor ve bizim 7 Haziran’dan beri söylediğimiz gerçeği nihayet kabulleniyor. 1 Kasım’dan sonra beyannamemizde yer alan tüm bu vaatleri bir bir hayata geçirmek için tüm deneyimli kadrolarımızla hazırız.”